Azınlık Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas, yaptığı açıklamada “Ankara empati kuruyor artık tedirgin değiliz” dedi. Türkiye'nin attığı demokratik adımları değerlendiren Vingas, 'Cemaatler özgürlüklere kavuştukça Türkiye büyüyecektir' şekline konuştu.
Azınlık Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas Türkiye'de son dönemde demokratikleşme yönünde yapılan çalışmaları değerlendiren Vingas, dün (3 Şubat Pazar) yayınlanan haberde Akşam gazetesine şöyle konuştu:
SAVUNMAYA DAYALI ANLAYIŞ: Azınlıklar geniş toplum ile irtibatlı değilse kendi özel dünyaları içinde yaşamaya devam eder. Bu konjonktürel bir ihtiyaçtır. Bugüne kadar savunmaya dayalı bir anlayışla hareket edildi. Kendi avlularına sığındılar, kenetlendiler. Öyle yaşamak zorunda kaldılar. Şimdi ise Türkiye'nin şartları ve tercihleri değişti. Türkiye'nin etrafındaki değişim süreci farklı. Azınlık cemaatlerinin daha fazla görünür hale gelmesi ve ortak projelere imza atması lazım. Şimdi bu süreçteyiz.
DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK: Yıllarca yalnız dini kurumları ile gündemde olan ve öteki bütün dinamiklerinin gözükmediği bir toplum haline gelmiştik. Çok doğaldır ki devamlı küçülen devamlı azalan, devamlı atıl duruma gelen bir toplum üretken olamaz. Özgür olamazsanız üretken de olamazsınız. Özgürlükle üretkenlik performansı paralel gider. Bu yeni dönemde cemaatler yani azınlıklar kendilerini çok daha özgür hissediyorlar. Dolayısıyla bu bir süreçtir ve bu sürecin desteklenmesi gerekiyor.
MESAJ ÇOK NETTİ: Son olarak Cumhurbaşkanımızı 27 Temmuz'da ziyarete gittik. Ramazan günüydü ve o görüşmenin tadı damağımızda kaldı. Çok güzel bir görüşmeydi. Geçen yılki iftarı Ankara'da vermiştik. Bizim İstanbul'daki 3 iftar davetimize Sayın Başbakanımız da katılmıştı. Bizim de Ankara'ya gitmemiz lazım diye bir düşünce hasıl oldu. Ankara'ya gittik. Sanıyorum oradaki mesaj da çok netti. On yıllarca biz Ankara'dan korktuk tedirgindik. Ama artık o Ankara bizi dinleyen bir Ankara var. Dertlerimize yardımcı olmaya çalışan bizi anlamaya çalışan empati kurmaya çalışan bir Ankara.
ÜÇ AZINLIK: Ben Demirel'i çok iyi takip ettim. Derdi ki Türkiye'de üç azınlık vardır: Rum, Ermen, Yahudi... Ötekiler hepsi birdir derdi. Yani ötekiler hepsi Türk'tür. Şimdi bugünkü Türkiye öyle bir Türkiye değil artık. Kimse diyemiyor bunların dışındaki herkes Türk'tür. Herkes de benimsemiş durumda. Milliyetçisi de ulusalcısı da radikali de liberali de tabi... Paralel şekilde cemaatlerle olan süreç Türkiye içinde gelişiyor.
Ulus devlette tek düze yapı isteniyor
SAYISAL İFADE YANLIŞ: Azınlık toplumlarını bir rekabet toplumu şeklinde tanımlamak ne kadar yanlışsa onları sayısal olarak ifade etmek de bir o kadar yanlış. Dolayısıyla göreceksiniz ki bundan sonra azınlıklar Türkiye'nin bulundukları her yerde kendi hüviyetlerini rahat ifade edebilme imkanına sahip oldukça rahatladıkça Türkiye de büyüyecektir. Cemaatler özgürlüklere kavuştukça Türkiye'de büyüyecektir. Artık sanıyorum ki Türkiye'de bunu benimsiyor. Eskiden farklılıklar problem sebebiydi. Ulus devlet anlayışı içinde tek düze bir yapı isteniyordu.
En büyük teminat yeni anayasa
DOĞRU AÇILIM YAPILDI: Siyasi irade sorunları zamanında tespit etti ve doğru açılımları yaptı. Tabii ki bunları söylerken benim için en büyük teminat yeni anayasa olacaktır. Bütün bu güzel pozitif gelişmelerin yanı sıra tabii ki sıkıntılı konular da var. Ancak biz en azından sıkıntıların listesi azalıyor diye sevinirken yeni bir özgüven anlayışı içinde entegrasyon sürecine destek veriyoruz. Tabii ki bütün bu güzel gelişmelerin meyvesi ise yeni Anayasa olacaktır. Bütün bu güzellikler bir siyasi iradenin tercihidir. Ama bu siyasi irade hukukun üstünlüğü ile desteklenmelidir.
(Akşam)