'Bilgi yok iddia çok'

Nazlı Ilıcak - 'Bilgi yok iddia çok' Sabah Gazetesi 07 Şubat 2012 Salı

 

Etyen Mahçupyan, Hrant Dink üzerinden, onu istismar ederek, kendi hedeflerine hizmet edenleri, 2 ve 5 Şubat tarihli yazılarında eleştirdi. Bazı meslektaşlarımızın, Dink suikastından 'yeni bir Susurluk' çıkarmak istediklerini daha önce ben de yazmıştım. Susurluk'ta 'Aydınlık için bir dakika karanlık'eylemi, nasıl da kısa bir sürede hükümet aleyhine propagandaya dönüşmüştü! 

Mahkemenin Hrant Dink kararından sonra, bazı çevreler, hükümeti sorumlu koltuğuna oturttu. Ama Susurlukvari çabalar, şartlar farklı olduğundan tutmadı. İddianameyi yazan savcının (Selim Berna Altay) davayı fazla delillendirmediği ortada. Avukatların ısrarlarına rağmen, olay 2001'de Milli Siyaset Belgesi'ne giren 'misyonerlik/ azınlık tehdidi' kapsamında ele alınmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar birbirini takip eden zincirleme olaylar gözden kaçtı. İdari soruşturma beklenen sonucu vermemiş olabilir ama adli soruşturma gizli olarak yürüyor. 
 
Bir baktım, Ramazan Akyürek'in Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'na atanması üzerine yeni bir kampanya başlamış. Gene 'Fet hullahçılığı'hatırl atılıyor; gene hükümet, 'Atayacak başka kişi bulamadınız mı?'diye suçlanıyor. Bu tepkileri veren arkadaşlarımızın referans kitabı, Nedim Şener'in 'İstihbarat Yalanları've 'Kırmızı Cuma'sı. Orada, amaç, zaten Hrant Dink dosyasındaki ihmalleri ortaya çıkarmaktan ziyade, 'Fethullahçı'damgasıyla bazı polis müdürlerini karalamaktı. Nedim Şener, asıl ihmali olan İstanbul İstihbaratı'nı (İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve İstihbarattan sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı Şammaz Demirtaş) ya da Ramazan Akyürek sonrası Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne gelen Reşat Altay'ın ihmallerini ağzına almıyor.
 
Oysa incelediğinizde, Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel vasıtasıyla Yasin Hayal'in cinayet işleyebileceği haberini alan ve bu bilgiyi de İstanbul İstihbaratı'na gönderen kişi. İstanbul İstihbarat ise, Hrant Dink'in korunması için İl Koruma Komisyonu'na dahi başvurmamış.
 
Yasin Hayal'in, amcası Osman Hayal'le ilişkiye geçeceği bilgisini elde etmiş olmasına rağmen, adrese gidip bir araştırma yapmamış, telefonları da sorgulamamış. Ama bakıyorsunuz, Nedim Şener, kitabında, zaman zaman Hanefi Avcı'ya da referans vererek şu görüşü savunuyor: İstanbul üstüne düşeni yaptı; daha sonra İstihbarat Daire Başkanlığı'na gelen Ramazan Akyürek Log kayıtlarını sildi; Mülkiye Müfettişlerini aldatarak İstanbul'u sorumlu göstermek istedi. Çünkü İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler yerine, bir Fethullahçıyı, Ali Fuat Yılmazer'i geçirmek istiyordu. 
 
Müfettişlerin tayin ettiği bilirkişiler, Log kayıtlarının silinmediğini tespit etti. Ve Şener'in bütün iddiaları çürüdü. Onu referans gösterenler, İstanbul İstihbarattan sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı Şammaz Demirtaş'ın Rize Emniyet Müdürlüğü'ne nasıl getirildiğini de hiç sorgulamadı. Ya da Reşat Altay'ın, Erhan Tuncel'in istihbarat görevine son verdikten sonra, niçin Yasin Hayal'i izlemeyi bıraktığını sorun yapmadı. Çünkü Nedim Şener'in kitabında bunlar mevcut değil. Buna mukabil, bol bol Ramazan Akyürek'ten söz ediyor. Şener'in peşine takılanlarda da maalesef bilgi yok, iddia çok.
 

(SABAH)

 

Kategoriler

Güncel Basın