AKP Global, belediyeciliğin sırlarını anlattı

Sosyal medyanın son fenomenlerinden ‘AKP Global’in yaratıcıları ilk kez Agos’a konuştu. Parodi hesabın arkasındaki reklamcıların ikisi AKP Global’i, amaçlarını, Gezi Parkı Direnişi’yle özdeşleşmelerini, mizah anlayışlarını ve AK Parti hükümetinin belediyeciliğini anlattı

ÖZGÜN ÇAĞLAR
ozguncaglar 1@gmail.com

Mizahın yaşadığımız coğrafyadaki yolculuğuna bakıldığında, muktedir olanı rahatsız etme, sarsma konusundaki başarısı hemen göze çarpar. Mizah, en çok iktidarla uğraşmıştır. Tanzimat döneminde yeni bir boyut kazanıp gazetelerde, dergilerde sıkça icra edilen mizah, bugünlerde haftalık-aylık karikatür dergilerinin ilk birkaç sayfasına sıkışmış durumda denebilir. Basılı yayınlarda durum böyleyken, sosyal paylaşım siteleri sayesinde internetin de mizaha başka bir kanal açtığı söylenebilir: İnteraktif sözlükler, mizahi haber ajansları, görsel üreten siteler...

‘AKP Global’ da mizahi içerik üreten bu halkaya, açtıkları Twitter hesabı (@akpglobal) yoluyla katılan son oluşumlardan biri. ‘Her paralelde hizmet, her meridyende icraat’ sloganıyla yola çıkan, açılımı ‘Akıl ve Küreselleşme Partisi’ olan bu parodi hesap, 29 Mayıs’tan beridir Twitter’da AK Parti hükümetinin belediyecilik anlayışını eleştiren görseller üretiyor. Şu an 26 binin üzerinde takipçisi var, bu sayı her geçen gün artıyor, ürettikleri görseller, yani parti icraatlarını anlattıkları afişler de sürekli dolaşımda.

'Muhafazakârların bizi izlemelerini isteriz'

Talep bizim beklediğimizin 10 katı diyebilirim. Biz de bu sefer ince eleyip sık dokumaya başladık. Mahçup olmamak için. Günlük mesaimiz müsaade etse yoğunlaşmak isterdik ama amatör ruhumuzla devam edeceğiz. Tadı tuzu da belki burada saklı. Şunu da ekleyeyim: Belki muhafazakar kitle bizi öncelikle takip etseydi daya iyi olabilirdi, ancak Gezi’nin rüzgarıyla seküler kitlede karşılık bulduk. Bunda elbette sıkıntı yok ama derdimizin asıl muhatabına da ulaşırsak ne güzel olur.

Bu parodi hesabın arkasında, kimliklerini gizleyen üç reklamcı var: R., U. ve S. Yaş ortalamaları 29. U. ile R. birlikte fikir buluyor, R. gerekli metni yazıyor, görselleri ise S. hazırlıyor. Bir akşamüzeri U. ve R.’yle buluşup AKP Global’ı, amaçlarını, Gezi Parkı Direnişi’yle özdeşleşmelerini, mizah anlayışlarını ve AK Parti hükümetinin belediyeciliğini konuştuk.

  • AKP Global nasıl doğdu?

R: Mayıs ayında doğdu. Şehircilik politikalarıyla ilgili insanlardık, reklamcıyız ve AKP’nin Türkiye’deki hoyrat şehircilik politikaları gözümüze batıyordu; ne yapsak, ne etsek diye düşünüyorduk. Twitter’da da birtakım parodi hesaplar çok popüler. Biz de hem mizah yapalım hem de bu şehircilik anlayışına bir eleştiri getirelim dedik. Bunu da dünya üzerinden yapalım dedik. ‘AKP, dünyaya açılsa ne olurdu?’diye sorduk.

  • Hesap nasıl popüler oldu?

U: İlk başta bizi 200-300 kişi takip eder diyorduk. Sonra iki-üç gün sonra 10 bin-20 bin rakamlarına ulaşınca şok olduk tabi. Kaan Sezyum bizi takip edip görsellerimizi kendi hesabından paylaşıyordu, bu çok etkili oldu takipçi sayımızın artmasında.

  • Gezi Parkı Direnişi’nden hemen önce yayına başlamanız AKP Global’ın Gezi Parkı Direnişi’yle özdeşlemesini sağladı. Bu sizi nasıl etkiledi?

R: Bizi biraz olumsuz etkiledi ama sonuçları yine de pozitif oldu. Biz ısrarla süreçten bağımsız olalım telaşındaydık, ancak takipçiler bunu Gezi süreci ile bağlantılı olarak algılayıp bizi büyüttüler. Bir de bakmışız ki bizim dilimiz de ana çizgimizden sapmamak kaydıyla sürece kaymış.

  • Ne yapacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

‘AKP Global’ı resmi hesap sanıp küfredenler var’

R: AKP Global’ı gerçekten AKP’nin resmi hesabı sanıp küfür eden Kemalist bir grup var. Evlere şenlik diyebilirim onlar için. Bu hesabı yaparken eğlendiğimiz kadar onların yorumlarını okurken de eğleniyoruz. İşin ilginci bu insanlar AKP seçmenlerinden cahil, koyun sürüsü diye bahseden insanlar. Ama bizi gerçek zannediyorlar. Millete cahil diyorsun ama bir parodi hesabı algılamaktan acizsin. Bir gün Yılmaz Özdil ya da Emin Çölaşan’ın bizi ciddiye almasını bekliyoruz asıl.

U: Birden karar veriyoruz. Bir konu çıkıyor, ‘Şöyle yapalım mı?’ diyoruz, ‘Aa tamam olur’ diyoruz, sonra metinleri yazıp grafiker arkadaşa yolluyoruz, o 5 dakika falan uğraştıktan sonra iş ortaya çıkıyor. İlkin sembollerden yola çıkarak iş yaptık, mesela Pisa Kulesi’nin yamukluğunu kullandık.

R: Evet, temel mantık, sembollerin bozulması. AKP’nin bu politikaları şehirlerin ruhunu zedeliyor, fiziksel görünümlerini bozuyor. Kentsel dönüşüm mevzularında, soylulaştırma projelerinde halk yok, sermaye var, inşaat sektörü var. Dünyada hangi sembolleri bozabiliriz, diyoruz. Venedik’i ne yaparsak bozabiliriz, diyoruz örneğin. Bu benzerlikleri kurarak ilerliyoruz.

  • AK Parti’nin belediyecilik anlayışı hakkında düşüncelerinizi daha da açabilir misiniz?

U: Umut Sarıkaya’nın dediği gibi ‘Yerelde iyi ama acı’.

R: AKP’nin belediyeciliğine dair parça parça iyi şeyler anlatabiliriz, şurada güzel bir belediyecilik örneği var diyebiliriz illa ki. Ama genelde inşaat odaklı, sermaye odaklı, şehirlerin yapısını bozmayı göze alan, hiç de muhafazakârlıkla örtüşmeyen, gayet neoliberal politikaların ortaya çıkardığı bir yerel yönetim anlayışı var. Biz buna karşıyız. Türkiye’nin toplumsal yapısını çok da karşılayan politikalar değil bunlar. İstanbul’un hali ortada.

Çevrenin siyasetini yaptığını söyleyen bir hareket var; sermayeyi tabana, çevreye yayacağını söyleyen bir hareket. Ama söylenenle, yapılan arasında kocaman bir fark var. AKP’nin kuruluş felsefesinden anladığımız şey, AKP’nin Türkiye’yi desantralize edeceğiydi. Türkiye’nin farklı yerlerinde fabrikalar kurulacak, Anadolu modernleşecek, nüfus hareketleri değişecekti. Siyasetin karşılığının bu olması lazım. Ama bütün o halkçı, Anadolucu, sosyal devlet inşa ediyoruz söylemlerinin aksine büyük şehirlerde yoksulları şehir dışına kovan,  zenginleri de şehrin merkezine koyan bir inşaat faaliyeti var. Birikim dergisinin bir kapağı vardı,‘İnşaat ya Resulallah’ diye, mesele tam olarak o!

  • AK Parti’nin kentsel dönüşümle şehrin dışına kovduğu kesimler siyahi göçmenler,  romanlar, transeksüeller vb. değil mi? Hükümetin bu süreçte kendi tabanına dokunduğunu söyleyemeyiz değil mi?

R: Bugüne kadar doğru bir tespitti bu. Ama bu çember daralacak, bir süre sonra kendi tabanına da ihanet edecek. Bu süreç, bir süre sonra şehir merkezi sayabileceğimiz, AKP sosyolojisinin özeti Fatih’te de başlayacak. İşte o zaman partinin tabanı bunu yüz yüze yaşayacak. Ümraniye’de, Üsküdar’da bu işler başladığı zaman, o dindar taban sürgün yaşamaya başladığında, tekrar oturup konuşmamız gerekecek bu meseleleri.

  • Bazı görsellerinizde sadece AK Parti’nin belediyeciliği eleştirilmiyor. Örneğin bir işte askeri vesayet, bir işte mitingler eleştiriliyor, ne söyleyebilirsiniz bu konuda? Bunlar projenin dışında olan işler mi?

‘Nişantaşı Belediyesi’nin kurulmasını bekliyoruz!’

R: Temiz mizah yapmaya çalışıyoruz, çok dikkat ediyoruz. Mesela bir gün Rio de Janeiro’daki dev İsa heykeliyle ilgili bir şey yapmayı düşündük ama sonra Hıristiyanlar incinir diye vazgeçtik. Bizim eleştirimiz kodlar, semboller üzerinden gidiyor. Sağcılık kodlarını iyi biliyoruz, çünkü ailelerimiz AKP tabanından insanlardan oluşmakta. Bugün AKP iktidarda diye onları eleştiriyoruz. Ama yarın öbür gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP alsa, Beyaz Türkleri eleştirmesini de iyi biliriz. Keşke hipster’ler bir belediye alsa! Nişantaşı Belediyesi’nin kurulmasını bekliyoruz!

U: Vatikan’da askeri vesayet işiyle, San Marino’daki miting işinden bahsediyorsunuz. Bunlar sosyal medyada çok konuşulan, gündeme dair işlerdi. Mesela San Marino mitinginde, Gezi olaylarından sonraki Kazlıçeşme mitingi ilham kaynağı olmuştu.

R: Aynen, şehir politikalarından çıkıp genel siyasete girmemiz gündemle alakalı. Böyle yaparak AKP Global’ın mizahi dilinin yaygınlaşmasını da sağlamayı istiyoruz. Ama Kemalist olmadığımız için de eleştirilerimizi üçüncü bir bakış açısıyla yapmış oluyoruz. Yılmaz Özdil refleksimiz falan yok yani. Milli irade fetişizmi var ya hükümette, hani demokrasi, milyonlar, vatan... Bir yandan da bu kavramların yerli yersiz kullanılmasına da itiraz ediyoruz. San Marino işi bunla alakalıyken, Venedik’te askeri vesayet işi de, askeri vesayet tartışmaları hala kalmamışken bile son olarak Gezi olayları sırasında darbe paranoyası yaratmalarına bir tepkiydi. Gezi olaylarından darbe çıkmayacağı çok belliydi ama AKP kendi tabanına o korkuyu vermek için olayları bu şekilde böyle kodladı.

AKP Global’in belediyecilik icraatları için tıklayın

Kategoriler

Güncel Türkiye