Karagözyan Yetimhanesi Gazturman Gayan Yaz Kampı, Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde yapılan törenle açıldı. Kamp bu yıl kapılarını Ermenistanlı çocuklara da açtı. Kampın mevcudu kısa sürede 130’dan 350’ye ulaştı.
Karagözyan Yetimhanesi Gazturman Gayan Yaz Kampı 14 Temmuz Pazar günü Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nde yapılan törenle açıldı. Başepiskopos Aram Ateşyan’ın riyaset ettiği ayinde Badarak’ı Başrahip Tatul Anuşyan sunarken, ilahileri Adruşan Halaçyan yönetimindeki Feriköy Surp Vartanats Kilisesi korosu seslendirdi. Ayinin ardından kamp bahçesinde verilen yemeğe geçildi. Yemeğe Başepiskopos Ateşyan, Başrahip Tatul Anuşyan, Ekümenik Patrikhane’den Peder Dimitrios, foto muhabiri Ara Güler, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Raffi Hermon Araks, Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Vazken Barın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi danışmanlarından Nadya Taşel ve çok sayıda vakıf yöneticisi katıldı.
Kamp Müdürü Tamar Nergis’in konuşmasıyla başlayan açılış töreni Gasturman Gayan Yönetim Kurulu Başkanı Nuran Pekküçükyan’ın konuşmasıyla sürdü. Nergis ve Pekküçükyan, kampın çevresinin beyaz güvercinlerle donatılmasına atıfta bulunarak, bu yıl kampın çocuklarını ‘beyaz güvercinler’ olarak adlandırdıklarını söylediler. Pekküçükyan’ın konuşmasının ardından, kamptaki çocuklar toplu olarak üç şarkı seslendirdiler. Daha sonra, dört öğrenci ‘Mayrigıs koh çe’ (Annem memnun değil) adlı şiiri okudu. Yemek esnasında kampın eski yönetim kurulu başkanı Sevan Çavuşyan’a, yönetim kurulu tarafından Ara Güler imzalı bir Sevan Gölü fotoğrafı hediye edildi.
Gazturman Gayan bu yıl kapılarını Ermenistanlı çocuklara da açtı. Bu yazki serüvenine 130 çocukla başlayan kampın mevcudu, birkaç hafta içinde 350’yi buldu.
Ateşyan: “Keşke ben de üç çocuk yapın diyebilsem”
Kapanışta konuşan Başepiskopos Aram Ateşyan, kampın beyaz güvercinlerle donatılmasıyla ilgili olarak “Çocuklar gerçekten de beyaz güvercinlere benzer; içleri barış ve sevgi doludur, tertemizlerdir ama gelecek onlar için çok da temiz bir sayfa açamayabiliyor, değişik değişik tecrübelerle karşı karşıya kalıyorlar” dedi. Ateşyan konuşmasına şöyle devam etti: “Keşke ben de Başbakan gibi ‘Üç çocuk yapın’ diyebilsem. Türkiye’de çok küçük bir topluluk kaldık. 70 milyon nüfusa sahip bir ülkede, yaklaşık 70 bin Ermeni var. Bir diğer acı verici durum ise, 70 bin nüfuslu toplumda sadece üç bin öğrencinin Ermeni okullarına kayıt yaptırması. Diğerleri ya devlet okullarına ya da özel okullara gidiyor ve anadillerinden, kültürlerinden kopuk bir şekilde büyüyorlar. Birçok vakfımız hâlâ maddi sıkıntı yaşıyor. Bu sıkıntılar gençlerimizin üniversite yaşamını da olumsuz etkiliyor; gençlerimiz üniversiteye kayıt olamıyor ve eğitim öğretimini daha ileri seviyeye taşıyamıyor. Bazı vakıflar ise kafalarına göre hareket edip, kendi istedikleri öğrencilere burs veriyor, burs isteyen öğrenciye ise yardımcı olmuyor. Eğer biri yardım edecek durumda olmasına rağmen yardım etmiyorsa, o kişi günah işlemiş sayılır. Cemaatimizin başarısı için birlik ve dayanışma içerisinde olmalıyız.”