Paşinyan’ın Ermenistan Başkanı olarak ilk kez Türkiye’den geniş bir gazeteci grubunu ağırlaması ve bu atmosferde böylesi mesajlar vermesi ayrıca önemli. Belli ki aslında Ankara’ya bir şeyler söylemek istiyor. Ve algıların da değiştiğini söylüyor. Sonuçta Paşinyan, Türkiye ile normalleşme sürecini ilerletmek ve bölgesel işbirliğini geliştirmek istiyor. Peki Ankara burada hangi pozisyonda?
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, aralarında Agos muhabirinin de bulunduğu Türkiye’den davet edilen gibi grup gazeteciyi ağırlayarak, sorularını yanıtladı ve hayli kapsamlı açıklamalarda bulundu. Türkiye medyasında da yankı bulan açıklamalarının tamamı sitemizde yer alıyor.
Kimi sözleri sürpriz değildi, kimi sözleri ise yeni bakış açıları içeriyor. Herhalde üzerinde en fazla durulacak açıklaması Ermeni Soykırımı ile ilgili olan cümleler. Şöyle dedi: “Resmi tutumumuz, Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınmasının bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almadığıdır…” Hemen ekledi: “Bizim gerçekliğimizde bunu inkâr etmek ya da bundan vazgeçmek mümkün değildir, çünkü bu hepimiz için inkâr edilemez bir gerçektir. Ancak mesele bununla ilgili değil”
Peki mesele ne ile ilgili? Şöyle bir yaklaşım geliştiriyor Paşinyan: “Ermenistan’ın devlet çıkarlarına hizmet etmeye nerede ve nasıl odaklanmalıyız, bildiğimiz gerçekleri, tarihî gerçekler de dahil olmak üzere, nerede ve nasıl vurgulamalı ve bu gerçeklere dayanmalıyız?”
Kendi sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Ermenistan Cumhuriyeti'nde ortalama algı, Türkiye’nin Ermenistan’ın güvenliği için bir tehdit olduğudur. Ve tahmin ediyorum ki, bazen Ermenistan’da kullanılan siyasi söylem, resmi düzeyde olmasa bile, -zaman zaman resmi düzeyde de-, Türkiye tarafından bir tehdit olarak algılanabilir. Söylemek istediğim şu: Belki de artık sebep-sonuç bağlantısını kaybettik, yani sebep nedir, sonuç nedir, bunu belirleme noktasını çoktan yitirdik. Bu noktayı kaybettiğimiz ve bu algılar nedeniyle birçok zorluk ve felaket yaşadık. Ancak şimdi, bu algıyı ve bu sorunun formülasyonunu değiştirme fırsatı var. Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı olarak, o tarihi fırsatı kullanmak istiyorum.”
Bunlar herhalde altı çizilmesi gereken önemli mesajlar.
Paşinyan’ın Ermenistan Başkanı olarak ilk kez Türkiye’den geniş bir gazeteci grubunu ağırlaması ve bu atmosferde böylesi mesajlar vermesi ayrıca önemli. Belli ki aslında Ankara’ya bir şeyler söylemek istiyor. Ve algıların da değiştiğini söylüyor. Şu örneği veriyor:
“Örneğin, New York’ta farklı ülke liderleriyle toplantılar yaptığımda ve bu toplantılarla ilgili küçük kesitleri Facebook sayfamda paylaştığımızda, dönüş yolunda sosyal medya kullanıcılarımız arasında en çok paylaşılan, en çok izlenen, en çok beğenilen toplantının Türkiye Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşme olduğunu fark ediyorum. Bakıyorum ve şaşırıyorum.”
Sonuçta Paşinyan, Türkiye ile normalleşme sürecini ilerletmek ve bölgesel işbirliğini geliştirmek istiyor.
Peki Ankara burada hangi pozisyonda? Evet “normalleşme” sürecini başlatmıştı ama sınırların ilk aşamada en azından üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatik pasaport sahiplerine açılması kararı karşılıklı olarak alınmasına rağmen, Türkiye adım atmıyor.
Ermenistan ise sınırın kendi tarafında kalan kapıları ve gümrük binalarını yeniledi, hatta Türkiye’den gelen gazeteciler için sınır kapısında bir ziyaret de organizasyona eklendi.
Türkiye bu konuda bekleme pozisyonunda. Peki Türkiye neyi bekliyor? Öyle görünüyor ki Ermenistan ile Azerbaycan’ın barış anlaşması imzalamasını. Ermenistan buna da hazır.
Peki Azerbaycan neyi bekliyor? Zengezur Koridoru’nun verilmesini ve Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesini.
Yani Türkiye’nin de, Ermenistan’ın da “önkoşul yok” dediği normalleşme sürecinde Türkiye’nin bir ön koşulu var. Bu önkoşullar normalleşme sürecinin ruhuna aykırı iken Paşinyan’ın açıklamalarından bir gün sonra Ermenistan ile Azerbaycan’ın barış anlaşması için anlaştığı haberleri yansıdı ajanslara.
Açıklama Azerbaycan Dışişleri’nden geldi ve Bakü ortak bir açıklamayı kabul etmedi. Ermenistan anlaşmayı resmi olarak teyit etti. Anlaşıldığı kadarıyla Ermenistan sınırda görev yapan AB Misyonu’nun ülkeyi terketmesi şartını kabul etmiş, ayrıca iki ülke uluslararası alanda birbirlerine karşı açtıkları davaları geri çekecek.
Azerbaycan’ın (ve Türkiye’nin) Zengezur Koridoru talebi ve Aliyev’in Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi talebi şimdilik sonraya bırakılmış, ancak ne kadar sonra, bunun yanıtı net değil.
Zengezur Koridoru bilindiği gibi Türkiye ve Azerbaycan’ın gündemde tuttuğu ve ısrar ettiği bir talep. Nahçivan ve Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak, Ermenistan topraklarından geçecek bir koridor. Ermenistan’ın kontrolü altında olmayacak. Ermenistan buna doğal olarak karşı çıkıyor ve gündeme getirdiği “Barış Kavşağı” projesini tanıtıyor. Rusya ve İran’ı da projeye katan çok daha kapsamlı bir öneri ve bu ve aslında Türkiye ile Azerbaycan’ın taleplerini de kapsıyor.
Anayasa meselesi ise şöyle: Azerbaycan Ermenistan Anayasası’nda “Dağlık Karabağ” konusunda atıflar olduğunu öne sürerek Ermenistan’ın anayasasını değiştirmesini talep ediyor. Paşinyan bu gerekçeyle olmasa da anayasayı değiştirme çalışmalarını başlatmış durumda ve kaldı ki uluslararası anlaşmaların anayasa üzerinde olduğunu hatırlatıyor.
Özetle Paşinyan hazır, Ermenistan ve Azerbaycan bir aşamaya geldi.
Bu durumda sorumuzu Ankara’ya soralım: Sınırın açılması ve ilişkilerin geliştirilmesi için neyi bekliyoruz?