Türkiye insanı, özellikle de Kürtler, cenazelerden usandı ve umut içinde. Düne kadar kapatıldı-kapatılacak BDP umut içinde. Teröristbaşılıktan müzakerecibaşılığa terfi eden Öcalan umut içinde.
Hipnoz altındayken
Bütün Türkiye “Beni başkan yapmazsanız, savaşın devamını istiyorsunuz demektir!”le hipnotize olmuşken, farkında mısınız, ülkemizin ilk şeriat kanunu yaklaşıyor. Bakan Mehmet Müezzinoğlu ‘Süt Bankası Yasası’ hakkında bilgi verdi: Bağışçı anne ile alıcı annenin bebekleri aynı cinsiyetten olacak, her bebek için tek donörden süt alınacak. En önemlisi, “süt kardeşliği nüfus kütüğüne işlenecek ve süt alan bebeler beş yılda bir bilgilendirilecek.” Ailelerin rızası olursa “farklı dinden” kişilerin başvurusu da kabul edilecek (DHA).
Sonuçlarına sonra geleceğiz; bunların ‘Türkçe meali’: 1) Aynı sütanneden süt almış çocukların evlenmesi yasaklanıyor; 2) Bu kararı devlet, Diyanet İşleri Bakanlığı (DİB) ‘fetva’sı üzerine aldı.
Evvela DİB, sonra Bakanlık
Anadolu Ajansı’nın (AA) 26 Şubat 2013 tarihli haberi: Nisan 2012’de toplanan DİB Din İşleri Yüksek Kurulu, “İslam’ın yasak kıldığı süt akrabaları arasında evlenmelere yol açabileceği” gerekçesiyle Süt Bankası kurmanın “dinen caiz olmadığı” kararına vardı.
Bir yıl önce alınan bu DİB kararını niye duymadık? İhtimal, hükümet, “Şeriat kurallarına göre yasa getiriyorlar” denmesinden korktu; bunun üzerine de DİB, kararını şu biçimde yumuşattı: 1) Bir kadından alınan süt sadece erkek veya sadece kız çocuklara verilsin; 2) Birden fazla anneye ait sütler karıştırılmasın; 3) Süt veren ile alanın kimlikleri yasal kayıt altına alınsın ve bu bilgi her iki tarafa da iletilsin. İşte, şimdi Bakanlığın yaptığı da kelimesi kelimesine bunlar.
AA haberinin altında, 2 Mart tarihli bir haber daha var: “Bakanlık yetkilileri, benzer bir uygulamanın Osmanlı İmparatorluğu döneminde de yapıldığını ve 'süt kütükleri' tutulduğunu bildirdiler.”
Çeşitli dinlerde durum
Sütkardeşlerin evlenmesi yasağı başka dinlerde var mı, araştırdım. İstanbul’daki Yahudi cemaatinden “Hiç duymadık” diye haber geldi. Musevi ulema ise “Böyle bir yasak yok” dedi (Soli Özel’e teşekkürler).
Hıristiyan ilahiyatında da yasak yok. Evliliğin düzenlendiği metin, Müslümanlar için de kutsal sayılan Kitab-ı Mukaddes’in “ilk bölümü olan Eski Ahit’in ilk beş kitabı olan Tevrat’ın üçüncü kitabı Levililer, Bölüm 18.” Burada evlilik yani cinsel ilişki yasağı fevkalade geniş, mesela komşunun karısıyla ilişki yasak, ama sütkardeşiyle değil. (Soner Tufan’a teşekkürler)
İlahiyatla yetinmedim, gayrimüslim ‘örf-âdet’ini de araştırdım. Protestanlıkta böyle bir yasak yok. Vatikan’da yıllarca kalmış bir arkadaşımın danıştığı İtalyan rahip, soruyu ‘tuhaf’ buldu. Rumlara sordum, “Fener Patrikhanesi’nden teyit edilmiş cevap: Kardeş sayılmazlar” (Frango’ya teşekkürler). Dostum bir Ermeni rahibe sordum; önce çok şaşırdı, üç gün sonra arayıp, sadece İsa’nın 12 havarisinden Aziz Tateos’ta böyle bir yasağa rastladığını söyledi. Süryani rahip bir dostum, kendilerinde 13. yüzyıldan beri sütkardeşiyle evlenmeme geleneği olduğunu söyledi.
Demokrat bir İslamcı dosta sorduğumda ise şu bilgileri aldım: “Yasak, Kur’an Nisa Suresi 23. Ayet’te ‘süt kız kardeşleriniz’ biçiminde geçiyor. İki farklı kişinin aynı emzirenden süt içmesiyle genetik bir yakınlık oluşması mümkün değil. Ama bu bir örf-âdet olarak Arapların arasında belirginleşmemiş bir konu idi, Kur’an buna düzenleme getiriyor olmalı.”
Şeriat yasasının sonuçları
Demek ki, Süt Bankası Yasası’nın kaynağı, ‘Kur’an-ı Kerim Nisa Suresi 23. Ayet”’ Tabii, Bakanlık böyle diyemeyeceği için, nüfusa kaydetmek başta olmak üzere, çeşitli yollardan ilerliyor. Bu durumda:
1) Mantıksızlık: Türkiye’de evlenmek amca kızı ve teyze oğlu gibi ‘yakın kan akrabaları’ için serbest, ‘süt akrabaları’ için yasak. Mahalledeki sütanneden alınca yasak değil, bankadan alınca yasak. Tabii, bugüne kadar yapılmış milyonlarca sütkardeş evliliğini de, devlet resmen ‘fisk-ü fücur’ ilan etmiş oluyor. Yani, hâşâ huzurdan, ensest.
Yan yana iki ev, çocuklar sütkardeşi, aynı avluda büyüyorlar, aileler rahatsız olabilir; bunu anlamak mümkün. Süryani rahip dostumun söylediği de zaten bu. Ama bu, ailelerin işidir. Süt Bankası kurup, üniversitede tanışan bir kız ile erkeğe devletin resmi makamlarınca “Durun! Siz kardeşsiniz!” bildirimleri yapılması! Bırrr. ‘1984’!
2) Dinsel ayrımcılık: “Ailelerin rızası olursa farklı dinden kişilerin başvurusu da kabul edilecek”e dikkat ettiniz mi? Bunlarınkinin ‘İslam sütü’ne karışması istenmiyor.
3) Gerçek laiklik: Tabii ki bireyler DİB’e başvurarak neyin ‘dinen caiz’ olduğunu sorabilir ve ona göre hareket edebilirler (soracaksanız, sabitten ve cepten ‘Ücretsiz Fetva Hattı: 190’). Ama, devletin kalkıp da yasaları dine göre yapması? Hele de, Türkiye’nin hipnoz altında olmasından bilistifade? Bu yasa çıksın, ilk sıra Organ Nakli Yasası’nda (fetvası çıktı bile), ikinci sıra Kan Bankaları Yasası’nda olacaktır.