Samatya’daki Maritsa Küçük cinayetinin ardından faillerinin izine henüz rastlanmazken, geçen pazar Surp Dzınunt ayini için kiliseye gitmeye çalışan bir başka yaşlı kadın da kaçırılmaktan son anda kurtuldu. Erzak ve para yardımı vaadinde bulunan üç kişi tarafından zorla bir araca bindirilmek istenen yaşlı kadın, kiliseye sığınarak durumu polise haber verdi.
Emniyet kaynakları, cinayet üzerine hassas bir çalışma yürütüldüğünü, katil veya katillerin yakalanması için bölgede 20 ekibin çalıştığını söyledi. Şimdiye dek, Küçük’ün ırkçılık nedeniyle öldürüldüğüne dair bir ipucu bulunmadığını söyleyen Emniyet kaynakları, yaşlı kadının bedenine haç işareti kazındığı yönündeki haberlerin de gerçeği yansıtmadığını belirttiler.
Cinayetin işlendiği saatlerde bölgeden toplanan bin 500 saatlik görüntü kayıtlarının Emniyet’te incelendiği öğrenildi. Polis, ‘nefret cinayeti’nin oldukça düşük bir ihtimal olduğunu belirtirken, savcılık dosyaya gizlilik kararı koydu. Samatya’da yaşayanlar ise “Maritsa Küçük cinayeti ve diğer şüpheli olaylar aydınlatılmadan semtteki huzursuzluk bitmez” diyorlar.
Semt sakinlerinden Anahit Fırıncı, “Çocukların da, yaşlıların da psikolojisi bozuldu. Yaşlı anneme tanımadığı hiç kimseyle konuşmamasını söylüyoruz” derken, Besse Kabak ise “Devletin suçluları bir an önce yakalaması gerekiyor” uyarısında bulundu. Bir başka Samatyalı Vartuhi Gözoğlu ise “Toplum olarak önlem almalıyız” dedi.
Samatya cinayeti Emniyet’in merceğinde
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
Maritsa Küçük adlı 85 yaşındaki kadının, Samatya’da tek başına yaşadığı evinde vahşice öldürülmesi olayının yankıları sürüyor. 28 Aralık Cuma günü yaşanan ve Ermeni toplumunu tedirgin eden cinayet sonrasında, Emniyet’ten, sürecin yakından izlendiği bilgisi geldi. Darp edildikten sonra vücuduna aldığı bıçak darbeleri sonucunda yaşamını yitiren Küçük’ün üzerindeki ziynet eşyaları alınmış, çıplak halde bulunması ve bedeninde haç şeklinde bir yara izi olduğu söylentileri, akıllara nefret cinayeti ihtimalini getirmişti. Samatya’da, Aralık ayının başında, yalnız yaşayan 87 yaşındaki bir başka Ermeni kadın da (T.A.) benzer bir saldırı sonucunda ağır şekilde yaralanmıştı.
Her ihtimal değerlendiriliyor
Agos’un ulaştığı Emniyet kaynakları, Maritsa Küçük cinayeti üzerine hassas bir çalışma yürütüldüğünü, olayın aydınlatılması için büyük çaba sarf edildiğini söylediler. Verilen bilgiye göre, failin yakalanması amacıyla bölgede 20 ekip çalışıyor. Her ihtimalin değerlendirildiğini belirten Emniyet kaynakları, şimdiye dek, Küçük’ün ırkçılık nedeniyle öldürüldüğüne dair bir ipucu bulunmadığını söyledi. Açıklamalara göre, göğsünde haç veya benzeri bir işaret bulunmayan Küçük’ün boğazının kesilmiş olduğu yönündeki haberler de gerçeği yansıtmıyor. Küçük’ün, kesici bir aletle şah damarında açılan yara nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade ediliyor. Maritsa Küçük’ün Ermeni olduğu için öldürülmüş olabileceği ihtimali zayıf bulunurken, Aralık başında bir Ermeni kadının darp edildiği ve gözünü kaybetmesiyle sonuçlanan saldırının da incelendiği, gelen bilgiler arasında. Polis, olay gününe ait bin 500 saatlik kamera kayıtlarını inceliyor. Dosyaya gizlilik kararı konduğu öğrenildi.
Yaşlı kadın kaçırılmaya çalışıldı
Öte yandan, Samatya’da, 6 Ocak Pazar günü kiliseye gitmek üzere olan yaşlı bir Ermeni kadın kaçırılmaya çalışıldı. Surp Dzınunt ayinine katılmak için Surp Kevork Kilisesi’ne giden kadın, erzak ve para yardımı vaadinde bulunan üç kişi tarafından zorla bir araca bindirilmek istendi.
Görgü tanıkları olayı şöyle anlattı: “Yaşlı kadının yanında beyaz bir araba durdu. İkisi genç, biri orta yaşlı, üç kişi vardı. Kadına, önce Fatma adında birini tanıyıp tanımadığını sormuşlar. Daha sonra ‘Erzak ve para yardımında bulunuyoruz, sana da verelim’ demişler. Yaşlı kadın istemediğini söyleyince ısrar etmişler. ‘Arabaya bin, seni gittiğin yere bırakalım’ demişler. ‘Evin var mı?’, ‘Çocukların var mı?’ gibi sorular sormuşlar. Kadın gitmek istediği halde bırakmadılar.”
Kimliği belirlenemeyen kişilerin yanından güçlükle ayrılabilen kadın, kiliseye sığındı ve ardından polise haber verdi. “Bu şekilde yardım dağıtımı yapılmaz” diyen Emniyet birimleri, bu tür vaatlere inanılmaması yönünde uyarıda bulundu.
Samatyalılar tedirgin
Yaşanan olayların ardından, Samatya diken üstünde. Görüştüğümüz mahalle sakinleri, duydukları endişeyi dile getirdi.
Anahit Fırıncı: Artık çocuğumu evde yalnız bırakmaya korkuyorum. Gördüğüm kadarıyla, çocukların bile psikolojisi bozuldu. Kapı kilitlemek, şimdiye kadar çok yaptığım bir şey değildi, ama şimdi çok korktuğum için, kapının kilitli olup olmadığını birkaç defa kontrol ediyorum. Evde çok huzursuz oturuyorum. Benim de yaşlı bir annem var; ona yabancılara kapıyı açmamasını, yabancılarla konuşmamasını söylüyoruz. Endişeli ve huzursuzuz.
Besse Kabak: Başta yalnız yaşayanlar olmak üzere, kadınlar çok korkuyor. Her gece kapılarını kilitliyorlar. Kendilerinin de başına böyle bir şey geleceğinden korkuyorlar. Ayrıca çok üzgünler. Samatya’da herkes birbirini kiliseden ve mahalleden tanır, o nedenle acıyı çok yakından hissediyorlar. Kapı kilitlemek gibi önlemler çok da işe yaramıyor, bir şekilde içeri giriyorlar. Kapının altından su döküp evi su basmış gibi gösteriyorlarmış mesela. Binbir numarayla kapıyı açtırabiliyorlar. Devletin tedbir alması, olayların önüne geçmesi ve suçluları bir an önce yakalaması gerekiyor.
Vartuhi Gözoğlu: Herkes korku içinde. “Acaba bize de sıra gelir mi?” diye düşünmeye, yalnız yaşamaktan korkmaya başladılar. Dışarı çıkamaz haldeler. Aileler, yaşlılara kapıları kimseye açmamalarını tembih ediyorlar. Bu saldırılar acaba 1915’e dönüş olduğunu mu gösteriyor? Maritsa Küçük cinayeti ve yaşanan darp olayının bir an önce açıklığa kavuşması ve suçluların yakalanması, bizleri bir nebze de olsa rahatlatacak. Samatya’daki vakıf ve derneğin yöneticileri, yaşlılara yönelik bu saldırıları gündeme almalı. Toplum olarak da bu saldırıların önüne nasıl geçmemiz gerektiğini düşünmeliyiz.
Maritsa Yaya toprağa verildi
Maritsa Küçük, 5 Ocak Cumartesi günü Samatya’daki Surp Kevork Kilisesi’nde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Küçük ailesinin üyeleri, cenaze sonrasında yaptıkları açıklamada, cinayete ilişkin bazı söylentilerin yanlış olduğunu, Maritsa Yaya’nın yedi kez bıçaklandığı ve boğazının kesilerek öldürüldüğü yönündeki haberlerin gerçek olmadığını, başına ve vücudunun çeşitli bölgelerine aldığı darbeler sonucunda yaşamını yitirdiğini söylediler.
Maritsa Küçük’ün cenaze törenine ailesi, akrabaları, Rakel Dink, Surp Kevork Vakfı yöneticileri, İnsan Hakları Derneği yetkilileri ve Samatya Ermeni toplumundan çok sayıda kişi katıldı.
Der Zaven Kahana, törende verdiği vaazda şunları söyledi: “Kötü bir olayla karşılaşan insan için, ilk başta ‘günahları çoktur’ diye geçer aklımızdan. Oysa, bu kötü olaylar kişinin başına, günahlarından dolayı değil, kötülüğe teslim olan insanlar yüzünden geliyor. Maritsa Yaya’yı 60 yıla yakın bir süredir tanıyorum. Bu konuşmayı yapmak benim için gerçekten zor. Çocukluğumda, bayramlarda Kayseri’deki evine gittiğim zaman verdiği şekeri, yumurtaları hatırlıyorum. Onun başına gelenler yüreğimi dağlıyor. Bu semtte de uzun yıllar yan yana evlerde yaşadık, komşuluk yaptık. 15 gün önce karşılaştık, gülüştük, eski günleri andık. Karıncayı bile incitmeyeceğini, onun saf ruhunu bilen biri olarak, cennete olduğunu düşünüyorum.”
Törenin ardından, Maritsa Küçük’ün cenazesi Balıklı Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.