Gezi Parkı protestolarında ilk ölüm haberi geldi. Tabipler Birliği, dün akşam Ataşehir’de Mehmet Ayvalıtaş isimli gencin hayatını kaybettiğini açıkladı.
TTB yurt çapında devam eden gösterilerle ilgili bir rapor yayınladı. Tabipler Birliği'nin açıklaması şöyle;
Taksim Gezi Parkı’nda tamamen barışçıl olarak başlayan bir çevre duyarlılığı eylemine vahşice saldırılarak karşılık verilmesi sonucu başlayan olaylarda ne yazık ki ilk ölüm haberi geldi. Dün gece İstanbul 1 Mayıs Mahallesi’nde, bir otomobilin bütün uyarılara rağmen durmayarak TEM Otoyolu’nda gösteri yapan kitlenin arasına dalması nedeniyle Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) üyesi Mehmet Ayvalıtaş isimli genç hayatını kaybetti.
Açık olarak ilan ediyoruz:
Bu ölümün sorumlusu; günlerdir süren demokratik gösterileri vahşice bir şiddetle durdurmaya çalışan, göstericilerin haklı taleplerine kulak vermek yerine onları “üç beş çapulcu” diyerek tahrik eden; bununla da yetinmeyip “Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyoruz” diyerek iç savaş kışkırtıcılığı yapan siyasi iktidardır.
Hükümet’in acilen yapması gerekenler açıktır:
- Polis şiddeti durdurulmalı, polis geri çekilmelidir.
- Binlerce yurttaşımızın yaralanmasına ve Mehmet Ayvalıtaş isimli gencimizin ölümüne neden olan yöneticiler; İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü, başta Ankara , İzmir, Adana, Eskişehir, Balıkesir, Antalya, Kocaeli olmak üzere vatandaşlara şiddet uygulanan bütün illerin vali ve emniyet müdürleri derhal görevden alınmalıdır.
- Gözaltına alınan bütün yurttaşlar serbest bırakılmalıdır.
- Gezi Parkı halka açılmalı; AVM ve Topçu kışlası yapılması planlarından vazgeçildiği bizzat Başbakan tarafından resmen açıklanmalıdır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ı uyarıyoruz:
Taksim Gezi Parkı’nı korumak için demokratik haklarını kullanarak barışçıl bir şekilde gösteri yapan yurttaşlara karşı bu insanlık dışı şiddet, bu zulüm, bu vahşet durmadığı takdirde korkarız ki çok daha fazla can kaybı meydana gelecektir ve bu ölümlerin sorumlusu AKP İktidar olacaktır ve
Hiçbir siyasi iktidar bu ölümlerin hesabını veremez
Türk Tabipleri Birliği olarak yurttaşlarımızın demokratik haklarını kullandığı için öldürülmediği, polis tarafından ölümcül yaralanmalara maruz kalmadığı bir ortam gelişinceye kadar hekimlik hizmetini acil durumlar için yoğunlaştıracağımızı,
Bu şiddetin durdurulması için ülke çapında yapacağımız eylemi diğer emek, meslek örgütleriyle birlikte kararlaştırarak gün içinde kamuoyuna açıklayacağımızı duyururuz.
2 kişinin hayati tehlikesi var bin 845 kişi yaralı
TTB açıklamasında yaralıların sayıları ve durumları ile ilgili de bilgi verildi:
Bir yurttaşımızın ölümünün yanı sıra, İstanbul Tabip Odası’nın İl Sağlık Müdürlüğü’nden aldığı bilgilere göre İstanbul’da hastanede servise yatırılarak tedaviye alınan 26 kişi, hayati tehlikesi olan 2 kişi, yoğun bakımda yatan 5 kişi bulunmaktadır. Müşahadeye alınan ve ayaktan tedavi olan hastalar ile birlikte bu süreçte toplam 880 kişi hastanelere başvurmuştur. Bu rakamlara İstanbul Tabip Odası acil yardım birimlerince tedavisi yapılan 625 kişi eklendiğinde en az 1.485 kişinin yaralanmış olduğu anlaşılmıştır. Bu rakama tespiti yapılamayan, başvurmayan yaralanmaların dahil edilmesi gerekmektedir.
Ankara’daki eylemlerde ise Ankara Tabip Odası’nın hastanelerden meslektaşlarımızın ilettiği bilgiler doğrultusunda elde ettiği verilere göre 15’i ağır olmak üzere en az 414 yaralı bulunmaktadır. Ankara Numune Hastanesi'nde polis saldırısıyla kafasından yaralanan bir genç ölümle pençeleşmektedir.
İzmir Tabip Odası’nın ilettiği verilere göre 2 gün içerisinde hastanelere 420 yaralı başvurmuş, bunların 60’ı ambulanslarla taşınmıştır.
Adana, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli, Antalya ve Hatay başta olmak üzere bir çok il ve ilçede halka karşı gerçekleşen son polis saldırıları sonucunda net rakamını elde edemediğimiz bazıları ağır yüzlerce yaralı ve gözaltı olmuştur, polis şiddeti sürmektedir. Mahallelerde yurttaşlar tepkisini dile getirmek için sokaklara çıkmış durumdadır.
Polisin tavrı yurttaşların sağlığı açısından kaygı vericidir!
Yaralanmaların çoğu, tazyikli suyun ölçüsüz biçimde insan bedeni hedef alınarak kullanılması, biber gazı kapsüllerinin eylemcilerin üzerine sıkılması, doğrudan hedef alınarak direkt fırlatılması ve plastik mermilerin yakın mesafeden ateşlenmesiyle gerçekleşmektedir. Çok sayıda yurttaşımız söz konusu yaralanmalar neticesinde gözünü kaybetmiştir. Kafatası kırığı ve beyin kanaması geçiren, beyninde yabancı cisim bulunan hastalar vardır.
Bilimsel olarak sağlığa zararlı olduğu, altta yatan kimi hastalıkların varlığında ölümcül sonuçlar yaratabildiği bilinen biber gazının toplumsal olaylarda fütursuzca kullanılıyor olması başlı başına bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu da yetmezmiş gibi içeriği bilinmeyen başka gazların da kullanıldığı iddiası ortada durmaktadır. İnsan sağlığını bu derece yakından ilgilendiren bir konuda İçişleri Bakanlığı’nın ivedilikle açıklama yapması, kullanılan kimyasalların içeriğini kamuoyuyla paylaşması gerekmektedir.
Ustalık dönemini yaşayan bir iktidarın gösterdiği ustalık kendi halkına saldırmak olmamalıdır. Kontrolsüz polis şiddeti derhal durdurulmalıdır. Halkın demokratik talepleri ivedilikle karşılanmalıdır.