VAHAKN KEŞİŞYAN

Vahakn Keşişyan

Sünni çok renkliliği

 

 

Müslüman kardeşler, El Kaide, Selefiler ve en nihayet liberaller. Sünnilerin başlıca bölünmeleri yukarda sayılanlardır. Bunların hepsinin de siyasi bir güce, İran’a ve onun çeperindeki diğer devletlere karşı savaştıklarını biliyoruz. Fakat aynı zamanda birbirleri ile de mücadele halindeler. Bu dört temel gücün Orta doğudaki bütün İslam ülkelerinde bağlantıları var, ya da kendileri doğrudan bir bağlantının parçaları.

Burada hangi örgütün, hangi iktidarla veya muhalefetle yandaş olduğunu saymaya gerek yok. Ama iki önemli özellik var meseleyi tam anlayabilmemize yardımcı olan. Bunlardan birincisi Sudi Arabistan ve Katar arasındaki ilişkidir. Bir yandan müttefik rolünde olan bu ilişki çoğu durumda da rakip konuma dönüşmekte.

İkincisi, bu iki ülkeden hangisinin diğerine finansal kaynak yarattığı ve Ortadoğu’da genel olarak desteklediğidir. Tabi ki böyle konular açıkça ilan edilmezler olayların gelişimi içinde değerlendirilirler. Son dönemde yaşanan birkaç olayı özellikle Suriye’nin Kuseyr kentindeki çatışmaları, Lübnan’ın Sayda şehrindeki olayları ve Mısır’daki son gösterileri yan yana getirdiğimizde Sudi Arabistan’ın ve Katar’ın bölgedeki etkinlik alanlarını genişletmek için sıkı bir rekabet içinde oldukları değerlendirilebilir. Sudi- Katar anlaşmazlığı Suriye’deki muhalif örgütlerde görüldüğü kadar hiçbir yerde görülemez. Son aylarda Katar’ın himayesinde ulusal koalisyon adlı hareket kuruldu ve başına da nispeten liberal bir isim olan Muaz El Hatip getirildi. Ancak Hatip’in istifasından sonra ondan boşalan makama yine Katar’ın desteği ile Müslüman kardeşler üyesi Hassan Hito getirildi. Ulusal koalisyonun Müslüman kardeşlerin etkisinde bulunduğu bir sır değil. Onun sahadaki varlığıysa El Kaide ile bağlantısını gizlemeye gerek duymayan El Nusra cephesi. Ancak Müslüman kardeşlerin Tunus’tan Mısır’a, Filistin’den Ürdün’e ve Suriye muhalefetine uzanan gücü Sudi Arabistan kralını ciddi şekilde kaygılandırıyor. Krallık sürekli olarak hesap soran ve belki bir gün de kurbanı olacağı Müslüman kardeşler yerine, daha örgütsüz olan Selefiler’le işbirliğini tercih ediyor. Sünnilerin iç mücadeleleri genel tablonun sadece bir yüzü. Öte yandan İran ve Sudi ve Katar için her zaman bir alternatif olarak duran İran ve Şii siyasi örgütleri var. Tabi bu arada uluslararası güçler de devreye giriyor. Örneğin Amerika’nın ve Avrupa’nın çıkarlarına hizmet ederek rakiplerine karşı onların desteğini elde etmek. Bu durumu açıklamak için iki önemli örnek var. İlki bizzat ulusal koalisyon meselesi. Hassan Hito yönetime gelince bi Müslüman kardeşler üyesi olarak El Nusra cephesi askerlerinin muhafızlığında Suriye’ye girdi ve Halep önlerine kadar ilerledi. Sudi Arabistan ve Amerikan çevreleri yaşananları eleştirmek için hiç vakit kaybetmeden Katar’a ulusal koalisyonun yapısını değiştirmesi ve liberalleri de harekete dahil etmesi için baskı yaptılar.

İkinci örnekse Mısır’daki son gösteriler. Müslüman kardeşler hükümetine ve cumhurbaşkanı Mursi’nin iktidarına karşı gösterileri Sudi Arabistan ve onun desteklediği Selefi ve liberal güçler örgütlüyor. Unutmayalım ki Müslüman kardeşler hükümeti Katar’a eşi görülmemiş bir yakınlık gösterdi ve özellikle Süveyş kanalıyla ilgili olarak büyük kolaylık sağladı. Bunlar Katar gazının Avrupa’ya ulaşması bağlamında çok önemli destekler. Bu durumda Obama’nın Sudi cephesinin yanında olmasında şaşılacak bir şey var mı?

Sudi Arabistan Müslüman kardeşleri dengelemek için liberal Sünnilerle işbirliği yapmaya bile razı. Lübnan’daki Sünnilerin çoğunluğunu ve Mısır’daki özgürlük hareketini bu kapsamda değerlendirebiliriz. Oluşan tabloda Katar Müslüman kardeşlere ve El Kaide’ye destek olurken Sudi Arabistan da Selefilere ve liberallere destek olmakta. Bu tablo her ne kadar imkânsız gibi görünse de gerçeklik, tabloların ne denli dağılmış ve iç içe geçmiş olduğunu kanıtlıyor.