Nefret Suçları Yasası Kampanyası Platformu, Nefret Suçlarına ilişkin yasa tasarısını hazırladı. Hazırlanan tasarı Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Aralarında Hrant Dink Vakfı, Kaos GL, İstanbul Protestan Kiliseleri Birliği, Demokrasi İçin Çerkes Girişimi, Dersim Ermenileri Derneği’nin de bulunduğu 62 sivil toplum örgütünden oluşan platform, hukukçuların desteğiyle beraber Ocak ayından bu yana yasa taslağı üzerinde çalışıyordu.
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
Uluslararası referansları da inceleyen platform, nefret suçu ile ilgili olarak yeni bir yasal düzenlemenin uzun bir yasama süreci gerektiğinden hareketle Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinde değişiklik önerisinde bulundu.
Nefret suçları kapsamında en yetkin kurum olan Avrupa Güvelik ve İşbirliği Teşkilatı’nın yaptığı nefret suçu tanımına ‘cinsiyet kimliği’ ve ‘sağlık durumu’ kelimelerini de eklenerek “Belirli ve ortak karakteristikleri bulunan birey ve gruplara veya onların mülklerine yönelik önyargılarla işlenmiş suçlara nefret suçu denir. Nefret suçları dünya çapında başta etnik, ulusal ve dini kimlik, cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temeli olmak üzere; sağlık durumu, zihinsel ya da fiziksel engellilik, toplumsal statü, siyasi veya felsefi görüş, eğitim durumu gibi özelliklere yönelik olarak işlenmektedir” tanımını yaptı.
Taslakta, bir suçun nefret suçu olması için, ceza hukukuna göre işlenmiş bir suçun mevcut olması ve failin o suçu nefret/önyargı saikiyle gerçekleştirmiş olması gerektiği belirtildi. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet, cinsel saldırı, çocukların istismarı, cinsel taciz, tehdit, kişinin hürriyetinden yoksun bırakma, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasına engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali, haksız arama, yağma, mala zarar verme, ibadethane ve mezarlıklara zarar verilmesi, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, korku ve panik yaratmak için tehdit suçlarına ‘nefret saikiyle’ ibaresi eklendi.
Eşitlik idealini zedeliyor
Hazırlanan taslağın gerekçesinde, nefret suçlarının eşitlik idealini zedelediğine dikkat çekilerek, mağdurların sahip oldukları temel ve değiştirilemez nitelikteki ırk, etnik kimlik, milliyet, din, dil, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, fiziksel ya da zihinsel engellilik gibi belirli bazı özellikleri nedeniyle işlenen suçun hedefi oldukları belirtildi.
Nefret suçlarının, mağdurun ve ait olduğu gruba yönelik önyargıdan kaynaklanan şiddet içerikli eylemler olduğu belirtilen gerekçede “Bu nedenle hukuk sistemimizde nefret saikinin ve nefret suçunun ayrıca tanımlanarak daha ağır yaptırımla karşılanması gerekmiştir” ifadelerine yer verilerek AİHM’in verdiği kararlara dikkat çekildi.
Kampanya yürütücüleri, yasa ile ilgili olarak hükümete, tüzel kişiliğe sahip, idari ve mali özerkliği olan ‘Nefret Suçları ile Mücadele ve İzleme Birimi’ oluşturmasını öneriyor. Kampanya kapsamında Türkiye’de ‘Uluslararası Nefret Suçları Konferansı’ düzenlemeye hazırlanıyor.
Haber 9 Kasım 2012 tarihli AGOS'ta yayınlandı.