Uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel’e göre 2013’te kıyamet Ortadoğu’da kopacak. Özel, “2012’de Suriye’deki gelişmelerin gölgesinde kalan Irak’ta Şubat 2013’teki seçimlerden sonra Bağdat yönetimiyle Kürtler arasında ipler kopabilir” dedi.
FERDA BALANCAR
ferda@agos.com.tr
Uluslararası ilişkiler uzmanı ve gazeteci Soli Özel ile 2013’te dünyada ve Ortadoğu’da yaşanacak olası gelişmeleri konuştuk.
• Obama ikinci kez başkan seçildikten sonra 2013’te nasıl bir ABD dış politikası göreceğiz?
Obama yönetiminin 2013’teki birinci önceliği mali dengeleri düzeltmek olacak. ABD, nüfusu hızla yaşlanan, bu nedenle kamu harcamaları büyüyen ama kamu gelirleri çok düşük olan bir ülke. Bu, sürdürülebilir bir durum değil. Küresel kriz ihtimali çok yüksek, zira Avrupa’dan da kriz sinyalleri geliyor. Çin’de de refah arttıkça milliyetçileşme artıyor. Japonya’da yeni başbakan Abe de milliyetçi bir tavır içinde. Bu demektir ki Pasifik’te da gerginlik artacak. ABD Pasifik’te yükselen gerginliğe kayıtsız kalamaz.
En büyük çıngar Ortadoğu’da çıkacak. Obama, İran yönetimiyle oturup birebir konuşmak istiyor. Fakat ABD, İran’a makul bir teklifle gelmiyor. İran gibi bir ülkeye, “Bizim dediğimiz her şeyi yap, sonra biz sana ne iyilik yapacağız, düşünürüz” demek çok anlamsız. ABD’de İran’la ilgili iki görüş var. “İsrail saldırmadan biz saldıralım, İsrail’in saldırması daha tehlikeli olur” diyenler ve “İran’ı çevreleme politikasını devam ettirmeliyiz” diyenler. Hangisinin ağır basacağı biraz da bu yılın başında İsrail’de yapılacak seçimlere bağlı. Şubat seçimleri tehlikeli, çünkü Netanyahu’nun seçim vaadi İran’ı vurmak. Netanyahu bu vaatle seçimi kazanırsa, askerler ya da istihbaratçılar istemeseler de Netanyahu İran’ı vurmakta ısrar edebilir. Bu, ABD-İsrail ilişkilerini de gerecek. Obama’nın savunma bakanlığına kimi atayacağı büyük önem kazandı. Savunma Bakanı olarak öne çıkan emekli Cumhuriyetçi senatör Chuck Hagel, “İran’la müzakere edeceğiz, İsrail’in de her yaptığını desteklemeyeceğiz” diyor. İran meselesinde ABD açısından tek sorun İsrail’in güvenliği değil. Obama 2009’daki ünlü Prag konuşmasında dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasını birincil hedef olarak koymuştu. İran sorununa bu açıdan da bakmak gerekir.
• Peki ya Suriye?
Suriye meselesi dünyayı en çok zorlayan alanlardan birisi olacak. Birinci kış iyi kötü insanların yakacak gazı, yiyecek yemeği vardı. Şimdi Halep yıkıldı ve korkunç bir insani trajedi yaşanacak. Batı elini bulaştırmak ve sonradan bunun bedelini ödemek istemiyor. Rusya, Çin ve Araplar da net bir tutum takınmıyor. Suriye muhalefetini örgütlemek sorunu çözmez. Muhalefetin liderleri herhangi bir köydeki silahlı milislere söz geçiremeyebilir. Esad’ın Suriye’de kalacağı bir çözüm zor. Zaman Rusya’nın da Türkiye’nin de aleyhine işliyor. Rusya ve ABD anlaşsa bile İran’ı ya da Suudi Arabistan’ı ikna etmek zor.
Irak, geçen yıl Suriye’nin gölgesinde kaldı ama orada da pek çok şey şimdiki cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin sahneden çekilmesiyle iyice su yüzüne çıkacak. Talabani ölmese bile sağlık nedeniyle görevi bırakma ihtimali çok yüksek. Başbakan Maliki de uzlaşmaz bir tutum sergiliyor ve Nisan 2013’teki yerel seçimleri sekter bir listeyle girmeye hazırlanıyor. Kürtlerle Irak merkezi yönetimi arasındaki sorunlar bugünden yarına çözülebilir görünmüyor. 2013’te Irak hem mezhepsel hem de etnik bir çatışmanın alanı olabilir.
• Türkiye bu tablonun neresinde?
Irak’ta Türkiye taraftır. Açıkçası bugün Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğünden yana değil. 1925’ten 2008’e kadar Türk dış politikasını yönetmiş olanlar bu toprak bütünlüğüne önem verdi. Şimdi farklı bir politika izleniyor ve dolayısıyla da Türkiye, bağımsız Kürdistan’ın ebesi oluyor. Irak, 2013’te Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olacak. Bu ihracatın yüzde 85’i de Irak Kürt yönetimiyle yapılıyor.
• Türkiye-AB ilişkilerinde neler olabilir?
AB, Eylül 2013’te yapılacak Almanya seçimlerini bekleyecek. Seçimlerden sonra Almanya elini cebine atarsa, federal Avrupa yolunda önemli bir adım daha atılmış olacak. Ama Avrupa’nın Eylül 2013’e kadar bekleyecek dermanı var mı, onu kestirmek zor. Türkiye kendi iç dinamikleriyle demokratik hukuk devleti olamıyor. 2012’de Türkiye’nin demokratikleşme alanında zemin kaybetmesinin temel nedeni AB ilişkilerinin işlevinin azalması oldu. Türkiye AB’den uzaklaşırsa Ortadoğululaşma süreci artacak.
2015’E DİKKAT!
• 2015’e yaklaşırken Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde önümüzdeki yıl neler olabilir?
Türkiye, Ermenistan’la imzaladığı protokollerin arkasında durabilseydi süreç çok daha farklı olabilirdi ama öyle olmadı. ABD Kongresi’nde 2013 ve 2014’te 1915 ile ilgili bir karar çıkmayabilir ama 2015’te Türkiye mevcut argümanlarıyla kimseyi ikna edemez. 24 Nisan 2015’e, yani balonun patlamasına 28 ay kaldı. 2015’te ABD’de Başkan veya dışişleri bakanı kim olursa olsun, 2015’te ABD 1915’te yaşananlara kayıtsız kalamaz.