Tapu arşivlerinde Ermeniler ait mülkler konusunda bilgiler sıkı sıkıya saklanırken, Hazine’nin bu mülklere dair tescil çalışmalarının devam ettiği ortaya çıktı.
Açmabaşı ve Karapilet Köylerine Melen suyu projesi için baraj yapılacak. |
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
Tapu arşivlerinde Ermeniler ait mülkler konusunda bilgiler sıkı sıkıya saklanırken, Hazine’nin bu mülklere dair tescil çalışmalarının devam ettiği ortaya çıktı. Hazine, son olarak, İstanbul’da su sorununu çözmek için hazırlanan Melen Suyu Projesi için Sakarya’nın Kocaali ilçesine bağlı Açmabaşı ve Karapelit köylülerini dava ederek 75 yıldır kullandıkları tapulu arazileri geri aldı. Arazilerin ‘mütegayyip eşhastan’ (kaybolmuş şahıslara ait) olduğu ve emval-i metruke kanunları gereği kendisine ait olduğunu iddia eden Hazine, köylüleri mahkemeye verirken, şimdiye kadar açtığı davaların tamamını da kazandı. Hukukçular ise bu kararın gelecekte mülkleri için dava açacak Ermeni ve Rumlar için emsal teşkil edebileceği görüşünde.
Mülkler Ermenilerden kalma
Bir Hemşinli köyüBaraj projesi ile köylülerin mağdur edildiği Açmabaşı köyü tarihiyle de dikkat çekiyor. Köy, 19. yüzyıl ortalarında Hemşin’den gelip önce Ordu’ya, daha sonra Bitinya’ya (İzmit yöresi) göç edenler tarafından kurulmuş. Köyde o dönem Müslümanlaştırılmış 42 Hemşinli Ermeni hanesinin yaşadığı biliniyor. |
Milli Emlak Müdürlüğü yetkilileri ile görüşen Kocaali Ziraat Odası Başkanı Tamer Tunca, Hazine’nin köylülere tapu verilirken yanlış işlem yapıldığı gerekçesiyle mahkemeye gittiğini belirterek tapuların iptal edildiğini belirtti. Tunca, gelişmelerle ilgili şunları söyledi; “Bölgede baraj yapılacak. O yüzden Hazine dikkatli bir inceleme yaptıktan sonra, ‘Benim olan araziyi senden satın almam’ diyor. Bunun üzerine tapular iptal edilmeye başladı. Tapular var ama araziler devlet adına tescilli. Esasında bu topraklar Ermenilerden kalma.”
En çok tapu davasının açıldığı Açmabaşı Köyü Muhtarı Alim Hoşgör ise şu ana kadar köylerinde 50 tapudan 28’i için dava açıldığını ve 13 tapunun iptal edildiğini söyledi. Hoşgör, yaşadıkları süreçle ilgili şunları anlattı: “Bu yerler Ermenilerin terk ettiği yerler. Devlet bunları 1938’de kendi üzerine tescillemiş. 2004’te kadastro yapılırken tapu kaydı tespit edilemediği için Hazine’ye sorulmuş. Hazine inceleme yapmamış. Bilirkişi bunun üzerine tapuyu halihazırda mülkü kullanan köylüler üzerine tescil etmiş. Şimdi Melen Barajı mevzusu var ve baraj bu havzada yapılacak. Proje başlayınca Hazine de arazilerini tespit etmeye başladı. Adapazarı ve Ankara’dan ekipler geldi. Bizim köyden 28, Karapelit’te ise 19 tapuya dava açıldı.”
Hazinenin dava açarken 'mutegayyip eşhastan' kavramını kullandığını vurgulayan Hoşgör, “Mülkler Ermenilerin, ama bize Ermeniler değil Hazine dava açıyor. Mahkeme tespitler yaptırdı. Hemen hemen bütün tapular iptal ediliyor. Avukat da tutamadık. Ankara’ya Milli Emlak’a gittiğimizde bize 'Kaybedersiniz. Eğer bir devlet kusuru varsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden tazminat alırsınız' dediler” bilgisini veriyor.
Hoşgör, avukat tutan ve itiraz eden köylülerin yaklaşık 30 bin lira masraf yapmak zorunda kaldıklarını da sözlerine ekledi. Hoşgör, kendilerinin Hemşinli olduğunu, yöreye 19. Yüzyılda yaşadıklarını, ancak yörede geçmişte yoğun Ermeni nüfusunun olduğunu söyledi.
'Bu karar emsal teşkil edebilir'
Avukat Cem Sofuoğlu, bu yargı sürecini değerlendirerek Hazinenin kazandığı davaların emsal teşkil edeceğine dikkat çekti. Sofuoğlu, “Kadastro Kanunu’nun 18/2 maddesine göre mütegayyip kişilere ait gayrimenkuller zamanaşımı yoluyla iktisap edilemez. Mütagayyip kişilerle kastedilen, mahkeme kararlarından biliyoruz ki Ermeniler ve Rumlardır. Dolayısıyla bu insanlara ait mallar zilliyetlik yoluyla alınmaz. Hazine, açmış olduğu bu davalarla mülkiyeti alınmış gayrimenkulleri geri alıyor. Buna göre, ileride Ermeniler ve Rumlar tarafından açılacak davalara Hazine’nin kazanmış olduğu bu davalar emsal gösterilebilir.”