Hillary Clinton, açıklamasında Fransız Senatosu'ndan geçen soykırımı inkar yasasıyla ilgili olarak hükümetin gücünü kullanmanın 'çok tehlikeli bir kapıyı' açacağı görüşünü belirtti. Geçtiğimiz gün yapılan bu açıklamanın ardından Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) Direktörü A.S. Hamparian, Clinton'ın argümanlarının Türk hümüketinin geleneksel konumunu savunmak anlamına geldiğini savundu.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, bakanlık personeliyle bir araya geldiği toplantıda bir katılımcının ABD'nin Ermeni Soykırımı'nı niçin kabul etmediğini sorması üzerine; “Fransa gibi yakın dost ve müttefiklerimiz dahil olmak üzere diğer ülkelerin farklı standartları, tarihleri olabilir. Ama biz, ifadelerin suç sayıldığı bir yoldan asla yürümeyeceğiz. Sanırım bu konunun her zaman, siyasi olmaktan çok tarihsel bir tartışma konusu olarak görüldüğünü söylemek adil olur, ki doğrusu da bu. Bence ABD hükümetinin sergilemesi gereken duruş bu olmalı, çünkü ne kadar korkunç bir olay olursa olsun, ne kadar yüksek derecede hassasiyetleri temsil ederse etsin, tarihsel konuları çözmek için hükümet gücünü kullanmaya çalışmak, bana göre çok tehlikeli bir kapıyı açar” sözleriyle yanıt verdi.
Tarihsel konuların siyasi iktidarla belirlenmesini “çok tehlikeli” olarak yorumlayan Clinton; “Ancak, fikirlerin serbest dolaşımı, akademik camia ve geçmişe göre şimdi çok daha gelişmiş düzeyde olan iletişimin serbest mimarisinin, bu tür tartışmalar için doğru forum olduğu kanısındayım ve bu meselenin de bu yolla çözüleceğini umuyorum” temennisinde bulundu.
Son olarak, “Ancak herhangi bir tartışmalı tarihsel çekişmenin hangi tarafında olurlarsa olsunlar, herkesi fikir diyaloğuna girmeye teşvik etmeliyiz. Kanıt toplayın, tezlerinizi ortaya koyun ve diyaloğa istekli olun. Bu konuda da böyle olması gerektiğini düşünüyorum” diyen Hillary Clinton, 'konuyu tarihçilere' bırakma söylemini sürdürmüş oldu.
Hamparian: Bu Türkiye'nin soykırım suçuna ortaklıktır
Amerika Ermeni Ulusal Komitesi Direktörü Aram Hamparian düzenlediği basın açıklamasında, Hillary Clinton'ın son ifadeleri ışığında “Obama-Biden yönetiminin kendisini gittikçe daha derine gömmekte” olduğu ve “Türkiye'nin soykırım suçuna ortaklık” ettiği görüşünü savundu.
Hamparian, Başkan Obama, Başkan Yardımcısı Biden ve Bakan Clinton'ın bizzat bu suçu tanıyacağı yönünde verdikleri sözleri hatırlatarak açıklamayı, 'Beyaz Saray'ın, yabancı bir hükümetin bizim kendi insan hakları savunmamızı veto etmesine karşı çıkamayışını unutturmak için, büyük bir çoğunluğu zaten Türkiye'nin soykırımı inkarına karşı çıkmakta olan tarihçilere çağrı yapması üzücü bir görüntü” şeklinde yorumladı.
ANCA tarafından yapılan basın açıklamasında, Türkiye'nin Ermeni nüfusunun yanı sıra diğer göçmen grupları da etkileyecek yeni göç politikalarına atıfla “Bakan'ın Ermeni Soykırımı'ndan temelsiz ve kırıcı bir biçimde 'tarihsel tartışma' olarak bahsetmesi, daha bugün Ermenileri sınırdışı etme girişimlerinde bulunan Türk Hükümeti'ne inkar politikalırını sürdürmesi yönünde cesaret veriyor” denildi.
Direktör Hamparian, Hillary Clinton'ın başkanlık adaylığı konuşmalarındaki “Ulusumuzun insan hakları için bir ses olabilmesi ve ahlakımız için, Kongre ve Birleşik Devletler olarak bize, Ermeni Soykırımı'nı tanımak ve hatırlamak gerekiyor” ifadesini hatırlatarak bugünkü tutumuyla arasındaki tezata işaret etti. Hamparian ayrıca Obama ve Biden'in da Birleşik Devletler'in Ermeni Soykırımı tanıması yönündeki, Senato ve Beyaz Saray adaylığı dönemlerindeki açıklamarına atıfta bulundu.
ANCA Direktörü, Başkan Obama'nın 19 Ocak 2008 tarihli, “Amerika, Ermeni Soykırımı hakkında gerçekleri konuşabilecek ve diğer bütün soykırımlara karşı çıkabilecek bir Başkan'ı hak ediyor. Ben, o Başkan olmak niyetindeyim” şeklindeki seçim kampanyası konuşması ve Biden'ın 2007 yılı Mayıs ayında LA Times'daki haberde yayınlanan, karar aşamasındaki Ermeni Soykırımı yasa tasarısı ile ilgili “Çok basit bir sebeple destekliyorum: Bir ülke ile kurguya dayalı bir ilişki geliştiremezsiniz. Bu [Soykırım] gerçekleşmiştir” ifadesini hatırlattı.
Lobi iddiaları
Basın açıklamasında Türkiye-ABD ilişkilerine dair, ABD'deki Ermeni Soykırımı yasa tasarısı tartışmaları dönemine denk gelen başka ayrıntılara da yer verildi. ABD Adalet Bakanlığı'nın kayıtlarına göre, o dönem Devlet Bakanı olan Hillary Clinton ile, yine o dönem Beyaz Saray Azınlık liderliği yapmış olan ve şu anda da Türkiye için lobi faaliyetleri yürüten Richard Gephardt arasında telefon konuşmaları gerçekleşmişti. Ayrıca Gephardt'ın, 17 Aralık 2010'da Ermeni Soykırımı Tasarısı'nın oylanmasından sadece birkaç gün öncesinde Clinton ile, ve Başkan Obama'nın 2009'daki Türkiye ziyaretinin öncesinde Biden, Savunma Bakanı Gates ve Ulusal Güvenlik Danışmanı James Jones ile “ABD-Türkiye ilişkileri” üzerine bazı görüşmeler yaptığı bildiriliyor.
Geçmişte Ermeni Soykırımı tasarısını desteklediği bilinen Gephardt'ın 2011 Eylül'ünde, Türkiye Hükümeti'nin temsilcisi olarak sözleşmesini 1.3 milyon $ karşılığında Temmuz 2012'ye kadar uzattığı da belirtiliyor. Bu sözleşmenin, Beyaz Saray eski Sözcüsü Dennis Hastert'in de Türkiye'nin temsilcisi olarak kadrosuna dahil olduğu Dickstein Shapiro gibi lobi çalışmaları yapan taşeron şirketleri de kapsadığı söylentiler arasında. ANCA'nın açıklamasında, yenilenen sözleşme ücretine ilave olarak, Türkiye'ye devletin el koyduğu binlerce Hristiyan Kilisesini iade etmesi çağrısında bulunulduğu, ABD'de “Kiliselerin İadesi” tasarısının onaylandığı Aralık 2011'de, 100 bin $'lık bir eklenti daha yapıldığı bilgisi de yer alıyor.