Şırnak’ın Uludere (Qileban) ilçesinin Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboskî) köylerinden 34 insanın havadan bombardıman ile öldürülmesinin ardından taziyeye giden kaymakama saldırı olmuş, bu saldırı ile ilgili köyden 5 kişi tutuklanmıştı.
Şırnak Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan beş kişiden 19 yaşındaki Faruk ENCÜ’nün yakınlarına gönderdiği mektup aileyi diken üstünde tutuyor. Mektubunda“katledilen kardeşlerim, abilerim ve dostlarım gözlerimin önüne geliyorlar ve uyandığımda kendimi çok yalnız hissediyorum. Bazen hapishanenin ışıkları kapanınca kendimi asmak istiyorum.” diyen Faruk’un yakınları hayatından her gün endişe ediyorlar.
Cezaevindeki diğer mahkumların psikolojik durumunun her geçen daha da kötüye gittiğini belirttikleri Faruk mektubun başka bir yerinde şöyle yazıyor: “Serhat kardeşim bana söz vermiştin asla birbirimizi bırakmayacaktık ve beraber gözlerimizi kapacaktık bu yalan dünyada. İkimiz de sözümüzde durmadık ama az kaldı sözümü tutacağım. Sizden isteğim eğer ölürsem 34 mezarın yanına benim mezarımı da kazın. (…) Öldüğümde belki onların yanına cennete giderim ve eski günlerimizdeki gibi halısahada top oynar. Eskisi gibi piknik yaparız ve serhat kardeşim beni yine suya atar ve Hamza kardeşimde yine gülerek sudan çıkmama yardım eder.”
Uludere’deki bombardımanda hayatını kaybedenlerden; Serhat Encü (16), Cemal Encü (18) ve Hamza Encü’nün (22) amcaoğlu ve Bedran Encü’nün (14) de halasının oğlu olan Faruk Encü mektubunu şöyle bitiriyor: “Size seslenmek istiyorum ey insanlığını kaybedenler ne hakkınız vardı benden bu hayallerimi aldınız. Bize bu acıyı çektirme hakkını nerden aldınız ne istediniz o gencecik insanlardan ve hayallerinden ey insanlığın katilleri. Bu ülkede hak, hukuk ve demokrasiden bahsedenler yaklaşık 50 gün geçmesine rağmen katilleri bulamadınız yoksa siz misiniz katiller ki ortaya çıkmıyorsunuz. Ey ben insanım diyenler adalet istiyorum. Adalet adalet adalet istiyorum.”