Esra Gedik, bu hafta, 'Kara Para Aşk' dizisindeki zincirleme ilişki reaksiyonunu yazdı: 'Elif’in geçmişi, Ömer’in geçmişi, Hüseyin’in geçmişi, Metin’in geçmişi, Taner ile Pınar’ın geçmişi bizi nereye götürecektir? En önemlisi Elif ve Ömer’in aşkı geçmişin ağırlığını kaldırabilecek midir?'
ESRA GEDİK
-Spoiler İçerir-
Dizimiz mutlu bir gün ile açılır aslında. Ömer komiser Van’da bir suç örgütünü çökertmiş ve ödül olarak kendisine verilen tatil ile İstanbul’a hem evine hem de nişanlısına dönmüştür. Öte yandan Elif tam da aynı gün doğum günü nedeni ile İtalya’dan İstanbul’a evine ve ailesine döner.
Ömer tüm gün nişanlısı ile vakit geçirmiş ve filmlerdekilere inat mutlu bir aşkın hikâyesini yazdıklarını nişanlısı ile kanıtlamışlardır. Elif ise kendisini havaalanından almaya gelmeyen babasına küskün kendisine hazırlanan partiden habersiz en yakın arkadaşı ile anıları yâd etmektedir. Saatler sonra Elif kendini sürpriz bir partinin ortasında ve babasının ona hazırladığı şahane videoyu seyrederken bulur. Ömer ise nişanlısının gözlerine bir kere daha yakından bakabilmenin mutluluğu ile dolu nişanlısını evine bırakmıştır. Elif de Ömer de akşamı en mutlu halleri ile sevdikleri ile sonlandırmışlar ve bize mutlu bir “eve dönüş” hikâyesi anlatmışlardır.
Tam biz bu mutlu masalın diğer sayfasını çevirmeye hazırlanırken, dizinin senaristleri adeta kulağımıza şunu fısıldar: “Asla eve geri dönemezsin!” ve biz Ömer ile arkadaşlarına gelen cinayet ihbarı ile irkiliriz ama şaşkınlığımız kesinlikle Ömer’in nişanlısını yaşlı bir adamın arabasında ölü bulması kadar büyük değildir.
Ömer’in inkâr çığlıkları arasında bu mutlu masal gizemli bir hikâyeye evrilir: Nasıl olur da evine kendi elleri ile teslim ettiği nişanlısı, yaşlı bir adamın arabasında İstanbul’un ücra bir köşesinde “birlikte” öldürülmüşlerdir? Tüm bu sorular sabahı getirirken, Elif’in kapısı çalar ve karşısındaki polisler yeni yaşının ilk gününden itibaren içerisinde olacağı bu gizem dolu günlerin habercisi gibi babasının öldürüldüğünü söyler.
Şimdi akıllarda iki soru vardır Ömer’in nişanlısı ile Elif’in babasının neden birliktelerdir ve bu birliktelik neden onların sonu olmuştur?
Bu ilk şokun ardından Ömer eldeki kanıtlara odaklanır ve nişanlısı Sibel’in kendisini aldatmadığını kanıtlamaya çalışır. Bu sırada Elif ve ailesi de şok içinde eğer bir suçlu varsa kendi babalarının değil yanında bulunan kadından kaynaklandığını düşünürler ve bu durum Elif ile Ömer’i karşı karşıya getirir.
İlk karşılaşmada nişanlısı Sibel’in anısına leke sürmeye çalıştığı için Ömer, Elif’ten hiç hoşlanmaz. Aynı şekilde Elif içerisinden çıkmaya zorlandığı peri masalının kâbusa dönüşmesini anlamlandıramamışken kendisine atarlanan bu komiserden hiç haz etmez.
Elif’in babasının hiç bilmediği yaşamından gelen ziyaretçileri olur ve birden bire hem iflas ettiklerini hem yüklü miktarda borçları olduğunu hem de bir takım karanlık adamlardan kaçırdığı elmaslar olduğunu öğrenir. Daha bunları sindirememişken elmasların peşinde olan Metin adındaki bir adam kız kardeşini kaçırır ve Elif’e hem elmaslar konusunda baskı yapar hem de ailenin kahramanı babasının kara para akladığını ve kardeşini kurtarmak istiyorsa bu işe Elif’in devam etmesi gerektiği konusunda şantaja başlar.
Sibel ile Elif’in babası arasında bir şey olmadığı bekâret raporu ile kanıtlanınca Ömer cinayetlerinin sebeplerini araştırmaya başlar. Ömer bulduğu ipuçlarının peşine düşer ve Sibel’in evini araştırırken o da elmaslarla karşılaşır. Bir kez daha olaylar onu Elif’e iter.
Tam bu noktada senaristler bu sefer yüksek sesle şunu hatırlatır bize: “Hiçbir yol tek başına kat edilmez, herkesin bir yol arkadaşı olmalı!”
Elif henüz öğrendiği gerçekleri sindirememişken, ardeşinin öldürülmesinden deli gibi korkarken ve Metin’in tehditleri kulaklarında çınlarken karşısında polis Ömer’i görünce eli ayağına dolanır ve aklına gelen ilk şeyi yapar: Ömer’i öper.
Ne Pamuk Prenses’i uyandıran cinstendir bu öpücük, ne de kurbağayı prense çeviren çünkü henüz başlamıştır maskelerin tek tek düşmesi. Elif kuytulara düşmemek için çırpınırken, güvendiği insanlar hakkındaki gerçekler tek tek yıkılırken, polis Ömer’e hemen güvenemez. Aslında Elif’in çöküşünü değil var oluşunu izleriz bölüm bölüm. Hani kendini Ömer’in ellerine teslim etse de rahatlasa dediğimiz her an, aslında Elif biraz daha güçlenir. Ömer hala nişanlısını severken bu öpücüğe bir anlam yüklemez ama bir şeylerin ters gittiğinin farkındadır.
Ömer elmasları, Elif babası ile ilgili gerçekleri kovalarken çok da uzak duramazlar birbirlerinden ve Elif pes etmese de kendisine uzanan eli reddetmez artık ve Ömer’le bir anlaşma yaparlar: Nilüfer’i kurtarana kadar yol arkadaşı olacaklardır. Beraber çalışarak, adım adım Nilüfer’in izini bulurlar ve kurtarırlar. Peki, anlaşma bitince ayrılık mıdır kapıdaki Ömer ve Elif için?
Yine seslenir senaristler bize: “Aşk kuytularda filizlenir, güneşte kavrulur!” Ömer ile Elif, Nilüfer’i bulma yollarında aslında birbirlerinin siluetlerinde kendilerini bulurlar. Adeta aradıkları elmaslar birbirlerinin gözlerine hapsolmuş gibi. Elif’in inatçılığı, Ömer’in ısrarcılığı, birinin gülüşü, birinin bakışı yavaş yavaş birbirine karışır tüm bunlar. Kötü bir gece ile rastlaşıp omuz omuza doğruları kovalarken şimdi ellerini sıkı sıkı tutarlar.
Elif’in önce babası, sonra Aslı, sonra Taner derken tutunabileceği hiçbir şeyi kalmamıştır. Ömer ise ailesinin haline şükreder. Hep beraber şu soruyu sormaya başlarız: Her şey bu kadar mükemmel olabilir mi? Hüseyin baş komiser, ailesi, babacanlığı. Dizinin cevabı hazırdır: “Her doğru, yanlışın bir adım gerisidir.” Biz Hüseyin’de bir şeylerin yanlışlığını sorgularken, Nilüfer başka bir yanlışa âşık olmaya başlar ve kendini kaçıran Metin’i bırakmaya gönlü razı olmaz. Aslı’nın hamileliği, Taner’in yasak aşkı yavaş yavaş dökülürken, Ömer’in hayatı yanlışsız kalmaz ve Sibel’in kurye olduğunu öğrenir. Elif’in babası ile Metin’e kara para aklamasına yardım ettiği gerçeği ile yüzleşir. Sibel’e dair ne varsa yıkılırken ilk defa Elif’in kalbine girmesine izin verir.
Ancak, Sibel ile bunca zaman yalansız bir sevda yaşadığını düşünen Ömer’i Elif’in dürüst aşk itirafı korkutur ve araladığı kalbini çat diye kapatır Elif’e. Elif yaşadığı onca şeyden sonra daha güçlü bir kadın olmayı aklına koymuş ve Ömer’in restini görmüştür. Tekrar Ömer’in hayatına girmek için zorlamaz. Ömer “hala” arkadaş kalabilecekleri umudu ile bu sefer de Elif’in gözlerindeki elmasları arar yeniden. Elif o kadar da kolay o elmasların ışıltısında kaybolamayacağını gösterir Ömer’e. Elif ya öfkesinden ya da Ömer’i sınamak için Levent’i çağırır hayatına, bir günlük bile olsa da. Ömer daha fazla kendine yalan söyleyemez ve Levent’in de etkisi ile sevdiği kadını tuttuğu gibi geri kendi hayatına geri alır. Bunca karanlıklar silsilesi içerisinde Elif’in istediği koşulsuz sevgi iken Ömer’in tek istediği yalansız bir aşktır. Dizi bize şunu hatırlatır: “Geçmiş en ağır yükümüzdür!”
Elif koşulsuz sevginin, koşulsuz dürüst olması için Metin ile yaptıkları pazarlığı Ömer’e anlatır. Hüseyin’in ise Sibel’in geçmişini ilk öğrenen olduğunu görürüz. Hüseyin’in geçmişi ise hepimizin ağzını açık bırakır yüreğini sızlatır. Bir yandan Ömer’in Elif sevgisine yanarken bir yandan Ömer’in ağabeyinin nasıl karanlık tarafa geçmiş olduğuna şahit oluruz. Hüseyin’in ateşlediği iki kurşunun, iki yüreği nasıl kavuracağının iz düşümünü görürüz.
Elif’in geçmişi, Ömer’in geçmişi, Hüseyin’in geçmişi, Metin’in geçmişi, Taner ile Pınar’ın geçmişi bizi nereye götürecektir? En önemlisi Elif ve Ömer’in aşkı geçmişin ağırlığını kaldırabilecek midir?