İmamoğlu ifade verdi, büyük bir kalabalık destek vermeye adliyeye gitti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Erkem İmamoğlu, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in tehdit edilmesi" ve "Bilirkişinin ifşa edilmesi" soruşturmaları kapsamında ifade vermek üzere eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi. İmamoğlu'na destek olmak için CHP, İYİ Parti milletvekilleri de adliyeye geldi. İfadeler tamamlandı.

İmamoğlu saat 09.50 itibariyle Çağlayan Adliyesi'ne çoğunlukla personel tarafından kullanılan girişten girerek 7. katta bulunan terör ve örgütlü suçlar bürosuna gitti. İmamoğlu, avukatları Kemal Polat, Mehmet Pehlivan ve Nusret Yılmaz eşliğinde ifade vermeye başladı.

İBB Başkanı İmamoğlu'nun her iki ifadesi de 11:45 civarı bitti, savcı herhangi bir adli kontrol talebinde bulunmadı.

İmamoğlu'nun avukatı Polat, "Çok nezaketli bir ortamda ifade verdi. Herhangi bir yönlendirme sorusu olmadı. Toplamda 8 sayfalık bir ifade verdi; 5 sayfa Akın Gürlek, 3 sayfa bilirkişi soruşturması olmak üzere. İfadesini sözlü verdi, yazılı olarak da sunacağız" dedi.
İmamoğlu açıklama yaptı

Ekrem İmamoğlu, ifade işlemlerinin ardından adliye önünde açıklama yaptı ve şunları söyledi:

"Çok zor koşullarda bize destek olmak için buraya gelen bütün dostlarımızı, bütün hemşehrilerimizi, bütün yol arkadaşlarımızı ama gerçekten çok kapsayıcı bir sürecin içindeyiz.

Burada, burada olmayan siyasi parti yok. Bu benim için en büyük gurur vesilesi. Çünkü, çünkü burada tek tek ismini sayarsam yanlış olabilir, atlayabilirim ama ifade edelim ki bugün burada bütün siyasi partiler, iktidar partisi hariç bütün siyasi partiler, bugün buraya adaletin savunması için, bu ülkede adaletin tesisi için bize destek olmaya geldiler.

Çünkü gerçekten 16 milyon insanın temsilcisi burada böyle bir ifade vermemeliydi. Böyle bir ifade günü olmamalıydı. Sevgili dostlarım, bugünkü mesele adalet meselesidir. Hak hukuk arama meselesidir. Bugünkü mesele, bugünkü mesele geleceğimiz meselesidir. Ne yazık ki yargının siyasallaşmasının sonucudur.

Bugünkü mesele İstanbul'da ne yazık ki kurulmaya çalışan bir kumpasın geldiği bir sonuçtur. Hedefin, hedefin ne olduğu belli.

İstanbul'da 4 aydır yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz. Ama yılmadık, yılmayacağız. Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Esenyurt'ta başlayan ve Ahmet Özer Hocamızın sabahın köründe derdest edilerek hapse atılması, Beşiktaş'ta Rıza Akpolat kardeşimizin haksız yere tutuklanarak görevinden uzak uzaklaştırılması süreciyle beraber bu yargı eliyle süreci dizayn etme çabası devam etmektedir.

Ben tabii bugün büyük bir dayanışma ruhu içerisindeyiz. Dedim ya siyasi partilerimizin tamamı burada. Hatta genel başkanlarının bize katkı sunduğunu biliyorum.

Her birisine Türkiye Cumhuriyeti'nin bu şanlı devletin bekası için, milletimizin birlik ve beraberliği için her birisine yürekten teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum.

Elbette, benim siyasi yol arkadaşlarım bugün burada, hem İstanbul'umuzun hem ülkemizin farklı noktalarından yönetici dostlarımız burada, partimizin en üst seviyesinden üyesine kadar herkesin katkı sunduğu bir ortamın içerisindeyiz.

Her daim yanımızda olan partimizdeki yol arkadaşlarımıza, bütün yöneticilerimize de teşekkür ediyorum, minnet duygularımı iletiyorum."

Ekrem İmamoğlu konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve diğer CHP'li belediye başkanlarına teşekkür etti. İmamoğlu, yanında olan Mansur Yavaş'la ilgili övücü ifadeler kullandı. İmamoğlu şunları söyledi:

"Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı? ‘Turpun büyüğü heybede’ dedi. Yargı mensuplarına dönük buradan, adliyenin önünden söylüyorum. ‘Turpun büyüğü heybededir’ demek nedir biliyor musunuz? O dosyalarda gizlilik kararı var. Avukat bile açıp bilgi alamadığı yerde ‘turpun büyüğü heybede’ demek ‘ben, ben soruşturma seviyesinde olan bu dosyaların her kalemini, her sayfasını biliyorum’ demek değil midir?

Peki Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir dosyayı bakabilme, inceleyebilme hakkı var mı? Hakkı yok. Ama ona rağmen diyorsun ki "Ben biliyorum." Hatta daha da ileri gidiyorsun, "Ben" diyorsun "bu davayı takip ediyorum.".

Endişeli bunlar. Çünkü "turpun büyüğü heybede", daha ilerisi "Ne yapılacağını da biliyorum." diyorsun. Yani bu davanın da geçmişte soyunduğun gibi bu davanın da savcılığına soyunuyorsun, öyle değil mi?

Değerli dostlarım, "Biz aldatıldık." diyenlerden usandık. "Aldatıldık." diyenlerle işimiz yok. Biz aldatılmayız kardeşim, biz aldatılmayız.

"Aldatıldık." diyenlerden usandık. Yanlışı yap, sonra "Aldatıldık." de. Buna müsaade etmeyeceğiz. Aldatılan, aldatılan milletin yoksulluk içerisine gömülmesine vesile oldunuz.

Buradan söylüyorum. Biz adil bir düzen, adil bir sistem, yargının bağımsızlığı için mücadelemize devam edeceğiz. Her birimizin, bütün muhalif demokratların, bütün siyasi partilerin yolu açık olsun.”

Seçim mesajı veren Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakın bu iş, bu iş artık milletin dediğinin olacağı sürece doğru gidecek. Bu işten kurtulmanın yolu ne biliyor musunuz? Sandık, gelecek, bu iktidar gidecek kardeşim, bu kadar net. Bu işin başka bir yolu yok. O bakımdan, o bakımdan hep birlikte amasız, fakatsız yola çıktık. Allah yolumuzu açık etsin. Bizi engelleyemezler. Bakın buradan bir şey daha söyleyip sözlerimi bitiriyorum.

Bu sevgili polis kardeşlerimize vatandaşla karşı karşıya gelmelerini artık bırakın. Emniyet görevini yapsın. Bu polis kardeşlerimizi masum vatandaşlarla karşı karşıya getirip milletvekillerinin gözüne, gözüne gaz sıkmayı falan filan bıraksın. Biz polisimizin gider gözünün yaşını siler, ayağının tozunu alırız, tozunu.”

Çevik kuvvet, büronun bulunduğu koridorun girişine kalkanlarla barikat kurdu. İmamoğlu'na destek olmak üzere aralarında Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat'ın da olduğu CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP TBMM Grup Başkanvekilleri ile çok sayıda milletvekili ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile çok sayıda avukat soruşturma bürosunun bulunduğu katta toplandı. Avukatların çoğunun barikatı aşarak soruşturma bürosu önüne gitmesine uzun süre izin verilmedi. Bu sırada koridorda yaşanan izdihamda zaman zaman polisle avukatlar arasında tartışma yaşandı. Koridora girişlerine izin verilmeyenler "Hak, hukuk, adalet" sloganları attı. Daha sonra avukatların koridora tek tek geçişine izin verildi.

Kategoriler

Güncel