Adana'daki Pozantı Cezaevi'nde tutuklu çocuklara taciz ve tecavüz edildiği iddiaları üzerine cezaevine giden İnsan Hakları Derneği (İHD), çocuklarla yaptığı görüşmenin ardından tecavüz ettiği iddia edilen adli tutukluların isimlerini açıkladı.
Pozantı Cezaevi’nde çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olayıyla ilgili haberler gündeme otururken, adli tutukluların taciz ve tecavüzüne maruz kalan 7 siyasi tutuklu çocuk, İHD’ye başvurdu. Pozantı Çocuk Cezaevi’nde bulunup tahliye olan H.G., Y.S., E.K., H.B., H.Ç., M.D. ve Ö.K. cezaevi yönetiminin ‘kendilerini bilerek adli tutukluların içine koyduğunu’ iddia etti.
'İşkence cezaevi müdürü bilgisi dahilinde yapılıyor'
Özgür Gündem gazetesinde yer alan habere göre, İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, çocuklara binbir çeşit işkence uygulandığını saptadıklarını belirterek, “Canice uygulamalarının cezaevi müdürü ve gardiyanların bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını” söyledi. Cezaevi savcısı ile görüşen BDP, vahşeti Meclis’e taşımaya hazırlandığını açıklarken, Adalet Bakanlığı yazılı bir açıklama yaparak ‘müfettiş gönderdiğini’ duyurdu.
'Çocuklara taciz ve tecavüz edenlerin isimleri'
İHD Mersin Şubesi tecavüz olayına karıştığı iddia edilen isimleri açıkladı. İşte o isimler: “A-3 koğuşunda lakabı ‘Rakip’ olan Kemal Y. ve Ömer G., A-5 koğuşunda Yusuf T., B-4’te Müslüm, A-1 koğuşunda Mustafa K., B-9 koğuşunda Behzat Y., B-10’da Kenan T., A-7 koğuşunda Arat M., B-10 koğuşunda Kenan T., B-3 koğuşunda Zeki E. A-10 koğuşunda Ahmet D., A-3 koğuşunda Kemal Y.”
'Siz teröristsiniz'
Adana Pozantı Cezaevi’nde Kürt çocuklarına yönelik taciz ve tecavüz olayıyla ilgili haberler gündeme otururken, adli tutukluların taciz ve tecavüzüne maruz kalan 7 siyasi tutuklu çocuk, İHD’ye başvurdu.
Pozantı Çocuk Cezaevi’nde bulunup tahliye olan H.G., Y.S., E.K., H.B., H.Ç., M.D. ve Ö.K. İHD’ye başvurduğunu söyleyen İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, bunun üzerine çocukların polis tehdidi ile ifadeleri geri alınmak istendiğini dile getirdi. Çocukların cezaevine götürüldükleri ilk gün gardiyanlarca hangi suçtan geldiklerinin sorulduğunu söyleyen Tanrıverdi, “Siyasi suçtan tutuklandıkları cevabını verdiklerine ‘siz teröristsiniz’ diyerek gardiyanlarca dövülüyorlar. Cezaevine ilk giriş dayağı adı altında pimapen ile elleri kızarana kadar darp ediliyorlar. Birebir cezaevi müdürü tarafından, ‘akıllı’ durmaları hususunda cop ile tehdit ediliyor. Ayrı bir koğuşa yerleştirilme talepleri karşısında ise gardiyanlar tarafından sürekli işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını bize ilettiler” dedi.
'Ayaklarını yıkatıyor ve masaj yaptırıyorlar'
Adli koğuşlara konulan siyasi tutuklu çocuklara çamaşır yıkatıldığı ve ‘masaj’ adı altında adli tutuklulara hizmet etmek zorunda bırakıldıklarını ifade eden Tanrıverdi çocukların karşılaştığı durumu şöyle özetliyor: Adli tutuklular hergün darp ediyor, eşyalarına ve ailelerinin yatırdığı paraya el koyuyor. Çamaşırlarını yıkatıyorlar. Kantin talepleri ve ihtiyaçları hiçbir zaman karşılanmıyor. Ayaklarını yıkatıyor ve masaj yaptırıyorlar. Bunları yapmak istemediklerinde ise çekpas sopası ile dövülüyor yada ayak tabanlarına sopa vuruluyor ve basketbol potasında boğulacak dereceye gelene kadar asılıyorlar. Tuvalete gitmek için bile izin istemek zorundalar. Etli yemek çıktığında etleri seçilerek alınıyor. Her sabah erkenden uyandırılıyor ve koğuş temizliği yaptırılıyor. Televizyon izlerken başlarının dahi çevrilmesine izin verilmiyor. En ufak gürültülerinde daya yiyorlar. Bütün bu uygulamaların gardiyanların ve cezaevi müdürünün bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını söylüyorlar.
Gür, savcıyla görüştü
Pozanti Cezaevi’nde yaşananlarla ilgili cezaevine giden BDP Wan Milletvekili Nazmi Gür, cezaevi savcısı ile görüştü ve olayı Meclis gündemine taşıyacaklarını söyledi.
Gür, olayı yargı ve Meclis gündemine taşımak üzere BDP’nin bir heyet görevlendirdiğini belirterek, cezaevi savcısı ile görüştüğünü ancak çocuklarla görüşme imkanı bulamadığını söyledi. En kısa zamanda çocuklarla görüşeceğini belirten Gür, “Ayrıca Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun da devreye girmesi için çaba içerisinde olacağız” dedi Öte yandan olayın aydınlatılması için Uluslararası Çocuk Hakları Vakfı ile insan hakları kuruluşlarının İHD Mersin Şubesi’ni arayarak konu ile ilgili bilgi istediği öğrenildi.
Adalet Bakanlığı, Pozantı Cezaevi ile ilgili haberlerden sonra yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 12 Temmuz 2011’den sonra gündeme taşınan iddiaların dışında yeni bir iddianın olmadığı ileri sürüldü. Ancak açıklamanın devamında, Pozantı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen adli soruşturmanın yanı sıra, Bakanlığında denetim elemanı göndererek yaşananları titizlikle araştıracaklarını belirtmesi dikkat çekti.
'Artık yüreklerimizi yakmasınlar'
Gülendam A. isimli yurttaş oğlu C.A’nın yaklaşık 5 aydır Pozantı Cezaevi’de tutuklu olarak kaldığını ve oğlunun çeşitli şekillerde işkenceye maruz kaldığını anlattığını belirterek, “Oğlumun cezaevinde olması nedeni ile yeterince canım yandı. Son zamanlarda cinsel istismar olaylarının yaşandığını duyduk, bu acımızı daha da arttırdı. Şimdi acaba çocuğum buna maruz kalıyor mu diye endişeleniyorum, uykularım kaçıyor” şeklinde konuştu.
Oğlunun Pozantı’da kötü koşullar altında tutulmasını istemediğini belirten anne Gülendam A., oğlunun zaten suçsuz yere tutuklandığını ifade etti. Çocuklarının çok kötü durumda olduğunu ve Pozantı Cezaevi’nin kapatılmasını istediklerini vurgulayan anne Gülendam A. “Artık yüreklerimizi yakmasınlar, yeter” diye feryat etti. Oğlunun kendisinden birçok şeyi gizlediğini hissettiğini aktaran anne Gülendam A., söz konusu iddialara ilişkin araştırma yapılması ve duyarlı olunması noktasında çağrıda bulundu. Anne A. “Benim çocuğum ya da adli suçlamalarla içeride olan çocuklar, nedeni her ne olursa olsun böyle bir şiddete maruz bırakılmamalıdırlar. Onların çocuk olduğu unutulmamalı, korktukları için bunu bizimle paylaşamıyorlar ve çocuğumun sağlığının bozulmasından endişe ediyorum” şeklinde konuştu.
'Bir an önce müdahale edilsin'
Zeynel K. isimli yurtaş ise yaklaşık 15 yıl önce Siirt’in Pervari İlçesi’ne bağlı köyde yaşadıklarını ve köylerinin devlet tarafından yakılması nedeni ile Mersin’e göç etmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Oğlum ekonomik nedenlerle okuyamadı. Burada bahçelerde narenciye işçiliği yapıyordu” dedi. Oğlu H.K’nin tutuklanma gerekçesini dahi bilmediğini belirten baba K. Oğlunun Pozantı’ya götürüldüğünü ve buraya kısa süre önce girdiği halde fiziksel olarak değiştiğini ifade etti. Daha önce de cezaevine ilişkin hem basında ve hem de cezaevine daha önce girip çıkan çocuklardan olumsuz duyumlar aldıklarını ancak cinsel istismarın henüz konuşulmaya başlandığını ve çocuklarını durumlarından endişe ettiklerini belirtti. Baba K., “Bunun araştırılmasını varsa böyle bir şey bir an önce müdahale edilmesini, sorumlularından hesap sorulmasını istiyoruz” dedi.
'Nasıl rahat uyuyacağız?'
1 ay önce tutuklanarak Pozantı Cezaevi’ne yollanan C.M.’nin annesi Emine C. yaklaşık 16 yıl önce koruculuk dayatılması nedeni ile Şırnak Turkez (Aslanpaşa) Köyü’nden göç etmek zorunda kaldıklarını ve Mersin’e yerleştikten sonra ırkçı yaklaşımlara ve uygulamalara maruz kaldıklarını aktararak, “Yaşadıklarımız bizi yeterince harap etti. Evimizden barkımızdan ailemize bir zarar gelmesin diye her şeyimizi bırakıp geldik şimdi ise çocuklarımızın böyle bir şey yaşadıklarını duyuyoruz. Bu durumda evimizde nasıl rahat durabiliriz?” diye sordu. Oğlunun çok zayıfladığını, cezaevi yemeklerinin yenmeyecek kadar kötü olduğunu ve bu nedenle oğlunun aç kaldığını belirten anne M. “Sofraya her oturduğumda ağlıyorum. Allah bütün annelere sabır versin. Biz şimdi kafamızı yastığa nasıl rahat koyacağız. Her gün ya benim de oğlum bunu yaşarsa diye korkuyorum” diyerek isyan etti.
‘Annelerin isyanına kulak verin'
Akdeniz Belediyesi İştar Kadın Danışmanlık Merkezi’nde çalışan Sosyolog Menice Ürün, söz konusu iddiaların sonuç itibari ile yalnızca çocuğun değil, yakın çevresinin ve çocuğun etkileşim içerisinde olduğu herkesin müdahil olacağını belirterek şunları kaydetti: “Burada önemle vurgulanması gereken nokta çocuğun hem kendi dünyasında yaşadıkları hem de ailelerin konuya bakış açısının toplumsal cinsiyet kalıpyargılarından ayrı düşünmemek gerekir. Nitekim, ‘güçlü’ olarak nitelenen ve yaşamı boyunca böyle olmak zorunda olduğu öğretilen bir çocuk için bunu ifade etmek kabul edilebilir bir şey değildir.” Bir annenin, “Ben artık nasıl uyuyacağım? isyanına kulak verilmesi gerektiğine vurgu yapan Ürün, “Bu noktadan sonra Kürt annelerinde tahammülün sınırlarının çoktan aşıldığı görülüyor. 1990’lı yıllarda göç ederek, daha önce hiç görmedikleri mekanlara gelen insanlar, kendi tercihleri olmayan bir yaşama mahkum bırakılıyor. Sonrasında ne yazıkki böyle olumsuzlukları da yaşamaları ciddi travmaları beraberinde getiriyor ve belki de bu insanlar daha derin yaralar alacak” dedi.
Müfettiş görevlendirildi
Adalet Bakanlığı, çocuk mahkumlara tecavüz edildiği iddialarını araştırmak üzere müfettiş görevlendirirken, Pozantı Cumhuriyet Savcılığı’nın da soruşturma başlattığı öğrenildi.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, Adana Pozantı M Tipi Cezaevi’nde 18 yaşından küçük siyasi tutuklu ve hükümlülerin taciz ve tecavüze uğradığı iddialarını araştırmak üzere cezaevi müfettişi (kontrolör) görevlendirdi. Vatan Gazetesi’ne konuya ilişkin bilgi veren Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Mustafa Onuk, iddialarla ilgili olarak müfettiş araştırmasından sonra bir değerlendirme yapılacağını belirterek, “Kontrolör arkadaşımız orada olacak. İddia var ve araştıracağız” dedi.
Öte yandan Adalet Bakanlığı tarafından konunun araştırılması için müfettiş görevlendirilirken, Pozantı Cumhuriyet Savcılığı’nda konuyu araştırmak için tahkikat başlattığı öğrenildi. Savcılığın iddialara ilişkin çocuklar ile görüşeceği bilgisi alındı. Haberi yapan DİHA muhabiri Zeynep Kuriş’i arayan savcılık iddiaları gündeme getiren çocukların bilgilerinin kendilerine iletilmesini istedi.