Yeni kemikler bulunan Diyarbakır'da Baro açıklama yaptı

Sur ilçesi İçkale'de yapılan çevre düzenlemeleri esnasında insan kemikleri bulunması üzerine başlatılan kazılarda önceden bulunan 26 kişiye ait kemiklere ek olarak 3 kişiye daha ait olduğu anlaşılan kemikler bulundu. Yoğun kar yağışından ötürü kemiklerin zarar görebileceğinden endişe edilirken, Diyarbakır Barosu, 'sorumlular yargıya teslim edilmeden toplumsal barış sağlanamaz' dedi.

Sur ilçesindeki tarihi İçkale'de, bir dönem ''ceza ve tevkifevi'' olarak kullanılan yapının yanındaki çevre düzenleme çalışmaları sırasında insan kemikleri bulunması üzerine, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğince başlatılan soruşturma kapsamında yapılan kazılarda şimdiye kadar 26 kişiye ait olduğu tespit edilen kemiklere rastlanmıştı. Son alınan bilgilere göre 3 kişiye daha ait olduğu belirtilen kemiklere rastlandı.

Kazılara yoğun kar yağışı nedeniyle ara verilirken, bulunan kemikler de hasar hava koşullarından zarar görmemeleri için çıkarılmıyor. 

Bölgede yapılan kazılarda bugüne kadar 26 kafatası, çok sayıda insana ait kemik ile bir diş bulunmuştu. Bölge SİT alanı olması nedeniyle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu'ndan alınan yetkiyle kazılarda küçük iş makinaları da kullanılmaya başlamıştı.

Dün (7 Şubat Salı), Diyarbakır Barosu, İçkale'deki kazı çalışmaları ve faili meçhul cinayetleriyle ilgili açıklama yaptı.

Diyarbakır Barosu açıklama yaptı

Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan grup adına açıklama yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, İçkale'de yapılan restorasyon çalışmaları sırasında bugüne kadar 26 insana ait kemiklere ulaşıldığını ve kazı çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Kazı çalışmalarının Minesota Protokolü'ne uygun yapılması gerektiğini belirten Aktar, yüzyıllardır kamu otoriterleri tarafından kullanılan ve hiçbir zaman mezarlık olarak kullanılmamış alanda insanların topluca gömülmüş olmasının bir katliamın göstergesi olduğunu ifade etti. 

JİTEM toplumsal travma yaşattı

Toplu mezarlarda gömülenlerin hangi yıllarda öldürüldüklerine ilişkin tartışmanın sadece bu topraklarda ne kadar çok acının yaşandığını gösterdiğini kaydeden Aktar, 'Ancak ilk akla gelen 1990'lı yıllarda JİTEM tarafından kaçırılıp bir daha haber alınamayan insanlara ait olabileceğinin düşünülmesi, JİTEM'in bu coğrafyada yarattığı vahşetin derin bir toplumsal travma yarattığı ve toplumun bu konuda canlı bir hafıza oluşturduğunu göstermektedir. 

90'larda 3 bin faili meçhul

Yaşadığımız coğrafyada 250'yi aşkın toplu mezarda 3 binin üzerinde insana ait ceset olduğu iddia edilmektedir. Bu sayılar sadece 1990'lı yıllara ait verilerdir. Bu mezarlar açılarak kimlik tespitleri yapılarak yakınlarına teslim edilmeden sorumlular belirlenip yargı önüne çıkarılmadan toplumsal barış ve adalet sağlanamaz. Faili meçhul cinayetler ve toplu mezarlar sorunu hepimizin içini acıtan, vicdanını sızlatan bir problemdir. Bir dönem yaşanılanlar aydınlatılmadan, toplumsal yüzleşme sağlanılmadan ve failler yargı önüne çıkarılmadan adalet arayışımız bitmeyecektir' dedi.

TBMM Komisyon kurmalı

TBMM'nin bu alanda bir araştırma yapacak komisyonunun oluşturularak geçmişle yüzleşmenin sağlanması gerektiğini dile getiren Aktar, sorunun sadece bir adli soruşturma sorunu olmadığını, JİTEM'in açığa çıkartılması gerektiğini ve etkili bir soruşturmayla faillerin yargılanması gerektiğini sözlerine ekledi.(vE)

(A.A/İhlas)