Atom Egoyan: 'Devletinizin hiddet dolu inkârından yoruldum, hayata devam edememekten yoruldum. Fakat, karşısındaki alternatifi görünce, bu yorgunluğu kabul etmekten başka çare kalmıyor.'
ATOM EGOYAN: Kanadalı yönetmen. 1960’ta Kahire’de dünyaya geldi. Ailenin 1962 yılında Kanada’ya göç etmesinin ardından Toronto Üniversitesi’nde eğitim alan Egoyan, genç yaşta tiyatro oyunları yazmaya başladı. 1984 yılında ona büyük bir başarı getiren ilk filmi ‘Next of Kin’ ile sinemaya adım attı ve bugüne dek çektiği 13 film ile dünya çapında üne kavuştu. 2002 yılında Kanada Sinema ve Televizyon Akademisi tarafından yılın en iyi sinema filmi seçilen Ararat ile dünyada ve Türkiye’de soykırımın bir kez daha gündeme gelmesini sağladı. Filmlerinin pek çoğunda rol alan oyuncu eşi Arsinée Khanjian ve oğulları Arshile ile birlikte Toronto’da yaşıyor. |
ATOM EGOYAN
Türkiye halkına,
Öfkemden yorgun düştüm.
Her zaman, benim bildiklerimin tamamını anlasanız, siz de benimle aynı şeyi hissedersiniz, “Yeter artık, hayatımıza devam edelim” dersiniz diye düşünmüşümdür.
Fakat devam etmek mümkün değil.
Pek çok Ermeni gibi ben de bir söz verdim ve bu sözden dönme fikri beni dehşete düşürüyor.
Geçmişten ders alacağımızı söyledikten, bir daha hiçbir zaman soykırım olmayacağına yemin ettikten sonra, Kamboçya’da, eski Yugoslavya’da, Ruanda’da ve birçok başka yerde halkların yok edilişini gördüğümde, sözümü tuttum.
Ülkenizde, sivil toplum mensuplarının gerçeği söylemek için cesurca ayağa kalktıklarını da gördüm. Hrant Dink’in, her Ermeni’nin muhafaza etmekle yükümlü olduğu bir mirası hatırladığı için katledildiğini gördüm.
İnkâr ve kayıtsızlık yoluyla halen işlenmeye devam eden suçun korkunçluğu bir şekilde tanınmadıkça huzur bulamayacağız.
Biz kendimizi hatırlamaya vakfettik, ve fakat, suç, işlendiği toprağın üzerinde, açık bir yara olarak kanamaya devam ediyor.
Devletinizin hiddet dolu inkârından yoruldum, hayata devam edememekten yoruldum. Fakat karşısındaki alternatifi görünce, bu yorgunluğu kabul etmekten başka çare kalmıyor.
Devletiniz, yüz yıldır, bu suçu inkâr etme yükünü sizin omuzlarınıza yüklüyor. ‘Hakikati ortaya çıkaracak’ bir komisyon hiçbir zaman olmayacak, açık arşivlerinizi görmek de bizi ilgilendirmiyor. Hakikatin ne olduğunu çok sayıda tanıktan biliyoruz; savaştaki en yakın işbirlikçilerinizin arşivlerini gördük, dünyanın her yerinden, Soykırım ve Holokost üzerine çalışan araştırmacıların bilgece görüşlerini dinledik.
Bugün sizden yalnızca üzerinize düşeni yapmanızı, devletinizin saiklerini sorgulamanızı ve bu olağanüstü zorluktaki görevi üstlenmenizi istiyorum.
I ask you to do your work
To the people of Turkey
I’m exhausted by my anger.
I have always thought that if you understood all the things I know, you’d feel the same way. You would think that it’s enough, that it’s time to move on.
Yet it’s impossible to move on.
I have made a promise – like so many other Armenians - and it would haunt me to break this vow.
I’ve kept this vow as I’ve seen populations exterminated in Cambodia, in the former Yugoslavia, in Rwanda…in too many places after we said we would learn, where we swore we would never see Genocide happen again.
I’ve also seen members of your civil society stand up bravely to speak the truth. I have seen Hrant Dink murdered for remembering a legacy that every Armenian has a duty to guard.
Without some acknowledgment of the monstrous nature of the crime that continues to be perpetrated through denial and apathy we shall not rest.
We have committed ourselves to remember, and yet the crime remains a raw wound on the very land it was committed upon.
I’m exhausted by your government’s vehement denial, exhausted by my inability to move on. Yet there is little choice but to accept this exhaustion in the face of its alternative.
Your government has imposed the denial of this crime upon your shoulders for a century. There will never be a commission to ‘reveal the truth’ and we are not interested in seeing your open archives. We have the truth from too many witnesses, seen the archives of your closest wartime collaborators and heard the wise counsel of Genocide and Holocaust scholars from around the world.
Today, I simply ask you to do your work, to question your government’s motivations, and to rise to this extraordinary challenge.
Atom Egoyan
Ադոմ Էկոյեան
Թուրքիոյ Ժողովուրդին
Ես յոգնած եմ իմ զայրոյթէս:
Միշտ հաւատացած էի, որ եթէ դուք հասկնայիք իմ գիտցածներս, ինծի պէս պիտի զգայիք: Պիտի մտածէիք, թէ ալ կը բաւէ, եւ թէ ժամանակն է յաղթահարելու անցեալը:
Բայց եւ այնպէս անկարելի է յաղթահարել:
Ես խոստում մը կատարած եմ – շատ մը հայերու նման – եւ այս ուխտը չեմ կրնար դրժել, քանի որ միշտ պիտի հալածէ զիս:
Ես այս ուխտը պահած եմ տեսնելով բնաջնջումը Քամպոտիոյ մէջ, նախկին Եուկոսլաւիոյ մէջ, Ռուանտայի մէջ... Շատ մը տեղերու մէջ, նոյնիսկ մեր ըսելէն ետք, որ պիտի սորվինք: Մենք երդուած էինք, որ Ցեղասպանութիւն նորէն պիտի չըլլար:
Նաեւ տեսած եմ ձեր քաղաքացիական հասարակութեան յանդգնօրէն ոտքի կանգնիլը եւ ճշմարտութիւնը ըսելը: Ականատեսն եմ, թէ ինչպէս Հրանդ Տինքը սպաննուեցաւ, քանի որ հսկեց այն կտակը, որ իւրաքանչիւր հայ պարտաւորութիւնը ունի պահպանելու:
Մենք երբեք պիտի չխաղաղինք առանց տեսակ մը ճանաչումի, այն հրէշային ոճիրին, որ կը շարունակէ գործել՝ ժխտումի եւ անտարբերութեան միջոցաւ:
Մենք մեզ նուիրած ենք այս հաւատարիմ հսկումին, սակայն ոճիրը կը շարունակէ մնալ բաց վէրք մը ճիշդ այն հողին վրայ, ուր ոճիրը գործուած էր:
Ես սպառած եմ ձեր կառավարութեան սաստիկ ժխտումէն, սպառած եմ յաղթահարել չկարենալէս: Բայց այլ ընտրանք չունիմ բացի այս սպառումը ընդունելէ, անոր փոխարէնին դիմաց:
Ամբողջ դար մը ձեր կառավարութիւնը այս ժխտումը պարտադրած է ձեզի: Երբեք գոյութիւն պիտի չունենան յանձնաժողովները «իրականութիւնը բացայայտնելու» համար, եւ մենք չենք հետաքրքրուած տեսնելու ձեր բաց արխիւները: Մենք իրականութիւնը գիտենք մեծ թիւով ականատեսներու շնորհիւ, մենք տեսած ենք ձեր պատերազմական մեղսակիցներուն արխիւները, լսած ենք իմաստուն խորհուրդը բոլոր աշխարհի ցեղասպանագէտներու եւ ողջակիզումի մասնագէտներու:
Այսօր ձեզմէ միայն կը խնդրեմ, որ ձեր վրան եղածը ընէք, հարցաքննէք ձեր կառավարութեան շարժառիթները, եւ ընդվզիք դիմագրաւելու համար այս կնճռոտ մարտահրաւէրը: