AB Bakanı Egemen Bağış’la birlikte basın toplantısı düzenleyen Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, 'Bu bir soykırım ise kabul etmelisiniz' derken, Bağış yanıt olarak, 'bu konuyla ilgili sadece tarafların el atması ve çözüm bulması gerektiği noktasında katılıyorum” şeklinde konuştu. Bir süre sonra Alman Weltonline sitesine açıklama yapan Bağış, Almanya'ya arşivlerini açma çağrısında bulundu.
Dün (7 Şubat Salı) Brüksel'deki temasları çerçevesinde Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile görüşen AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış daha sonra Schulz ile birlikte basının karşısına geçerek görüşmeye ilişkin bilgiler verdi.
Basın mensupları tarafından İsviçre'de Bakan Bağış'ın 1915 olayları ile ilgili söylediği sözler hakkında başlatılan ön soruşturmaya ilişkin görüşleri sorulan Schulz, devam eden yasal süreçlerle ilgili yorum yapamayacağını belirtmekle yetindi.
Ardından Fransa'nın da benzer yasaları oluşturmak için girişimde bulunduğunun hatırlatılması üzerine bunun Avrupa'da ifade özgürlüğünü tehlikeye atıp atmadığı sorusuna ise şöyle cevap verdi:
'Avrupa'da ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğunu düşünmüyorum. Eğer durum böyle olsaydı bununla mücadele etmek için her şeyi yapardım. İfade özgürlüğü AB'deki en temel haklardandır. Bu konuyu gündeme getirmedik çünkü Sayın Bağış bu konuda benim ve AP'nin pozisyonunu biliyor. AP soykırım meselesini birçok ortamda ve fırsata tartıştı. Ben bu konuda her zaman ihtiyatlı olmuşumdur. Benim kişisel kanaatim biliniyor ancak her zaman bu konuda yorum yapmakta isteksizim çünkü kendim bir Alman olarak tarihimi biliyorum. Yine de Türk yetkililere tavsiyem eskiden beri söylediğimin aynısıdır; kendi tarihinizle yüzleşmeli ve bağımsız, tarafsız araştırmalara müsaade etmelisiniz ve bu araştırmalardan çıkacak sonuçlara da razı olmalısınız. Bu bir 'soykırım' ise kabul etmelisiniz. Ben Fransız Parlamentosu'nun da özerkliğine ve verdiği kararlara ve kabul ediilen yasalara saygı gösteriyorum. Ancak bu konulardan önce daha çözmemiz gereken pek çok mesele bulunduğunu hatırlatmak isterim.'
‘Taraflar soruna el atmalı ve çözüm bulmalı’
Schulz'un konuşmasının ardından konuyla ilgili ekleme yapmak gereği hisseden Bakan Bağış da şunları söyledi:
'Martin'e bu konuyla ilgili sadece tarafların el atması ve çözüm bulması gerektiği noktasında katılıyorum. Ancak bilinmeli ve unutulmamalı ki Türkiye Başbakanı Ermenistan Cumhurbaşkanı'na yazdığı mektupta 'Siz kendi tarihinizle yüzleşmeye hazırsanız biz hazırız' demiş ve tarih komisyonu önermiştir ve bu öneri Ermeni tarafınca kabul görmemiştir. Türkiye tüm arşivlerini açmaya ve İngiltere, Fransa ve ABD gibi ülkelerin arşivlerini de kabul etmeye hazırdır. Bizler politikacıyız. Geçmişi değil geleceği belirlemeliyiz. Politikacılar olarak tarihçilerin rolünü çalmamalıyız. Biliyorum ki Martin son derece pragmatik bir kişi ve onun liderliğinde Parlamento'da sorunlar yerine çözümler üretilecek. Bu nedenle bir kez daha yeni görevi nedeniyle kendisini tebrik ediyorum.'
‘Geleceğe giden en iyi yol tarihimizle yüzleşmektir’
Bağış'ın ardından tekrar söz alan Schulz AP'nin 1987, 2000, 2002 ve 2005'de aldığı soykırımı tanıyan kararlara atıf yaparak, 'Ben soykırım meselesi ile ilgili olarak son derece net bir pozisyona sahip bir kurumun başkanıyım ve bunun altını çizmek zorundayım ki alınan kararları savunmakla yükümlüyüm ve savunuyorum. Benim pozisyonum son derece net ve bu pozisyonun yanlış anlaşılmaması için tekrarlamak zorundayım bunları. Çok uluslu bir parlamentonun Alman başkanı olarak her gün kendi tarihimle yaşamak zorundayım. Bu tarih de kolay bir tarih değil. Hergün kendi ülkemin tarihi ile yüzleşmek zorundayım. Ancak yeni nesiller artık işlenen suçlardan sorumlu tutulmuyorlar. Bu nedenle geleceğe giden en iyi yol tarihimizle yüzleşmektir.'
Almanlar arşivlerini açmalı
Bağış, Welt Online internet sitesine yaptığı açıklamada Almanya'dan bu konunun açıklanmasına yardımcı olmasını isteyerek, ''1915 yılında Ermenilerin sıkı bir müttefikiydi. Kendime soruyorum, Alman arşivlerinde neler var? Almanlar arşivlerini açmalı ve materyalleri tarihçilerin değerlendirmesine bırakmalı'' dedi.
Egemen Bağış, kendisinin bu konuyla ilgili gördüğü tüm belgelerde 1915 yılında yaşananları soykırım olarak nitelenmediğini ifade etti.
Avrupa'nın kendi değerleri olduğunu ve düşünce özgürlüğünün de bunun içinde olduğunu ifade eden Bağış, bu nedenle 1915 yılında yaşanan olayları soykırım olarak görmek isteyenler kadar görmeyenlerin de olduğunu ve bunu ifade edebilmelerinde bir sakınca olmadığını bildirdi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Dünya Savaşı yıllarında yaşanan olaylarda her iki halkın da kayıplar verdiğini ifade ederek, yaklaşık 2,5 milyon Müslüman ile 650 bin Ermeni'nin hayatını kaybettiğini söyledi.