YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Gazeteci arkadaşlarımız neden içeride?

HDK’nın hedefe alınması anlaşılmaz, bu tutuklamalar daha da anlaşılmaz. Bu kadar insan ne gerekçeyle hapse atıldı? Bu soruyu sormaya devam etmeliyiz. Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ı da hatırlamazsak olmaz – ve şu soruyu sormazsak: Gezi tutukluları neden –hâlâ– içeride? Son bir soru da Devlet Bahçeli’nin, eşi Başak Demirtaş’ın rahatsızlığı nedeniyle (bu vesileyle biz de geçmiş olsun diyelim) telefon ettiği Selahattin Demirtaş için: Selahattin Demirtaş neden hâlâ içeride?

18 Şubat Salı sabahına hukuki açıdan tartışmalı bile denemeyecek, hukuk dışı bir operasyonla uyandık. 2011’den beri faaliyet gösteren Halkların Demokratik Kongresi yapılanması, nasıl olduysa bir anda ‘terör örgütü’ ile ilişkili ilan edildi ve 35 kişi gözaltına alındı. 

Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler, hak savunucuları, siyasetçiler, sanatçılar da vardı. Üç gün sonra, Cuma günü adliyeye sevk edildiler. Bu süreç boyunca gerek bu dalgaya maruz kalan siyasi partiler, gerek hak savunucusu örgütler 10-12 yıl önceki konuşmaların neden bir anda ‘suç malzemesi’ yapıldığına anlam veremediklerini belirttiler. Gerçekten de öyleydi. HDK, HDP ve DEM Parti’ye yakın bir yapılanma ve gayet legal bir alanda faaliyet gösteriyor. 

Legal olmanın da ötesinde, zaten konferanslar düzenleyen, toplumun çeşitli kesimlerinden insanları, grupları bir araya getiren, “Nasıl bir arada yaşarız?” sorusu üzerine kafa yoran bir kurum.

Bu toplantılara, konferanslara çok sayıda gazeteci, siyasetçi, hak savunucusu, sivil toplum çalışanı doğal olarak katıldı, fikirlerini beyan etti. Bu toplantılar gayet legal biçimde medyada da yer aldı. Açıklamalara baktığımızda bırakın şiddet önermeyi, sadece barıştan bahsedilmekteydi. 

Sonuç olarak, 10-12 yıl önceki telefon görüşmelere gerekçe gösterilerek 30 kişi tutuklandı, 13 kişi için ev hapsi, yedi kişi için de adli kontrol kararı verildi. Hakkında ev hapsi kararı verilenler arasında, 65 yaşında Samatyalı bir terzi olan, Ermeni toplumundan Filor Ufuk Benli de var. Kendisini şahsen tanımadım ama tanıyan herkes, yardımseverlik üzerine kurulu, kendi hâlinde bir hayatı olduğunu söylüyor. Akrabaları, özel tim eşliğinde yapılan ve komşuları da dehşete düşüren gözaltı işlemini hiç anlamamışlar. Benli şu an, nedenini anlayamadığı biçimde ev hapsinde. 

Benli’ye şahsen  tanımıyorum ama tutuklanan Elif Akgül’ü ve Yıldız Tar’ı gayet iyi tanıyorum. Elif’le yıllarca Hrant Dink Cinayeti Davası’nın takip ettik. Elif bilhassa hak haberciliği alanında hiç durmadan çalışan, koşturan bir gazeteci. 

Yıldız Tar da öyle. Kaos GL’deki haberleri ve yazılarıyla tanıdığımız Yıldız da, mağdurların yanında duran haberler yaptı, bilhassa şiddete uğrayan LGBT+ grupların durumunu öne çıkaran çalışmalara imza attı. Yelpazesini geniş tuttu; hak mücadelesi konusunda ezilen kim varsa onların yanında olmaya gayret etti. 

Tutuklanan diğer gazeteci arkadaşımız Ercüment Akdeniz’in de gazetecilik faaliyeti dışında ne gibi bir suçu olabilir ki?

HDK’nın hedefe alınması anlaşılmaz, bu tutuklamalar daha da anlaşılmaz. Bu kadar insan ne gerekçeyle hapse atıldı? Bu soruyu sormaya devam etmeliyiz. 

Bitirirken, Yıldız Tar, Elif Akgül ve Ercüment Akdeniz’in avukatları aracılığıyla ilettiği mesajları not düşelim: 

Yıldız Tar, “Silivri nöbetini devralma sırası bize gelmiş. Gazeteciler olarak cezaevine sırayla girip çıkar hale geldik. Ama bu duruma alışamayız. Gazetecilik suç değildir. Dayanışan herkes kucak dolusu sevgiler. Hakikat her daim kazanır. Nefrete inat yaşasın hayat!” diyor.

Ercüment Akdeniz, “Gazetecilik suç değildir. İçeride, dışarıda, barış gazeteciliğine devam edeceğiz. Bizi soran, destek dayanışmasını eksik etmeyen tüm dostlara teşekkürler. Güzel yarınlarda buluşmak üzere” mesajını veriyor. 
Elif Akgül de moralinin iyi olduğunu belirterek, “Şimdi bizim sıramız, Türkiye’de hapse girmek. Umarım bu son olur. Görüşmek üzere” diyor. 

Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ı da hatırlamazsak olmaz – ve şu soruyu sormazsak: Gezi tutukluları neden –hâlâ– içeride?

Son bir soru da Devlet Bahçeli’nin, eşi Başak Demirtaş’ın rahatsızlığı nedeniyle (bu vesileyle biz de geçmiş olsun diyelim) telefon ettiği Selahattin Demirtaş için: Selahattin Demirtaş neden hâlâ içeride?