Gazetemizin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink katledilişinin 18. yılında vurulduğu yerde eski Agos ofisinin önünde anıldı. Bu yılkı anmada Gezi direnişi gerekçe gösterilerek hapiste tutulan Osman Kavala ve Çiğdem Mater'in mesajları da okundu.
Bu yılkı anmada balkon konuşmasını Hrant Dink'in yakın dostlarından Takuhi Tovmasyan yaptı.
Tovmasyan'ın konuşması öncesimde Gezi direnişi gerekçe gösterilerek hapiste tutulan Osman Kavala ve Çiğdem Mater'in mesajları da okundu. 2017'den beri Silivri Cezaevi'nde tutulan Kavala'nın mesajını Apaçıkradyo programcılarından Eraslan Sağlam okudu. Kavala'nın mesajı şöyle:
"Hrant’ı anmak, katledilişini unutturmamak için bir araya geldiğimiz bu kardeşlik ve dayanışma buluşmalarında herkes için adalet şiarını en güçlü biçimde seslendiriyoruz.
Ben de kendimi orada sizinle birlikte, Hrant’ın vurulduğu yerde, Hrant’ın yanında hissediyorum.
Cinayetlere, katliamlara, her türden zorbalığa rağmen barışın ve adaletin egemen olacağı günleri göreceğimizi umut etmeye devam ediyorum.
Hrant için, tüm yurttaşlarımız için adalet talep ediyorum"
Çiğdem Mater'in mesajı
Çiğdem Mater'in mesajını ise tiyatro ve sinema sanatçısı Tülin Özen okudu. 2022'den beri Bakırköy Cezaevi'nde tutulan Mater'in mesajı şöyle:
"Sevgili Hrant Dink, Sevgili Hrant Dink'in ailesi, Hrant'ın sevgili arkadaşları
Hrant Dink aramızdan alınalı 18 yıl oldu, ben üçüncü kez onu uzaktan anıyorum, memleket cezaevlerindeki pek çokları gibi. Hrant Dink İstanbul'un ortasında "geliyorum" diyen bir “Milli Mutabakat cinayeti” ile öldürüldü. Ama o "Milli Mutabakat”ın muhtemelen hiç tahmin etmeyeceği şekilde uğurlandı. İstanbul sokaklarını dolduran on binlerce insanın muhtemelen farklı farklı gerekçeleri vardı, her biri farklı bir sebeple çıkmıştı sokağa, çoğu Hrant Dink'i tanımıyordu. Kimi bir hemşerisine veda etmek için sokaktaydı; bu şehrin kadim sakinlerinden birinin şehrin ortasında, güpegündüz herkesin gözü önünde öldürülmesi, kimini yüz yıl önceye götürüp, o zamanlar neler yaşadığını düşündürdü; kiminin aklına kendi ailesi, hikayesi düştü.
Sonuçta şehrin sokaklarına akan on binler adı konulmamış bir sözleşmeyi ihlal ederek, tarihimizde ilk kez bunca kalabalıklarla Ermeni’yi bir kimlik olarak kabul etti, var etti. Hrant Dink varlığıyla ve yokluğuyla bu topraklarda, eşiğinden geçmek bize düşen çok önemli kapılar açtı.
Şimdi, 18 yıl sonra, o kapıların neresindeyiz, neredeyiz diye sormalıyız. Kimimiz hapishaneden, kimimiz sürgünden yanıtlayacağız belki bu soruyu, hayat o cenazenin ardından yürüyenleri nar tanesi gibi savurdu belki ama işte yine buradayız. Bugün eminim Sebat Apartmanı'nın önünde Hrant öldürüldüğünde henüz doğmamış olanlar var, kuşaklar değişiyor ama neredeyiz sorusunun yanıtı gücünü sebatla burada olmaktan alıyor. İnatla hala buradayız.
“Milli Mutabakat”a yüksek sesle itiraz edenlerin, geçmişle yüzleşmeden geleceği inşa edemeyeceğimizi bilenlerin, barış demekten vazgeçmeyenlerin inadı ve umuduyla buradayız. Bize düşen Hrant Dink'in açtığı kapılardan geçmek, konuşmak, dinlemek anlamak ve yeni bir gelecek inşa etmenin yollarını bulmak.
Hrant Dink'e sözümüz olsun.
Bakırköy'den sevgilerle"