Sivas davasında devam eden ve dosyası ana davadan ayrılan 6 firari sanığın yargılandığı dava öncesi Ankara Adliyesi’nde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Bazı Alevi dernekleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle toplanan büyük kalabalık “Sivas’ta zaman aşımına hayır adalet istiyoruz” diye haykırdı.
Adliye önünde toplanan bazı Alevi dernekleri, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ile sendika ve konfederasyonların üyelerinden oluşan gruptakiler çeşitli döviz ve pankartlar açarak, “Zaman aşımına hayır adalet istiyoruz”, “Sivas'ın ışığı sönmeyecek” sloganları attı. DİSK Genel-İş Sendikasına ait ses yayın aracından Sivas olaylarında hayatını kaybedenlerin isimleri okundu. Okunan her isimin ardından gruptakiler “Burada” karşılığını verdi.
Ankara Adliyesi'ne gelen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, CHP'li Muharrem İnce ve CHP'li vekil Umut Oran da duruşmayı izlemek üzere salona girdi.
Güvenlik önlemleri artırıldı
Öte yandan devam eden ve dosyası ana davadan ayrılan 6 firari sanığın yargılandığı dava öncesi Ankara Adliyesi’nde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Güvenlik güçleri sabahın erken saatlerinden itibaren Adliye’nin her bir kapısına barikatlarla güvenlik koridoru oluşturdu. Vatandaşlar da Adliye’ye kimlik kontrolü ve üst aramasından sonra alındı.
Erçakmak öldü, 6'sı firarda
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, sabah saat 10.00’da başladı. Davanın sanıkları firari durumda olan Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu ile birlikte, Sivas ana davasının 1 numaralı sanığı olan dönemin Sivas Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak. 10 Temmuz 2011’de öldüğü Adli Tıp raporlarıyla kesinleşen Erçakmak’ın “ağırlaştırılmış müebbet”, diğer 6 sanığın ise “örgüt propagandası yapmaktan” haklarında 5 yıla kadar hapis cezalarının istendiği davanın sanıklarından Yılmaz Bağ’ın da 25 Aralık 2006’da öldüğü, sonradan mahkemeye bildirilmişti. Her iki sanık hakkında ölümler nedeniyle “dosyadan düşürülme” kararı verilmişti. Halen bulunamayan 5 sanık yüzünden duruşmalar bugüne dek sürmüştü.
Erçakmak için de karar verilecek
Savcı, ana davanın sanıklarından Cafer Erçakmak’la ilgili dosyanın, bu davadan ayrılmasını istemişti. Savcının mütalaasından 3 yıl sonra, Cafer Erçakmak’ın 10 Temmuz 2011’de eceliyle öldüğü ve gizlice gömüldüğü ortaya çıkmıştı. Ancak davada ölenlerin avukatları, mahkemeden bu konunun araştırılmasını istemiş ve Erçakmak’ın mezarının açılıp gen ve babalık testi yapılmasını talep etmişti. Adli Tıp, gönderdiği raporda ölen kişinin yüzde 99.99 Erçakmak olduğunu belirtmişti. Avukatlar bu rapora da itiraz ederek, Erçakmak’ın 1. derece akrabaları olan kardeşlerinden de örnekler alınması gerektiğini savunmuştu. Mahkeme heyeti de son duruşmada, bu konuda görüş bildirmesi için, dosyanın bir kez daha savcılığa verilmesini isteyerek duruşmayı bugüne ertelemişti.
Savcı, 2008'de düşmesini istedi
Firarda olan dava sanıkları, bütün yazışmalara rağmen bugüne kadar bir türlü bulunamadı. Mahkeme savcısı ise suç tarihi itibarıyla 15 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, davanın 2 Temmuz 2008 tarihinde düşmesi gerektiğini savundu.
‘Umutsuz bekleyiş’
Zeynep Altıok da bugünkü mahkemeden beklentilerini, çabalarının gerisindeki amaçlarını Cumhuriyet gazetesine değerlendirdi.
Yargıçların yasaları yorumlayarak isterlerse zamanaşımını askıya alabileceklerini söyleyen Zeynep Altıok, “Mahkemeden olumlu bir karar çıkarsa çok sürpriz olur” diyerek umutsuzluğunu ortaya koyuyor. “Bu saatten sonra yapacak bir şey yok” diyen HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un sözlerini de değerlendiren Altıok, “Henüz neticelenmemiş bir davanın öncesinde karar açıklaması gibi. Sanki bir mesaj gibi algılanıyor. Doğru bulmuyorum” dedi.
Eğitim süresine ilişkin yasanın istendiğinde yarım saatten bile önce çıkarılabildiğini anımsatan Zeynep Altıok, “MİT Yasası’nda da aynısını yaşadık. İki ay önce Meclis’i ziyaret ettiğimizde isteklerimiz bugüne kadar değerlendirilseydi, ciddiye almak ya da bu konuyu önemseyerek uluslararası standartlarda yapma niyeti olsaydı yapılabilirdi. Burada bizim taleplerimizin defalarca AKP tarafından reddedilmiş önergeler silsilesi var” diye konuştu.
Son dakika teklifi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, yargılamalarda zamanaşımı ile ilgili kanun maddesinde değişiklik istedi. Tanrıkulu’nun TBMM Başkanlığı’na sunduğu teklifi, Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinin 6’ncı fıkrasına, “Failin arandığı ancak yakalanamadığı ve ifadesinin alınamadığı hallerde zamanaşımı hükümleri işlemez” cümlesinin eklenmesini öngörüyor.