Ruhban Okulu’yla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, 'Bizim için Ruhban Okulu anlık meseledir. Fethiye Camii ve diğer cami ile Batı Trakya'daki kardeşlerimizin başmüftü seçimini birlikte, aynı zamanda yapalım, biz ruhban okulunu da açarız' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bugün yeni bir gün yeni bir başlangıçtır. Geride bıraktığımız 11 yıl bizim için gurur tablosudur. Yaptığımız hizmetleri artık bir çırpıda dökemiyoruz. Hayal dahi edilmeyenleri gerçeğe dönüştürdük. Hedeflerimizi tek tek tutturduk. En ileri demokratik standartları ülkemizle buluşturduk. Geçmişi elbette hatırlayacağız. Biz geçmişe bakıp avunanlardan, mevcuda razı gelenlerden asla olmayacağız. Her yeni günü yeni bir başlangıç olarak görüyoruz.
Değerli Ozanımız Neşet Ertaş'ı hayırla yadettik. Ertaş, babasının bir tavsiyesini anlatmıştı, 'Aşkınan çalışan yorulmaz' Neşet Ertaş bunu hatırlatıyor. Devam ediyor, 'Ne zaman öldüysem ben o zaman yoruldum.' Aşk ile çalışan yorulmaz. Biz ölünce yoruluruz.
Çıtayı yükseklere koyarak kendimizle yarışmaya devam edeceğiz. Biz dar kalıplar içinde tarif edip yanılanlar var. Biz tesadüfen toplanmış bir topluluk değiliz. Feleğin çemberinden geçmiş kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Biribirinin başarısızlığından medet ummak, birbirinin kuyusunu kazmak bu kadroda olmaz. Bu kadronun içinde ben olamaz, bu kadronun içinde bize bakacağız.
Bize dışarıdan gündem dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Ne yaptığımızdan ziyade ne yapacağımıza bakacağız. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıydı. Aşk ile çalışmaya devam edeceğiz. Bizi yılgınlığa sevk edecek her girişim karşısında uyanık olacağız. Bu dava iğneyle kuyu kazılarak kazanılmıştır. Hesabını sadece Allah'a ve millete verecek olanlar hiç kimseden korkmazlar. Siz iyi olduğunuz sürece mutlaka kötüler olacak. Onların bir tuzağı varsa Allah'ın da bir tuzağı, milletin de bir tuzağı vardır.
Azimle, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ülkemize çok büyük başarılar yaşattık. Bu millet hak ettiği seviyeye ulaşıncaya kadar çalışmaya devam edeceğiz. Siyaseti gerçek anlamıyla buluşturduk bu süreçte muhalefetin de Türkiye vizyonunu paylaşmasını başaramadık. Statükoya sarılmayı tercih etti. 11 yıl boyunca üsluplarını dahi değiştirmediler. Muhalefet genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım. Arkadaşlarıma havale ediyorum. 11 yıl boyunca hangi çamuru atmak istedilerse üzerlerine bulaştı.
Böyle bir muhalefet AK Parti için talih olsa da Türkiye için talihsizliktir. Muhalefet vesayet zincirlerini koparamamıştır. Değişime direnen statükoya sarılan bir muhalefet Türkiye'nin talihsizliğidir. Tahriklere boyun eğmeyeceğiz. Gerilim siyaseti tuzağına düşmeyeceğiz. Bugüne kadar her ne yaptıysak 76 milyonun tamamı için yaptık.
Yaptığımız her reformu Cumhuriyet'e karşı gibi göstermeye çalışan cahiller var. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet'le bağdaştırmak nasıl bir zihniyet, nasıl bir istismardır? Bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta, 27 Mayıs'ta kurulan bir Cumhuriyet değildir. Biz 1940'lardan itibaren uygulanan yasakları, zulümleri ortadan kaldırdık. Bizim yaptığımız derin acılar dindirmektir.
Hiç kimse bu kendisini Cumhuriyet'in yegâne sahibi olarak göremez. Başı açık ne kadar bu Cumhuriyet'in sahibiyse başörtülü olan da Cumhuriyetin sahibidir.
Birileri çıkıyor 'ya seveceksin ya terk edeceksin' diyor. Sen kimi kimin toprağından kovuyorsun. Biz burada yaşıyoruz ve burada da öleceğiz.
Kimse kimsenin yaşam tarzına karışmayacak. Birbirimize saygı duyarak geleceğe yürüyeceğiz. Silahla, molotofla, taşla, sapanla değil, konuşarak birbirimizi dinleyerek anlaşacağız.
30 Eylül'de demokratikleşme paketini birlik ve beraberliğimizin nişanesi olarak kamuoyuna açıkladık. Toplumun farklı kesimleri üzerindeki yasak ve dayatmaları kaldırıyoruz. Açıkladığımız paket ne bir ilk, ne bir sondur. Bundan sonra da devamı gelecektir.
Muhalefet barajı indirelim diyordu. Üç seçenek sunuyoruz. Hangisini uygun görürseniz çıkartalım. Siz karar veremiyorsanız biz AK Parti olarak oturup karar vereceğiz.
BDP'ye gönül vermiş kardeşlerimizin bilmesini isterim BDP özellikle partilerinin kapanmasını istiyor. Parti kapatılmalarını kaldıran oylamaya katılmadı. Bizim içimizde de 3 arkadaşımız ihanet etti. Onlar evet deseydi bu iş biterdi. Bu partinin bayrağı altına giriyorsan buradan çıkacak karara uyacaksın, çıkan karara her birimizin uyduğu gün partimiz güçlüdür. O partinin ilkeleri vardır, o ilkelere uymak zorundadır.
Türkiye'de azınlıklar için bütün kolaylaştırıcı tedbirleri aldık, alıyoruz. Bizim için Ruhban Okulu anlık meseledir. Ancak bir şeyin iadesini yaparken bir şeyin iadesini bekliyoruz. Atina'da iki camimiz var. Bize iade edin dedik, yıllardır oyalıyorlar. Batı Trakya'da soydaşlarıma müftüyü memur gibi atıyorlar.
Öğrenci andı bugünden itibaren kaldırıldı. Bazıları partilerinin genel merkezi önünde andımızı okumaya devam edecekler, öyle görünüyor.
Kılık, kıyafet yönetmeliği de değişti. Başörtülü kardeşlerimizi uyarıyorum, provokasyonlara gelmeyin. Çok canlar yakan bir uygulama, karanlık bir dönem sona erdi. Hiç kimseye imtiyaz vermiyoruz. Yıllardır esirgenen inanç hakkını hak sahiplerine teslim ediyoruz. Kısıtlamanın kalkması sadece normalleşmedir. Başörtüsü yasağı yüzünden bırakılmak zorunda kalınan o okulların kaybı telefi edilemez.
İlkokullarda ant uygulaması 1933'te başladı, metin yazarı tartışmalı bir isim Reşit Galip'ti. Aynı Reşit Galip, Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandı. Bal demekle ağız tatlanmaz, yersen tatlanır. Her sabah Türk'üm demekle Türk olunmaz. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir uygulama göremezsiniz. Bu uygulama soğuk savaş döneminin uygulamasıdır. Milletimizden rica ediyorum, gidip okusunlar bu uygulamanın tarihini öğrensinler. Bu uygulamanın Cumhuriyet'in kuruluş felsefesiyle bir alakası olmadığını görecekler.'