Bitlis’te William Saroyan’ın isminin, ailesinin yaşadığı sokağa verilmesi tartışmaları sürerken, Vali Vekili Salih Altun’un bir Ermeni manastırının restore edilmesiyle ilgili, “Sevmediğim bir adamın yaptığı bina da sevmediğim bir binadır! Niye koruyayım?” sözleri, alışıldık devlet refleksine yeni bir örnek oldu.
EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com
Dünyaca ünlü yazar William Saroyan’ın adının, ailesinin Bitlis’te yaşadığı ve evinin bulunduğu sokağa verilmesi konusundaki soru işaretleri henüz yanıt bulmadı. Londra’da bulunan Gomidas Enstitüsü Direktörü Ara Sarafian, Bitlis Valisi Orhan Öztürk’e hitaben kaleme aldığı açık mektupta, valinin, sokağın adının değiştirilmesi yönündeki Belediye Meclisi kararını, ‘Saroyan’ın Bitlis’le bir bağlantısı olmadığını’ belirterek reddettiğini yazmıştı. Bunun üzerine, Belediye Meclisi’ndeki oy sayısının sokak adlarının değişmesi için yeterli olmadığı, Valiliğin bu yüzden karara onay vermediği öne sürülmüştü. Şimdi de, Bitlis Vali Vekili Salih Altun’un bir Ermeni manastırının restorasyonuyla ilgili sözleri, Ermeni kültürel mirası söz konusu olduğunda ortaya çıkan bildik devlet refleksi konusunda yeni bir örnek oldu.
Bitlis’ten edinilen yeni bilgilere göre, sokağın adıyla ilgili valilik onayının verilmemesi yasal prosedürle çok da ilgili değil. Zira Valilik yetkililerinin alışıldık devlet reflekslerini sürdürmelerinden ötürü, böyle bir isim değişikliğine kolaylıkla izin vermesi beklenmiyor. Bu refleksin varlığının kanıtı olarak da, Bitlis Vali Vekili Salih Altun’un geçen hafta Bitlis İnşaat Mühendisleri Odası ve Bitlis Eren Üniversitesi tarafından düzenlenen Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Çalıştayı’nda sarf ettiği sözler gösteriliyor.
Osmanlı ve Selçuklu’nun geçmiş mirasından “ecdadımız” diyerek söz eden Altun’un çalıştay hakkında medyada çıkan haberlerde yer almayan ifadeleri şöyle: “Geçmişimizin, ecdadımızın bıraktığı bütün eserleri kenara atıp; taşı kayayı koruyabilir misiniz? Cevabı hayır! Burada büyük bir paradoks var. Sevmediğim bir adamın yaptığı bina da sevmediğim bir binadır! Niye koruyayım?”
Gomidas Enstitüsü’nün sitesinde yayımlanan yazısında bu sözlere Bitlis’te bulunan Surp Ağperig Ermeni Manastırı’nın restore edilememesine vurgu yaparak yer veren Ara Sarafian ise yine de Valilik’in bu isim değişikliğine ayak diremeyeceğini düşünüyor. Sarafian, Bitlis’te yerel siyasilerle birlikte önemli bir işbirliği içerisinde olduklarını ve Vali Öztürk’ün de bu işbirliğinde yer almak isteyeceğini belirtirken, “Almazsa da bu sefer sorunla hep beraber mücadele ederiz” diyor.
Belediye Meclisi’nin bu ayki toplantıda sokak ismi değişikliği yeniden gündeme gelecek. Sarafian, Bitlis’te Ermeni meselesi üzerine birçok insanın uzlaştığını ve bunun önemli olduğunu söylerken, Ermenilerin bölgedeki bu uzlaşı çabasını görmesi gerektiğini de ekliyor. Ancak Sarafian’ın Bitlis Belediyesi’nden bir talebi daha var, o da Bitlis sınırları içinde bulunan çok sayıda yıkık kilise ve manastırın yeniden ayağa kaldırılması. Sarafian, Ermenilerle kendi barışını yapan Kürtlerin tarihleri hakkında yalan söylemeyeceklerini umduğunu ve bunun Türkiye’nin geri kalanı için örnek olabileceğini belirtiyor.