Psikiyatrist Uzm. Dr. Özlem Bodur, Türkiye’deki aile içi şiddetin, dünya verilerinden geri kalmadığını aktaran Özlem Bodur, her üç kadından birinin fiziki şiddet gördüğünü söyledi. Bodur, Türkiye’de her 3 dakikada bir kadının şiddetle karşılaştığının tespit edildiğine dikkat çekti.
Manisa İl Müftülüğü tarafından din görevlilerine yönelik düzenlenen 'Aile İçi Şiddet' konulu seminerde konuşan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi psikiyatristi Uzm. Dr. Özlem Bodur aile içinde her türlü saldırgan davranışın, aile içi şiddet olarak tanımlandığını dile getirdi. Türkiye’deki aile içi şiddetin, dünya verilerinden geri kalmadığını aktaran Özlem Bodur, her üç kadından birinin fiziki şiddet gördüğünü söyledi.
Her üç dakikada bir kadın şiddet görüyor
Bodur, ailesinde çocukken şiddet görmüş kişilerin, büyüyüp yuva kurduğunda da şiddete maruz kalma ya da şiddet gösterme eğiliminin diğer bireylere göre iki kat fazla olduğunu söyledi. İki yıllık bir araştırmaya göre Türkiye’de her 3 dakikada bir kadının şiddetle karşılaştığının tespit edildiğini aktaran Bodur, bu süreçte bin 985 kadının, şiddet sonucu hayatına son verdiğini aktardı.
Bodur, “Aile içinde yaşanan şiddet, sadece şiddet gören kişinin meselesi değil, devletin ve toplumun bir sorunu haline geliyor” dedi.
Erkekler çocukken ve yaşlandığında şiddet görüyor
Aile içi şiddetin yüzde 90’ının kadın ya da çocuğa yönelik olduğuna dikkat çeken Bodur, “Kişi erkekse genellikle çocukken ya da yaşlıyken şiddete maruz kalıyor. Bunun dışında çocuklar ve kadınlar, yoğun olarak şiddetle karşılaşıyor. Şiddet, dünyada ve Türkiye’de farklı şekillerde görülüyor. Gelişmiş ve gelişmemiş, eğitim düzeyi, kültürel yapıları, dinleri, dilleri, medeni durumları, yaşları farklı pek çok kişi, dünyada farklı şekillerde şiddetle karşılaşıyor. ” diye konuştu.
Boşanmış kadınlarda ise şiddet oranlarının daha da yüksek olduğunu dile getiren Bodur, “Bir anlamda boşanmanın nedenlerinden bir tanesi de aile içinde yaşanan şiddet olgusu. Eğitimle ters orantılı, gelirle ilişkili. Dünyanın da Türkiye’nin de pek çok yerinde eğitim düzeyinin yüksek olması, şiddetin görülme olasılığını maalesef sıfırlamıyor. Eğitim seviyesi düştükçe, ilkokul mezuniyeti seviyesine kadar indikçe oran artıyor.” dedi.