Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 34 kişinin katledildiği Roboski'ye ölenlerin yakınlarına taziyede bulunmak üzere dün ziyarete gitti. Daha önce olumsuz hava şartları nedeniyle ertelediği ziyarette, Emine Erdoğan'a Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın eşi Yıldız Atalay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve bazı milletvekili eşleri de eşlik etti.
Ziyaret öncesi çok sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı kar altındaki Ortasu Köyü’nde Emine Erdoğan Roboski'de 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombardımanda hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla görüştü.
Emine Erdoğan, cenazelerin toprağa verildiği ve daha önce bakanlar dâhil diğer tüm ziyaretçilerin gittiği Gülyazı Köyü yerine, Ortasu Köyü’nü tercih etti. Ailelerin isteği üzerine Ortasu Köyü’nü ziyaret ettiği belirtilen Erdoğan’ın gelişi öncesinde köylü kadınlar, kurulan bir çadırda Erdoğan’a yaptıkları kavurma, pilav ve içli köfteleri ikram etti.
’Emine Ana’ parkartı
Görüşmenin gerçekleşeceği Muhtar Haşim Encü’nün evinin çevresine de ’Bu işin çözümünü önce yüce Allah’a sonra sayın Başbakanımıza emanet ediyoruz’, ’Devletimizi ve milletimizi karşı karşıya getiren katiller bulunsun’, ’Tarım ve hayvancılık yapmak için destek istiyoruz’, ’İlimize kadın doğum doktoru istiyoruz’, ’Gülyazı sınır kapısı için sayın Başbakana teşekkür ediyoruz’, ’Emine ana geç geldiniz ama hoş ve hoş geldiniz’, ’Tazminat istemiyoruz, faillerin bulunmasını istiyoruz’ yazılı pankartlar asıldı.
Ölenlerin yakınları Emine Erdoğan ile görüşmenin gerçekleşeceği Ortasu Köyü Muhtarı Haşim Encü’nün evine sıkı bir kontrolden geçirildikten sonra alındı. Ölen yakınlarının fotoğrafları ile eve gelen köylülerin yakalarının de katılımıyla bombardımanda hayatını kaybeden 34 kişi için mevlüt duaları okundu.
Akan kan dursun
Uludere Roboski'de hayatını kaybeden Selam Encü'nün annesi Semüre Encü, 'Katillerin bulunmasını istiyorum, Şehit annelerine sesleniyorum artık barış istiyorum..' dedi.
Erkan Encü'nün annesi Felek Encü ise 'Sayın Başbakan'a sesleniyoruz, akan kan dursun, benim satılık çocuğum yok. Katiller bulunsun' dedi. Hüsnü Encü'nün eşi Semüre Encü, 'Çocuğumuz olacaktı. 9 yıldır bu günü bekliyorduk' diyerek sitem etti. Roboski mağdurları Erdoğan'a taleplerini içeren bir mektup teslim etti.
ROBOSKİ MAĞDURLARINDAN TALEPLERİNİ İÇEREN METİN
Roboski katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri kendilerini 06/03/2012 Tarihinde ziyaret eden Emine Erdoğan'a ortak taleplerini içeren bir metin okudular.Okunan metnın yanısıra hayatını kaybedenlerin hikayeleri ve Faruk ENCÜ''NÜN cezaevinden yazdığı mektubu da kendilerine sundular.
Sayın Emine Erdoğan;
Bizim daha önce kendimize iş alanları açmak için bir takım girişimlerimiz oldu. Ticaretimizi yapmak için bir gümrük kapısı talep etmiştik kabul edilmedi. İki–üç köy birleşerek belde olma isteğimiz kabul edilmedi.
- Köyümüz tarıma ve hayvancılığa elverişli değildir. Ulaşabileceğimiz yakınlıkta bir tek fabrika dahi yoktur.
Burada “kaçakçılık” yapmak, adeta kaderimiz haline getirilmiştir. Yinede kendimize alternatif geliştirmek adına en azından bir meslek sahibi olalım diye ailelerimiz okutmaya çalışıyor. Kaybettiğimiz yakınlarımızın çoğu öğrenciydi.
Bu köydeki herkes TC. Vatandaşıdır. Askerlik yapar vergimizi öderiz her TC vatandaşı gibi. Biz, vatandaş olmanın gereklerini yerine getiriyorsak devletten de “devlet” olmasının gereklerini yerine getirmesini bekleriz.
34 yakınımızı kaybetmek sınırda yaşanan tek olay değildir. Sınırdan her geliş geçişte katırlarımız vurulur, mallarımıza el konulur, bazen de yaralanırız. Bu kadar zor bir işi yapmak bizim seçimimiz değildir.
Sınırdan gidiş gelişlerimiz her zaman komutanların bilgisi dâhilinde oluyordu. Sınırda bir tehlike olduğu zaman komutan muhtarı veya korucu başını arayarak, bizden kimsenin o gün sınırdan geçmemesini istiyordu. Bu kez böyle olmadı. Eğer bir istihbarat vardı ise, yakınlarımızın gidişi engellenebilirdi. Son anda alınan bir ihbar/istihbarat vardı ise, yakınlarımızın orada olduğu bilindiğinden daha dikkatli olunmalıydı.
Olay olduktan sonra devletimizin helikopterini gönderip cenazelerimizi ve yaralıları taşıması gerekirdi. Birçok yakınımız yolda katır sırtında, traktör römorkundu götürülürken hayatını kaybetti. İnternette videoları var; biz cenazeleri ve yaralıları taşırken, askeri helikopterler üzerimizde uçuyordu.
Başka yerlerde bir afet olduğunda başbakanımız nasıl ki hemen olay yerine gidiyorsa, buraya da gelmesi gerekirdi. Köyümüze tam iki gün boyunca devleti temsilen hiç kimse gelmedi. Hâlbuki cenazelerimizi defnederken yanımızda sadece insan hakları örgütleri ve BDP milletvekilleri vardı. Ama biz devleti resmen temsil eden birilerinin de olmasını beklerdik. Yakınlarımız öldürülürken de, defnedilirken de, yalnız bırakıldık.
Kaymakam beye yapılan saldırıyı kesinlikle tasvip etmediğimizi defalarca söylememize ve kaymakam bey de şikâyetini geri almasına rağmen, köyümüzden 5 kişi tutuklandı. Hâlbuki sadece saldıranlar değil, köyümüzdeki herkesin psikolojik desteğe ve morale ihtiyacı vardı. Tutuklulardan birisi olan Faruk Encü 29 akrabasını kaybetmişti. O anki psikolojilerinin dikkate alınmasını beklerdik. Tutuklular orada intihar dahi edebilirlerdi. Nitekim amcamın oğlu Faruk un kısa bir süre önce bizlere yazmış olduğu mektubu ayrıca sunmuştuk.
Bu gün geldiğimiz noktada zamanı geriye almanın mümkün olmadığını biliyoruz. Ama her şeye rağmen devletten beklediğimiz tutum geçmişi telafiye yönelik olmalıdır.
Biz her şeyden önce olayın faillerinin bulunup cezalandırılmasını istiyoruz. Burada bir albayın görev yerinin değiştirilmesi ile sonuçlanacak bir şey değildir. Bombalama sınırın Irak tarafında gerçekleştiğinden, olayın siyasi sorumlusu da vardır. Askeri ve siyasi sorumluluğunun cezalandırılması hem geleceğe dair güven duymamızı sağlayacak, hem de kaybettiklerimizin ruhları huzura kavuşacaktır.
Devletimiz bizim için ne yaparsa yapsın, olayın adalet yönü eksik kalırsa bizim için bir anlam ifade etmeyecek, bu talebimiz gerçekleşene kadar; ne olayın başından beri sözü edilen tazminatı, ne de burada yaşam koşullarımızın iyileştirilmesi bizim için hiçbir şey ifade etmeyecektir.
Ayrıca; bu ülkede yabancı muamelesi görmek, ötekileştirilmek bizleri çok üzüyor. Yıllardır kan dökülmesi bizleri üzüyor. Devletimizin, yıllardır akan bu kanı durduracak güçte olduğuna inanıyoruz. Ve bu ülkenin herkesin eşit, özgür bir biçimde güvenle yaşayabileceği bir yurt olmasını temenni ediyoruz.
Saygılarımızla,
Roboskili Mağdurlar