“Cinayetin kim veya kimler tarafından karara bağlandığı açığa çıkarılmadı”

Kamu görevlilerinin yargılandığı ve bazı sanıklar için Yargıtay’ın yeniden yargılama kararı verdiği davada 7 Şubat’ta karar çıktı. Mahkeme heyeti, Muharrem Demirkale, Hasan Durmuşoğlu, Gazi Günay, Okan Şimşek Ali Öz, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Osman Gülbel ve Bekir Yokuş için müebbet hapis kararı verdi. Dink ailesinin avukatları, ‘eksik soruşturma ve kovuşturma’ gerekçesiyle bu karara itiraz edecek. Dink ailesi avukatlarından Hülya Deveci kararı ve dava sürecini Agos’a değerlendirdi.

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası 2021'de sona ermişti.

Mahkemenin kararı, Dink Ailesi avukatlarının taleplerinin büyük bölümünü karşılamadığı için avukatlar davayı Yargıtay'a taşıdılar, ancak Yargıtay'ın da taleplere karşılık vermemesi üzerine dava AYM'ye taşınmış durumda.

Ancak Yargıtay bazı sanıklar açısından bozma kararı vermişti. Bu kapsamda  7’si tutuklu 15 kamu görevlisi yargılanıyordu.

Daha önce Cumhuriyet Savcısı Süleyman Erturan esas hakkındaki mütalaasını vermişti. 

Bu davada Dink Ailesi avukatları savcılık mütalaasına karşı mütalaalarını sunmuştu.

Kapsamlı bir dilekçe sunan Dink  Ailesi  avukatlarından Hülya Deveci,  soruşturma safhasındaki  eksiklere dikkat çekmiş, cinayete giden yolun gereğince soruşturulmadığını, Dink için İstanbul'da koruma önlemlerinin alınmadığını vurgulamıştı.

Deveci mütalaasının sonunda "Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun ile  Hacı Ömer Ünalır haklarında Mahkemeniz tarafından  TCK'nın 309. maddesinden suç duyurusunda bulunulmasına, Volkan Şahin'in de TCK'nın 83. maddesinden cezalandırılmasına karar verilmesini talep ederiz"  demişti.

Dilekçede "Metin Yıldız, Hüseyin Yılmaz, Ergün Yorulmaz, Ünsal Gürel, Cevat Eser hakkında aynı maddeden verilen beraat kararı 'yasal olarak' kesinleştiği için her ne kadar talepte bulunulmasa da aynı suç kapsamında sorumlu oldukları düşünülmektedir" denmişti.

“Bu cinayetin kim veya kimler tarafından karara bağlandığı açığa çıkarılmadı”

7 Şubat'taki mahkeme kararı sonrası Dink Ailesi avukatlarından Hülya Deveci Agos’a şu açıklamayı yaptı: 

“Bilindiği üzere Hrant Dink cinayetinin işlenmesinden üç gün sonra 22 Ocak 2007 tarihinde dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah basına bir açıklama yaptı ve bu açıklamada; cinayette örgüt bulgusu olmadığını ve cinayetin tamamen milli duygular etrafında işlendiğini, söyledi. Devletin en önemli kolluk birimlerinden birinin başındaki kamu görevlisi, üç gün içinde cinayetin çözüldüğünü, katil ve azmettiricilerin yakalandığını belirterek adeta başkaca bir araştırma yapmaya gerek olmadığını söylüyordu ve bu yolla bir tutum belirlemiş oluyordu.  

Yıllar sonra bu tutum bir parça kırılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından önemli eksik soruşturma ayakları olmakla birlikte soruşturma sonucunda 04.12.2015 tarihinde ve 10.05.2017 tarihinde, ağırlığı devlet görevlilerinden oluşan kişiler hakkında iddianame düzenlendi ve dava açıldı.  Her iki iddianamede Hrant Dink cinayetinin "Fethullah GÜLEN liderliğinde kurulan suç örgütü" tarafından işlendiği belirtildi ve başkaca araştırma yapılmadı. 

Biz iddianamelerin belirttiği örgüt, kişiler ve kapsam çerçevesinde sınırlı kalınarak açılan bu davanın neticesinde iddianamenin belirttiği gibi FETÖ/PDY örgütünün, amaçlarını gerçekleştirme adına bu cinayetin işlenmesine nasıl izin verdiğini, cinayetin işlenmesini nasıl kolaylaştırdığını ve/veya önünü açtığını, cinayetin işlenmesini nasıl engellemediklerini, icrai ve pasif hareketleriyle cinayetin bu yolla ne şekilde içinde yer aldığını bir nebze anlamış olduk. 

Ancak bu yargılamada, yine iddianamede belirtilmiş olduğu şekilde bu örgütün ne şekilde "eylemi başından sonuna kadar planladığı" kısmı somutlaştırılmadığı için özellikle bu kısmın (daha birçok yönüyle birlikte) açığa çıkarılmadığını ve bu sebeple soruşturmanın ve kovuşturmanın eksik yapıldığını düşünmekteyiz. 

Bu davada hâlâ ve hâlâ somut olarak cinayetin kim veya kimler tarafından ve hangi süreçlerden geçirilerek karara bağlandığı açığa çıkarılamamış durumda. Her ne kadar bu yargılama ile buzdağının bir kısmı ortaya çıkarılmış olsa da oldukça büyük bir kısmı henüz ortaya çıkmış durumda değil. 

Talebimiz; sınırları, bu ülkenin her siyasi dönemecinde yeniden belirlenmeyen bir yaklaşımla maddi gerçeğin tüm yönleri ile açığa çıkarılmasına dair karar verilmesi idi ancak 7 Şubat’ta verilen karar, kesinlikle bu cinayetin tüm yönleriyle açığa çıkarıldığı, cinayette sorumluluğu olan tüm kişilerin cezalandırılmış olduğu anlamına maalesef gelmemektedir.”

Kategoriler

Güncel