Emri veren hiçbir görevlinin yargılanmadığı ve ‘kasıtsızlık’ gerekçesiyle dosyası kapatılan Roboski katliamıyla ilgili sivil girişimler, ailelerin adalet çağrısını dillendirmeye devam ediyor. Bu çağrının son halkası ‘Roboski Müzesi Girişimi’nin çalışması oldu. Geçtiğimiz hafta projesi açıklanan müzeyi, girişimden Çağrı Çakır ve projenin mimarlarından Ozan Öztepe anlattı.
GÖZDE KAZAZ
gozdekazaz@agos.com.tr
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) Roboski’ye yaptığı bir ziyaret sopnrası şekillenen ‘Roboski Müzesi Girişimi’den Çağrı Çakır, kolektif bir çalışmanın eseri olacak müzeyi geçmişin acılarını unutturmayan ama ileriye dönük bir umudu müjdeleyen bir mekan olarak gördüklerini belirtiyor. Ailelerle isteklerine göre şekillenen mekanda katliamda yaşamını yitiren 17’si çocuk 34 kişinin eşyaları sergilenirken aynı zamanda çocuklar ders çalışıp kitap okuyabilecek, aileler konuklarını misafir edip günlük olarak da müzeyi kullanabilecek.
“Bir bina sözünüzü silinmemecesine haykırır”
Maddi olarak ve yapım aşamasında tamamen kolektif destekle oluşturulacak olan müzeyi “Her yönüyle batıdan doğuya gerçekleşecek bir dayanışmanın ürünü” olarak tanımlıyor Çakır. 25 projenin katıldığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Ozan Öztepe ve ekibinin hazırladığı projenin birinci olduğu yarışma kısmı bitti, şimdi sıra müzenin ‘harcını karmakta’; “Konserler düzenledik, 50’yi aşkın sanatçının katılımıyla bir sergi düzenledik. Bu etkinliklerinin gelirlerinin yanı sıra inşaat malzemesi sözü aldığımız pek çok insan da var. Eylül ayında inşaata başlamayı, katliamın üçüncü yıldönümü olan 28 Aralık 2014’te açmayı hedefliyoruz.”
Mimari bir proje yapılıyor olması, girişime göre ailelerin verdikleri mücadelede yalnız olmadıklarını göstermenin en sağlam yolu, çünkü Çakır’ın söylediği üzere “bir bina söylediğiniz sözü, olduğunuz tarafı bir daha silinmemecesine haykırır.”
Kampanyaya destek olmak isteyenler için hazırlanmış olan www.roboskimuzesi.org sitesinde bulunan sayaç katliamdan bugüne geçen zamanı sayıyor. O sayaç hiç duracak mı sorusuna şöyle cevap veriyor Çakır: “Hayatını kaybedenleri hiçbir şey geri getirmeyecek. Faillerin yargılanması, cezalandırılması ihtimali tam anlamıyla 'adalet' midir bilemiyorum. Dolayısıyla o 'sayaç' hiç durmayacak.”
“Hep eksik kalacak bir aile evi tasarladık”
Roboski Müze Girişimi tarafından “mütevazı ve yaşayan müze algısına uygun” olduğu gerekçesiyle kabul edilen projenin müelliflerinden Ozan Öztepe, resim defterlerini süsleyen ev formundan yola çıktıklarını söylüyor: “İlkokul öğrencisine ev çiz deseniz kırma çatısı, bacası olan iki pencereli bir ev çizer. Biz de buradan yola çıktık. Sanki orada en başta bir ev vardı, Encü ailesi orada yaşıyordu. 28 Aralık’ta yıkıldı ve parçalara ayrıldı. Bu yüzden evi bütünlemedik, bazı parçaları eksik kurguladık. Ölenler geriye dönmeyeceği için bu evin de ön yüzü olmayacak.” Tamamen doğal malzemelerden yapılacak olan binanın ortasındaki geçitten Roboskili 34 canın yattığı mezarlığa çıkılacak. Mekanın bu açıdan her Perşembe günü mezarlık ziyareti yapan Roboskili ailelerin hayatı için kolaylaştırıcı bir yanı olması düşünülüyor.