Başında Nihat Ömeroğlu’nun bulunduğu Kamu Denetçiliği Kurumu, ‘Yargıtay hâkimi: Hrant Dink Türk olsa ceza almazdı’ başlıklı habere gönderdiği düzeltmede, Dink’in suçlu olduğu için ceza aldığını savundu.
Başında Nihat Ömeroğlu’nun bulunduğu Kamu Denetçiliği Kurumu, “Yargıtay hâkimi: Hrant Dink Türk olsa ceza almazdı” başlıklı haber nedeniyle Radikal gazetesine bir ‘cevap ve düzeltme’ metni gönderdi. Metinde, Dink’in “Ermeni olduğu için değil, hakkındaki suçun maddi ve manevi unsurları oluştuğu için” mahkûm edildiği öne sürüldü.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun ‘cevap ve düzeltme’ metni şöyle:
Cevap ve düzeltme
Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan “Yargıtay hakimi, Hrant Dink Türk olsa ceza almazdı” başlıklı habere ilişkin cevap ve düzeltme metni.
14 Eylül 2013’te Radikal Gazetesinde Yargıtay hakimi, ‘Hrant Dink Türk olsa ceza almazdı’ başlıklı bir yorum-haber yayınlanmıştır.
Söz konusu haberde, kurumumuz Kamu Başdenetçisi Sayın M. Nihat Ömeroğlu’nun önceki görevi ile ilgili konularda değerlendirme ve iddialara yer verildiği görüldüğünden konuyla ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunluluğu doğmuştur.
Haber içeriğinde özetle, Avukat Fethiye Çetin’in Utanç Duyuyorum! isimli kitabının içeriğinden hareketle, Hrant Dink hakkındaki bir mahkumiyet hükmünün Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndaki temyiz inceleme esnasında Genel Kurul üyelerinin o dönem heyette Ceza Genel Kurul üyesi olarak görev yapan Yargıtay üyesi M. Nİhat Ömeroğlu tarafından yönlendirildikleri ve Başdenetçinin Hrant Dink’in mahkumiyeti doğrultusunda çaba sarf ettiği, bu çabaların sonucu olarak da M. Nihat Ömeroğlu’nun Türkiye Ombudsmanlığı ile ödüllendirildiğine dair iddialar gündeme getirilmiştir.
Kamu Başdenetçisi Sayın M. Nihat Ömeroğlu’nun 27 Kasım 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından Kamu Başdenetçisi seçilmiştir.
Kamu Denetçisi Sayın M. Nihat Ömeroğlu Kamu Başdenetçiliği görevinden önce 2005 yılından 2012 yılına kadar Yargıtay 5. Ceza Dairesi Üyeliği görevini yürütmüştür.
Bu görevi sırasında Sayın Başdenetçi, tüm diğer Yargıtay üyelerinin olduğu gibi binlerce dosyanın temyiz incelemesinde görev almıştır.
Adalet duygusunun yüceliğine ve hukukun üstünlüğü ilkesine inanmış her hakim gibi, Sayın Başdenetçi de yargılanmasında bulunduğu ve imza attığı tüm kararlarında, hukuka, hakkaniyete ve vicadnının sesine sadık kalarak, adalet terazisinin doğruyu işaret etmesi için çaba sarf etmiştir.
Görevini bu çerçevede yürüten Başdenetçi’nin haberde iddia edildiği gibi Ceza Genel Kurulu’ndaki temyiz incelemesi esnasında karşı oy kullanan 6 hakime baskı uygulaması, görüşme öncesi ve görüşme sırasında Hrant Dink’in ceza alması yönünde çaba sarf etmesi söz konusu değildir.
Temyiz incelemesi esnasında Ceza Genel Kurulu’na ara verilerek dava dosyası ile ilgili görüşme yapılması mümkün değildir.
Böyle bir iddianın kabulü temyiz incelemesinde görev almış ve baskı sonucu kararını değiştirdiği iddia edilen tüm diğer hakimlere hakaret olacağı gibi, Yargıtay’ın tüzel kişiliğine ve Türk adli sistemine de saygısızlık anlamına gelecektir.
Türkiye’de yargı makamları huzuruna gelen tüm dosyalar herhangi bir şeklide, dil, din, ırk, renk, cinsiyet, dünya görüşü vb. ayrım yapılmaksızın bağımsız ve tarafsız bir şekilde incelenip karara bağlanmaktadır.
Somut olayda ise Hrant Dink hiçbir şekilde Ermeni olduğu için değil, dosya kapsamına göre hakkında iddia edilen suçun maddi ve manevi unsurları oluştuğu ve yargı mensuplarının vicdani kanaatleri bu yönde olduğu için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın suç vasfına yönelik itirazı ise iddialarda ileri sürülenin aksine, Ceza Genel Kurulu tarafından önemli bir fark oluşturacak şekilde 6 oya karşılık 18 üyenin karşı oyuyla reddedilmiştir.
Kamu Başdenetçiliği Kurumu