Yağmur Atsız, bugün yayımlanan köşeyazısında, 'yurdsever' çevrelerde 'siyaseten Ermeni' olanlar listesi yapıldığına dair duyumunu paylaşıyor. Hocalı mitingindeki ırkçılığı kınayan Atsız, katliamları senin-benim diye ayırmamak bir 'ayıb' sandıkları 'Ermenilik' ise; 'BEN DE ERMENİYİM, hem de sapına kadar ÖZBEÖZ ERMENİYİM!' diyor.
Yağmur Atsız'ın Star gazetesinde bugün (29 Şubat Çarşamba) çıkan yazısını yayımlıyoruz:
Ben Ermeniyim!
Ben nerede bir liste görsem hemen kendi adım da var mı diye bakarım. Meselâ tutuklanacaklar listesi, forsa olarak kadırgalara yollanacaklar listesi, din ve devlet düşmanları listesi, milletin gözbebekleri listesi etc, etc...
Dün gazetelerde “Türkiye’nin En Zenginleri Listesi”ni görünce de hemen telâşla açıp kendi adımı aradım, yokdu.
Aslında bana bunu haber vermek için liste hazırlanmasına da gerek de yokdu ama anlaşılan genç muhâbir arkadaşlar biraz işgüzarlık etmişler, neyse...
Öte yandan bu liste meselesi yine de üzerinde durulmaya değer bir alan.
Liste deyip de geçemiyorsunuz zîrâ, muhtelif türleri var. Meselâ çarşaf liste, yedek liste yâhut kara liste gibi...
Herhangi bir listeye dâhil olmak o kişiye belirli bir ayrıcalık kazandırıyor genellikle.
Ama olmamak da...
Söz timsâli İstiklâl Caddesi’nde Taksim’e doğru yürürken Fransız Başkonsolosluğu hizâsında rastladığınız bir tanıdık “Hayrola, Hükûmet’i tel’în telgrafını imzâlayanlar listesinde senin adını göremedim?” derse bir anda özel bir statü kazanmış oluyorsunuz.
Listede yoksunuz!
Bu durumda yapabileceğiniz iki şey var:
Ya diyeceksiniz ki ben o telgrafı imzâlamadım, çünki Hükûmet’in icraatinden memnûnum, ve belirli bâzı Beyoğlu barlarında görmezlikden gelinmeye ve hattâ size rakı servisi yapılmamasına rızânızı beyân etmiş olacaksınız. Çünki bu çevrelerde prensip olarak“hükûmet”e, ama hangisi olursa olsun her hükûmete karşı olmamak bir tür yüz kızartıcı suç özelliği taşır. Ya da, yâhû, beni kimse adam yerine koyup da imzâ istemedi ki vereyim, şeklinde bir cevabla yine birinci şıkdaki sonuca başka yoldan varacaksınız.
Demek istediğim bu liste mevzuu Türk entellektüel hayâtında husûsî ehemmiyeti, hâizdir.
Bu girizgâhdan sonra esas mârûzâtımı okuyucularımın dikkat-i âliyelerine arzetmek istiyorum:
Artık bilmem doğru bilmem yalan, Allâhü a’lem, bir iki gündür bâzı vatanperver mehâfilde, yâni yurdsever çevrelerde, bir liste elden ele dolaşmaya başlamış.
Bu listede, “Ermeniler” yer alıyormuş. Yâni “kavmen” Ermeni olanlar değil, “siyâseten”Ermeni sınıfına sokulanlar. Hani şu “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz Piçsiniz!” sloganıyla kendilerine “asîlâne” bir tarzda kimlikleri hatırlatılan tâife.
Bu liste henüz elime geçmediği, zâten anlaşılan henüz nihâî şeklini de almadığı için orada adım var mı yâhut olacak mı bilmiyorum.
Ancak bu iki kavram konusunda yine de mülâhazamı belirtmeden edemeyeceğim:
Taksim’de Hocalı Katliâmı’nı yâhut Soykırımını anmak üzere toplanan kalabalık “piç”kelimesini aşağılama bağlamında kullandığına nazaran, isim vermeyelim, milliyetçilikleri ve muhâfazakârlıkları müseccel bâzı tanınmış yazarlar son birkaç gündür meseleyi biraz da Ermeniler nokta-i nazarından değerlendirilmeli tezini savununca onların “statüsü” acabâ ne oluyor bu canlı türünün nazarında?
İkincisi, eğer “senin” katliâmın “benim” katliâmım şeklinde bir ayrım yapmamak, dünyâdaki en “ayıb” şeylerden biri olduğunu kabûl etdikleri “Ermenilik” ise BEN DE ERMENİYİM, hem de sapına kadar ÖZBEÖZ ERMENİYİM!
Var mı bir diyeceğiniz, a odun kafalılar?
29.02.2012