Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun 94. yıldönümü kapsamında, kentin Ermeniler tarafından işgal edilmesi ve Türkler tarafından kurtarılmasını canlandıran temsili gösteri yapıldı. Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat temsilin yeni nesile düşmanı tanıtmak amaçlı olduğunu söylerken, ’Dininin, namusunun, kininin davacısı’ bir gençlik istiyoruz' ifadesinde bulundu.
Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun 94. yılını kutlamak için törenler düzenlendi. Tören kapsamında Ermenileri işgalci, Türk milislerini ise kurtarıcı olarak resmeden geleneksel temsili gösteri yeniden canlandırıldı.
Din, namus ve kininin davacısı gençlik
Bayburt'un AKP'li Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, yapılan temsili gösteriyle ilgili olarak, 'Bu sahneleri tekrarladığımızda bazıları bunu, ’Nefret müsameresi’ diye niteliyor. Yeni nesile dost ve düşmanı tanıtmak zorundayız. Üstadın dediği gibi, 'Dininin, namusunun, kininin davacısı’ bir gençlik istiyoruz' şeklinde konuştu.
Törende öğrenciler de vardı
Hükümet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla başlayan törene, Cumhuriyet Caddesi’nde devam edildi. Bayburt Valisi Hasan İpek, AK Parti Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek, Garnizon Komutanı Zeki Karataş, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, daire amirleri, öğrenciler ve çok sayıda kişinin katıldığı kutlamalarda ilk olarak şehrin Ermeniler tarafından işgale uğrayışı, Türklere yapılan mezalim ve temsili Türk milis kuvvetleri tarafından kurtarılışı canlandırıldı.
'Toplu, tüfekli' askeri geçit gibi düzenlenen resmi kutlama ve törenler, gençler üzerindeki etkileri ve militarizm tartışmaları kapsamında yakın dönemde gündeme gelmişti.
Nefret değil, bilinç aşılamak
Temsili gösteri ardından kürsüye gelen Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, 'Kahraman ecdadın kahraman torunlarının bayramını tebrik ederim' diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
'Rabbim bu vatan toprakları içerinde bir daha bizlere işgal göstermesin. Bir daha acı ve gözyaşı yaşanmasın. Biraz önce sahnelenen oyun bu topraklar üzerinde 94 yıl önce gerçekleriyle yaşandı. Bunlar temsilen gösteriler. Ama şunu ifade etmek istiyorum; Bu sahneleri tekrarladığımızda bazıları bunu ’Nefret müsameresi’ diye niteliyor. Biz düşmanımızı ve dostumuzu tanımak zorundayız.
Sabaha kadar laboratuvarda çalışan gençlik
Yeni nesile dost ve düşmanı tanıtmak zorundayız. Üstadın dediği gibi, ’Dininin, namusunun, kininin davacısı’ bir gençlik istiyoruz. Saygıdeğer başbakanımızın ifade ettiği gibi modern ve çağdaş, sabaha kadar labaratuarda çalışan dindar, kültür ve edebiyatına, sanatına ve geçmişine sahip bir gençlik istiyoruz. Onun için biz bunları sahnelemeye devam edeceğiz.
Büyük Türkiye ideali
Biz kimin peşine gittiğimizin ve neye hizmet ettiğimizin farkındayız. Ama şuna dikkat emek zorundayız. Düşmanımız da var, dostumuz da. Büyük devletlerin büyük idealleri olur. Nasıl büyük Ermenistan hayaliyle bize bu vahşetleri yaşattılarsa, nasıl Batı’nın şark meselesi varsa, bizim de Büyük Türkiye idealimiz olmalı ve olmaya devam edecektir.
Usta Başbakan’ın arkasında büyük ideallerin peşinde koşmaya devam edeceğiz.' (vE)