Azerbaycan'da iktidarı eleştiren sözleri nedeniyle Bakü yönetiminin öfkesiniüzerine çeken genç aktivist Emin Milli, Agos'a konuştu.
Fatih Gökhan Diler
fgdiler@agos.com.tr
2008 yılının Kasım ayında Avrupa’daki Azerbaycanlı Öğrenciler Forumu’nun düzenlediği bir etkinlikte Londra’da Lordlar Kamarasına hitap eden genç aktivist Emin Milli ‘Değişim Manifestosu’ adını verdiği metinden parçalar okudu.
Milli, Lordlar önünde Aliyev iktidarını eleştirdi, “Azerbaycan’a değişim henüz gelmedi. Fakat ne kadar engellerseniz değişim arzusu o kadar kuvvetlenir” dedi ve kendi kuşağının baskı rejiminden kurtulmak için ne kadar istekli olduğunu bütün dünyaya duyurdu.
Azerbaycan’da ‘birileri’ bu konuşmadan rahatsız olmuştu ancak rejim kanadından gelen baskılara rağmen Emin Milli, Aliyev’e karşı söylemini sertleştirmeyi sürdürdü. Kısa sürede Batı’da eğitim görmüş Azerbaycanlı genç kuşağın sözcüsü haline geldi.
‘Mezunlar Ağı’ adını verdikleri oluşum, Emin Milli ve arkadaşlarının ilk ciddi örgütlenme girişimi olma özelliği taşıyor. Her ne kadar kurumsal bir yapıda olmasa da kısa sürede yüzlerce demokrasi yanlısı Azerbaycanlıyı bir araya getirmeyi başaran ‘Mezunlar Ağı’nın sosyal medyadaki yansımaları da oldukça dikkat çekici.
Emin’in ülkedeki muhalif hareket içinde giderek öne çıkmasına vesile olan ve belki de kendisi için dönüm noktası olarak tanımlayabileceğimiz hadise 18 Mart 2009’ta düzenlenen referandum. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili süre sınırını ortadan kaldıran oylama pek çokları için Azerbaycan’ın artık eksiksiz bir diktatörlük rejimine dönüştüğünün resmiydi.
İlham Aliyev Azerbaycan’ında demokrasi umudunu kaybeden Emin Milli söylemini giderek sertleştirdi. 2009’da ABD’de Columbia Üniversitesi’nde yaptığı sert konuşma, sadece Azerbaycan’da değil, AB ve ABD’de geniş yankı buldu. Böyle olunca da Milli, Bakü yönetiminin öfkesini üzerine çekti. Türkiye’de pek yankı bulmasa da ‘Eşek Blogcular’ adıyla bilinen ve Milli’nin tutuklanmasına neden olan 2009’daki olay, CNN ve New York Times gibi medya devlerinin dikkatinden kaçmadı.
Emin Milli, geçtiğimiz hafta Cuma günü arkadaşları ile birlikte kurduğu, uydu ve internet üzerinden yayın yapacak olan Meydan TV’yi tanıtmak ve destek sağlamak için İstanbul’daydı. Milli ile Meydan TV’yi, Aliyev yönetimini ve ona karşı büyüyen muhalefeti, Türkiye’nin Azerbaycan’daki baskı rejimine karşı kayıtsızlığını konuştuk.
|
Rejimin dikkatini ‘Mezunlar Ağı’ ile mi çektin?
Esasen siyasi bir organizasyon olmayan bu oluşum giderek büyüdü. Buna paralel olarak ben de daha muhalif bir tutum takınmaya ve dikkat çekmeye başladım. 2009’daki referandumdan sonra halka açık bazı konuşmalar yaptım; daha çok dikkat çektim. Daha sonra bir arkadaşımın hazırlamış olduğu video yüzünden tutuklandık. ‘Eşek Blogcular’ başlığıyla uluslararası medyada yer bulduk. Birçok Avrupalı politikacı, örneğin Cem Özdemir bize destek oldu ve hatta Barack Obama’nın kendisi Aliyev’i arayarak serbest bırakılmamızı rica etti. Ancak 16 ay sonra büyük baskılar sonucu özgür kalabildik. Bu olaylardan sonra bir süre yurt dışına çıkışımız yasaklandı. Yasak kalkınca İngiltere’ye gittim ve eğitimime devam ettim. Azerbaycan’a geri döndüğümde ikinci kez tutuklandım. Protestolara öncülük etmeye başladım. Polise ve orduya bize katılmaları için çağrıda bulundum ve bu Aliyev’in hoşuna gitmedi.
Bütün olanlara rağmen Meydan TV projesine başladın.
Meydan TV ile görünür kılmak istediğimiz meseleler var. Yeni nesil Azerbaycanlılar arasında çok sayıda iyi eğitim görmüş, demokrasi yanlısı insan var. Fakat bu insanlar seslerini çıkaramıyor. Çünkü Azerbaycan’da muhalefet etmek, daha yüksek maaş talep etmek, hakkını aramak tutuklanma sebebi... Aliyev en tehlikeli diktatörlüklerden birini yarattı. Bu sadece bölgesel bir mesele değil, bazı Avrupalı parlamenterlere rüşvet veriyor; Avrupa’ya da sıçradı ve bu artık küresel bir mesele. Ancak Aliyev’e ve ailesine övgü düzmüyorsan medyada yer alma şansın yok. Meydan TV’de Wikipedia yaklaşımını benimseyeceğiz ve bir ağ gibi çalışacağız. Olaya gerçekçi beklentilerle, kısa süreli internet ve uydu yayınlarıyla başlayacağız.
Harekete geçirmek istediğin Azerbaycan muhalefetinin yapısını anlatabilir misin?
Ülkede muhalefet adına son iki üç yılda büyük değişimler yaşandı. Bunu anlamak için baba Aliyev’den oğluna uzanan sürece bakmak lazım. Haydar Aliyev, muhalefete bazı alanları açık tutardı ve böylece muhalifleri kontrol altında tutmayı başarırdı. Bugün ise oğul Aliyev’in yarattığı ortama bakalım. 2010 parlamentosunda sıfır muhalefet var. Bir muhalefet liderinin pasaportu bile yok; diğerinin bölgelere gitmeye izni yok; bir diğeri de hapiste… İlham Aliyev babasına göre daha çok kontrol sahibi olmak istiyor ama baskılar muhalefeti de sertleştirdi.
Türkiye’de Azerbaycan’ın ‘istikrarlı’ olduğuna dair bir kanaat var.
Sadece Türkiye’de değil. Çünkü hem baba hem oğul Aliyev, kendilerini uluslararası camiaya bir istikrar sembolü olarak sundular. Fakat sadece son bir senede yaşanan olaylara bakacak olursak, Aliyev artık kaotik bir düzenin besleyicisi olmuştur.
Bölgede Arap Baharı benzeri bir hareketten söz ediliyor.
Evet. Ülke bu yönde ilerliyor ama biz bunu engellemeye çalışıyoruz. Aliyev muhalefetin arttığını hissettikçe baskıyı artırarak karşılık veriyor. Mısır ve Suriye’de yaşanan senaryolar gerçekleşmeden, kan dökülmeden Türkiye, AB ve ABD, Azerbaycan’da olup bitenin farkına varmalı. 1990’lardan beri ilk defa 6-7 bin genç, Bakü’de meydanları doldurdu.
Muhalefet içinde birlik olma durumu var mı?
Son 20 senedir Azerbaycan halkı büyük baskı altında. İktidar, eğer muhalifseniz sadece sizi değil yakınlarınızı da tutukluyor. Bugüne kadar muhalefet birleşme konusunda başarısız olsa da gelinen noktada böyle bir olasılık var. Artık Azerbaycan’ın elinde her kesimden eğitimli, tecrübeli insan kaynağı var. Bunun dışında biz genç demokratlar olarak Bakü meydanını işgal edebileceğimizi gösterdik. Türkiye başta olmak üzere uluslararası camianın da bölge için büyük bir istikrarsızlık kaynağı olan Aliyev’i körü körüne desteklemeyi bırakması gerekiyor.
Emin Milli: Türkiye medyasında yer bulamıyoruz
Türkiye’deki gazetelere ve televizyon kanallarına ulaşmaya çalışıyoruz. Azerbaycan’da yaşanan değişimi onlara aktarmak istedim ancak iki türlü şaşkınlığa uğradım. Bütün bu yaşananların haber değeri olmadığını düşündüler ve daha ilginci Azerbaycan’ın oldukça istikrarlı bir ülke olduğunu düşündüklerini söylediler. Bakın, offshore skandalı patlak verdi. Türkiye’yi yönetenlerin milyarlarca dolarlık gizli hesapları olduğu ortaya çıksa ne olurdu? Ayrıca Türkiye medyasında bugüne kadar Azerbaycan ve Aliyev yönetimiyle ilgili detaylı analizler yapılmadı. Bırakın analizi, haber bile çıkmıyor. Böyle bir ortamda Hürriyet ve Milliyet’in offshore skandalını ilk sayfadan görmesi bile Azerbaycan adına bir devrimdir. Türkiye komşusundaki değişimi ve Aliyev’in gerçek yüzünü artık görmeli.
Eşek Blogcular
Emin Milli ve Adnan Hacızade’nin Azerbaycan’da tutuklanmasına neden olan bir eylem veya halka açık bir konuşma değil, internette yayınladıkları bir videoydu. Bu olay uluslararası medyada ‘Eşek Bloggerlar’ ve ‘Adnan ve Emin Davası’ olarak geniş yer buldu. Emin Milli, arkadaşı Adnan Hacızade’nin isteğiyle ABD’ye yaptığı bir gezide eşek kostümü aldı. Daha sonra bu kostümün kullanıldığı bir video, YouTube’da yayınlandı. Bir eşeğin basın toplantısında yeni çıkan bir yasayı eleştirdiği görüntüler Azerbaycan rejiminin tepkisini çekti.
Eşeğin ağzından aktaralım: “Azerbaycan’da yeniden dünyaya gelecek olsaydım, bir eşek olarak gelmek isterdim. Avrupa’nın aksine burada ne kadar eşek olursan önüne o kadar çok fırsat çıkar. Neden bu kadar pahalıyım? Çünkü A sınıfı bir eşeğim. Üç lisan konuşur ve keman çalabilirim. Diğer eşeklerin haklarını korumak için Liberal Eşekler Birliği üyesi olarak çalışmayı düşünmüştüm. Ancak sivil toplum kuruluşları yasasında yapılan değişiklikle bu mümkün görünmüyor.”