Surp Pırgiç Hastanesi’nden Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. Belinda Maşalı, Türkiye’de son zamanlarda gündemi sıkça meşgul eden Bonzai adlı uyuşturucuyla ilgili bilinmeyen gerçekleri yazdı. Dr. Maşalı yeni eğitim yılında okul önlerinde bonzai satılabileceği konusunda sadece yetkilileri değil, herkesi uyarıyor.
Son yıllarda artan uyuşturucu kullanımı ve özellikle de ‘yeni nesil psiko-aktif (uyarıcı) maddeler’ artan bir ivmeyle önemli bir halk sağlığı sorunu olarak hayatları tehdit ediyor. Son yıllarda bunların içinde en yaygın olanı, sentetik ‘kannabinoid’ ya da daha anlaşılır şekilde sentetik esrar türevi olan ‘bonzai’... Bonzai kullanımının 10 yaşa kadar düşmesi, yaygınlığı, kolay erişimi, kullanma serbestisi gibi yasal düzenlemelerdeki yetersizlikleri de gözler önüne seriyor.
Nasıl üretiyorlar?
Bonzai bir sentetik ‘kannabinoid’; çeşitli ülkelerden getirilen ve kimyasal yollarla elde edilmiş esrar maddesinin, çeşitli yollarla (merdiven altı laboratuvarlar da buna dahil) çözülüp, birtakım bilinmeyen bitkiler üzerine püskürtülerek ve sonrasında kurumaya bırakılarak elde ediliyor. Bu aşamalarda kullanılan kimyasal maddeler her gün değişmiyor ve yeni bir tehlike olarak poşetleniyor. İlk ortaya çıktığı zamanlarda ‘yasal kafa yapıcı madde’ şeklinde reklamı yapılmıştı. Yanlış tanıtımlar, internet üzerinden satın alınıp kolayca adrese teslim edilmesi, yurt dışından bile ülkeye rahatça girmesi, yasal caydırıcılığının olmaması, kokusuyla etrafta dikkat çekmemesi, laboratuvar tetkikiyle tesbitinin zorluğu kullanımını hızla yaygınlaştırmıştı. Bonzai’nin neden olduğu vahim sonuçlar artınca, 2011’de Türkiye’de de yasaklandı. Bu sentetik esrar türevlerinin bileşiminin sürekli değiştirilmesi hem mücadele edilecek tedavi protokollerini, hem de yasal açıdan mücadele etmeyi zorlaştırıyor.
Tüm uyuşturucu maddeler gibi sentetik esrar türevi maddelerin de ( Türkiye’de Bonzai/Jamaika, yurt dışında K2/Spice) keyif verici ve rahatlatıcı etkileri “Bir kere içeyim, bir şey olmaz” tavrıyla birleşince, ciddi ‘bağımlılıklar’a neden oluyor.
Bonzai ile ilgili bilimsel çalışmalar, her geçen gün artsa da henüz uzun dönemli çalışmalara rastlanmıyor. Ancak klinik deneyimler ve kısa dönemli çalışmalar, bonzai maddesinin yarattığı tehlikenin bir kullanımda bile gerçekleştiğini bize gösteriyor. Etkisi esrara göre daha hızlı olup çok daha yoğun. Maddenin vücuda girmesinden kısa süre sonra ciddi bir kaygı/panik hissi, panik ataklar, huzursuzluk, müdahale gerektirecek düzeyde tansiyon yüksekliği, çarpıntı, tüm vücutta felç olma hissi, epilepsi (sara) nöbetleri, halüsinasyonlar, paranoyalar, intihar düşüncesi ve girişimi sıklıkla tarif edilen ve acil servislere başvurularda müdahale edilen şikâyetler arasında. Maddenin kalp krizi, beyin kanaması gibi ölüm nedenlerinin yanı sıra, yarattığı kaygı ve algı kusurlarının da ölümlere neden olduğu biliniyor. Bonzainin hızlı ve güçlü etkisi, bağımlılığın şiddetini de artırıyor. Kısa süreli kullanımlarda bile görülen yoksunluk belirtileri, madde kullanımının sıklığını da esrara göre daha fazla arttırıyor. Hızlı gelişen tolerans etkisiyle, aynı etkiyi elde etmek için gittikçe artan dozlara ihtiyaç duyuluyor. Kullanılmadığı taktirde yoksunluk belirtileri olarak panik ataklar (nefes darlıkları, çarpıntı, ölüm korkusu gibi), paranoyalar, ciddi huzursuzluk, uykusuzluk, bulantı, konsantrasyon sorunları, yönelim bozuklukları, bulantı, yeme sorunları görülüyor. Başlangıçta “keyif almak ve rahatlamak” için kullanılan bu madde, zamanla yan etkilerin yaşanmaması için kullanılır hale geliyor. İlişki, aile, okul sorunları da bu kısır döngüyü besleyip büyütüyor.
Okullara dikkat!
Bonzai, özellikle çocuk-ergen ve gençler arasında kullanımı yaygın bir uyuşturucu. İleri yaş gruplarında kullanımı azalıyor. Yaş grubu, bize hem sosyo-kültürel açıdan, hem de alınan tedbirlerin yetersizliği yönünden mesajlarla dolu. Her geçen gün kullanımının artıyor olması, artık tehlike çanlarını daha yüksek sesle çaldırıyor. Yeni eğitim yılıyla birlikte, bu maddeleri satmak için pusuda bekleyenlere karşılık, önemli risk grubu olan öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin bilinçlendirilmesi geciktirilmemeli. Maalesef sentetik esrar türevleriyle ilgili doğru bilgiye ulaşım, maddeye ulaşım kadar kolay değil. Denetimli şekilde yapılan haberler ve toplumsal eğitimler mutlaka yaygınlaştırılmalı. Kısa süreliğine ‘keyif verici ve rahatlatıcı’ bu uyuşturucu maddelerin, her gün yeni bileşimleriyle sokakta ölüm dağıtıyor olması, kamuoyunun bilgilendirilmesini ve uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili devlet politikalarının yeniden düzenlenmesini bir zaruret olarak karşımıza çıkarıyor.