Bu hafta Atina, çok fazla gösteri ve çatışmaya sahne oldu. Bu yüzden, sabahları, polisin gaz bombaları ve gençlerin yaktığı plastik çöp bidonlarının kokusuyla ağırlaşan havasıyla birlikte duygusal bir ağırlık kazandı ve masumiyet hissi kayboldu.
MICHALIS SARLIS – ATİNA
michail1899@yahoo.gr
Bu hafta Atina, çok fazla gösteri ve çatışmaya sahne oldu. Bu yüzden, sabahları, polisin gaz bombaları ve gençlerin yaktığı plastik çöp bidonlarının kokusuyla ağırlaşan havasıyla birlikte duygusal bir ağırlık kazandı ve masumiyet hissi kayboldu. 6 Aralık Aziz Nikola Günü, üç yıldır bayramın getirdiği eğlenceden farklı yeni bir anlam kazandı. Bu gün, Yunan gençlerinin, Yunan polisine, aslında Yunan devletine duyduğu kızgınlık ve öfkenin nişanesi oldu. Çünkü üç yıl önce, 6 Aralık 2008’de, 15 yaşındaki lise öğrencisi Alexis Grigoropoulos, bir polis memurunun Atina’nın merkezindeki kalabalık bir caddede silahını ateşlemesi sonucu vurularak öldürüldü.
Ölümcül kurşun
Bu felaket dolu gecede, 15 yaşındaki Alexis Grigoropoulos, Atina’nın anarşistlerle polisin çatışmasını sahne olan kötü şöhretli Exarheia’daki bir kafenin önünde arkadaşlarıyla birlikteydi. Bir polis arabası, Grigoropoulos’un en az 200 metre önünde bekliyordu. Bazı gençlerle araçtaki bir polis memuru arasında sözlü bir atışma yaşandı. Araç geriye döndü ve polis memurları aşağı indi. Olayın görgü tanıklarından birinin ifadesine göre, polis memurlarından biri aniden silahını çıkardı ve gençlere doğru ateş etti. Kurşun Alexis Grigoropoulos’un kalbine çok yakın bir yere saplandı ve onu öldürdü. Bu olay sonucunda dört gün boyunca, Atina, şiddetli çatışmalara şahitlik etti. Yüzlerce dükkân yerle bir oldu. Bir bina bütünüyle ateşe verildi. Polisle gençler arasında çıkan çatışmalarda, çoğu anarşist, hatta göçmen birçok insan yaralandı. Bu uzun dört gün ve gece boyunca, Atina’nın merkezi savaş alanına döndü.
Bu şiddetli Aralık günleri ve gecelerine ait anılar, üç yıl sonra yaşanacak olanlar için bir uyarı ateşi gibiydi. Ülkenin IMF ve AB’den mali yardım almasına sebep olacak 2009’daki borç krizinin gerçek boyutunun anlaşılması ve 2011’de Yunanistan tarihindeki en sert tasarruf tedbirlerinin alınmasıyla o günlere ait anılar, daha şiddetli bir hızla gün yüzüne çıktı.
Gençler yabancılaştı
Gençler, Yunanistan halkına, özellikle ülkeyi yöneten siyasi elite yabancılaştı. Bu yabancılaşma şimdilik gizleniyor veya egemen siyasi partilerin oy verenle müşteriyi birbirine karıştırmasından doğan “adam kayırmacılığın” çöküşünün yarattığı “ihtiyaçtan dolayı” baskılanıyor.
O berbat ve şiddetli günlere dönüp baktığımızda, bir polis memuru tarafından vurulan genç bir lise öğrencisinin bu soğuk ve kanlı ölümünün, benmerkezci ve sosyal olarak duygusuz siyasi elite yönelen öfkenin önsözüne dönüşmüş olduğu görülüyor.