Birkaç haftadır Ermeni toplumunun dil ve kültür ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendi imkânlarıyla bir vakıf üniversitesi kurup kuramayacağını uzmanların görüşleri ve yurtdışında modellerle tartışıyoruz. Tam da bugünlerde Rum toplumunda yüksek öğrenim alanında yapılan bir atılım dikkat çekiyor. Nüfusu iki bin civarında kalan Türkiyeli Rumlar heyecan verici bir girişime imza attılar.
YORGO DEMİR
geodem2000@gmail.com
Son dönemde özellikle kültür ve eğitim alanında Rum toplumuna yeni kaynaklar ve dinamikler kazandırma yönünde önemli projelere imza atan Beyoğlu Merkez Rum Kız Mektebi Vakfı,. 16 Eylül Pazartesi akşamı Hilton Oteli’nde düzenlenen bir toplantıyla, bir üniversite kurma çalışmalarına start verdiğini açıkladı.
Ekümenik Patrik Bartholomeos’un da katıldığı toplantıda, vakfın yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, Prof.Dr. Eva Aleksandru Şarlak, Bizans tarihçisi Evgenia Adamantidi, müzisyen Stelyos Berber ve işadamı Yorgo Saris, projeye dair sunumlar yaptı.
Hukuki engel yok
Projenin fikir sahibi ve süpervizörü ,Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bil. Fak. Dekanı Prof. Dr. Ersi Abacı-Kalfoğlu, kurmayı hedefledikleri üniversitenin, Yüksek Öğretim Kurumu’na bağlı bir vakıf üniversitesi statüsünde olacağını, kanuni açıdan bu konuda herhangi bir engel olmadığını söyledi.
Kurulacak olan üniversitenin, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın her yanından öğrenci kabul edeceğini ifade eden Kalfoğlu, eğitim dilinin İngilizce olacağını, ancak Türkçe ve Yunanca eğitim verecek bölümlerinin de olacağını belirtti. “Eğitimde bu standartlara ulaşmak zor olsa da, bunun için gereken olanaklara ve desteğe, kimliği olan bir üniversite kurmak için gereken vizyona sahibiz” diyen Kalfoğlu, projenin hayata geçirilmesi için atılması gereken hukuki adımları sıraladı ve şu anda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden (VGM) bu yöndeki başvurularına yanıt beklediklerini açıkladı.
Kurulacak olan üniversitede Tıp, Sağlık Bilimleri, Fen-Edebiyat, Hukuk ve Mimarlık fakültelerinin olacağını söyleyen Kalfoğlu, bir Sağlık Meslek Yüksekokulu’nu yanı sıra, Kültür ve Tabiat Mirası Araştırma Merkezi gibi, çeşitli enstitüler ve araştırma merkezleri de kurmayı amaçladıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Eva Aleksandru Şarlak ise, konuşmasında, üniversitenin ana binası olarak kullanılması öngörülen Beyoğlu Merkez Rum Lisesi binasının birinci sınıf tarihi eser statüsünde olduğuna, yapılacak en ufak bir değişiklik için dahi Anıtlar Kurulu’ndan onay alınması gerektiğine işaret etti. Rölöve raporu için çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Şarlak, binanın hemen yanında bulunan Taksim Hastanesi’nde süren yıkımın okul binası için tehlike oluşturduğunu, bu konuda da çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
‘Cesaret vermeliyiz’
Toplantının soru-cevap bölümüne, yeni üniversitenin Heybeliada Ruhban Okulu’nun da faaliyete geçmesine zemin oluşturulabileceği yönündeki fikir beyanları damga vurdu. Kalfoğlu, Patrik Bartholomeos’un izniyle, buna vesile olmaktan onur duyacaklarını ifade etti. Kalfoğlu, projeyi hayata geçirmek için 4,5 ila 8 milyon TL arasında bir kaynağa ihtiyaç duyduklarını, bunun için bazı alternatiflerinin bulunduğunu ancak bu konudaki detaylardan söz etmek için henüz erken olduğunu söyledi.
Toplantının sonunda bir konuşma yapan Ekümenik Patrik Bartholomeos, projeyi olumlu karşıladığını belirterek “Pratikte görünen tüm engellere rağmen bu girişimde bulunanlara cesaret vermemiz gerekir, zira zor şeyleri cesaret sahibi olanlar başarır” dedi. Büyükada Rum Yetimhanesi’nin ve Beyoğlu Rum Merkez Lisesi’nin binalarında yaşanan süreçler arasındaki benzerliğe dikkat çeken Bartholomeos, “Bu iki binanın şu anki duruma gelmesine sebep olanlar suç işlemişlerdir, çünkü söz konusu olan, topluma, çağdaş insanlığa, bu coğrafyaya ait bir mülkiyettir” dedi.
Vakfın idaresi VGM’ye geçmişti
Beyoğlu Merkez Rum Mektebi Vakfı 1974’ten sonra ‘mazbut vakıf’ ilan edilmiş ve vakfın idaresi VGM’ye geçmişti. Yıllarca süren hukuk mücadelesinin ardından, Kasım 2011’de VGM’nin kararıyla ‘mazbut’ kategorisinden çıkarılan vakfa tüzel kişilik statüsü iade edildi. Halen, 2010 yılında yapılan seçimlerle göreve gelen yedi kişiden oluşan mütevelli heyeti tarafından yönetiliyor. Vakfa bağlı lise, öğrencisi kalmadığı için, eğitim faaliyetlerini 1998 yılında sona erdirdi.
