"Hrant'ı o kaldırımdan kaldırmaya çalıştım"

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme konularındaki cesur tartışmalara odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. Dizinin ilk etkinliğinde "Hrant" kitabının yazarı Tûba Çandar ve Agos'a uzun yıllar emek veren isimlerden yazar Karin Karakaşlı hem kitap üzerine söyleştiler ve hem de Hrant Dink'in Türkiye'de yarattığı hafızayı, sesi konuştular.

Etkinlik dizisi 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'na dönüştürülen eski Agos ofisinde gerçekleştiriliyor. 

Kalabalık bir dinleyici topluluğunun izlediği 13 Ocak Pazartesi günkü söyleşide Karin Karakaşlı ilk sözü Tûba Çandar'a verdi ve "Hrant" kitabını nasıl oluşturduğunu anlatmasını rica etti. 

Çandar kitabı oluşturmaya Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra karar verdiğini anlattı ve bunun hayli zor bir süreç olduğunu söyledi.

Hrant Dink'in ailesi dahil 125 kişiyle konuştuğunu söyleyen Çandar "Bir oratoryo gibi yazmayı, öyle olmasını hayal ettim. Arat Dink bu süreçte bana çok yardım etti.  Hiç tanımadığım insanlarla söyleşi yapacaktım. Her soru onların kanayan yaralarına dokunmak gibiydi. Bir aşamada herkes anlatarak bir nevi şifalanmaya başladı. 'Anlatmak iyi geliyor' dediler.  Arat, ilk kapıyı açtı, insandan insana dolaşmaya başladım" dedi. 

Çandar "Rakel Dink'in evinde tutuk halimden kurtuldum. Buluştuğumuzda gece geç saatlere kadar konuştuk. evinde kalmamı önerdi. Tutukluğumu böylece attım. 125 kişiyle defalarca konuştum. Kurgusu bir sesten diğer sese geçiyormuş gibi olmalıydı ve kitap öyle akıtıldı. Çok zordu. 125 kişilik koronun seslerini yıllarca kafamda duydum" dedi.

Karin Karakaşlı da "Sen hepimizin kalbinin dilini açtın" sözleriyle Çandar'ın çabasını özetledi.

Karakaşlı'nın sorularıyla kitabın oluşum sürecini anlatmaya devam eden Tûba Çandar "Önce Hrant Dink'in aile büyükleri suskunluklarını açtılar. Hrant ismi anlam olarak 'canlı ateş' demek.  Hrant ismiyle müsemma idi. Hrant'ın Rakel'e sevdalanışı bana emanet edilen en tatlı hikâye idi" dedi. 

"Hrant'ı o kaldırımdan kaldırmaya çalıştım"

Çandar, kitap çalışması için "Hrant'ı o kaldırımdan kaldırmaya çalıştım. Her bölümün sonunu Hrant'ın sesiyle, yazılarından seçmelerle bitirdim. Karin de bana çok yardımcı oldu. Kitabı Tıbrevank Okulu'ndaki arkadaşlarının ona taktığı ismiyle 'Khent (Delifişek) Hrant' ve "Baron (Usta) Hrant" diye ikiye ayırdım. İlk bölüm Agos'a kadarki hayatını, ikinci bölüm Agos ve sonrasını anlatıyor" dedi. 

Çandar "Kitaba 2007'nin ilkbaharında başladım. Hrant'ın özeli yok gibiydi. Geri kalan şeyler Rakel'e yazdığı şiir ve çocuklarına yazdığı mektuptu. 3,5 yıl sürdü kitap ve 2010'da yayınlandı" diye konuştu

Tûba Çandar "Hrant baştan sonra tek bir hikâyeyi anlattı, atalarının hikayesini anlattı. Kendi halkının mühürlenmiş, suskun bırakılmış dilini, yaşadıkları baskı ve zulmü anlattı. Çok büyük bir anlatıcıydı. Anlatarak bir hafıza oluşturdu. O bir 'dengbej'di, anlatıcıydı" dedi. 

FOTO: Berge Arabian

Karakaşlı: "Hrant'ın sözleriyle Ermenilik topik ya da iç mihrak olmaktan çıktı"

Söyleşinin bu bölümünde Tûba Çandar, kuruluşundan itibaren Agos'ta uzun yıllar çalışan ve en zor dönemlerde Hrant Dink'in yanında olan Karin Karakaşlı'dan Agos'un kuruluş yıllarını anlatmasını istedi.

Karin Karakaşlı "Agos'un kuruluş amacı aslında bir hafıza oluşturmaktı, tabii o zaman böyle büyük cümleler kurmuyorduk. Agos bir kuşağın birleşmesi ile hayata geçti. O kuşağın hikâyelerini dinlemekten beslenirdim" dedi.

Karakaşlı "Agos, ilk Türkçe ve Ermenice gazete. Bu büyük bir fark yarattı, haklarında sürekli konuşulan Ermeniler olarak "Şimdi ben konuşacağım, dinlemeye hazır mısın?" demiş olduk aslında. Kendimizi doğrudan anlatmayı istedik. Biz Agos'u okul olarak kabul ettik" dedi.

Hrant Dink'in televizyonlara çıkmaya başladığı ve topluma bir söz anlattığı döneme de değinen Karakaşlı, Dink'in o dönemde katıldığı Siyaset Meydanı programının yarattığı yankıyı da aktardı ve "Siyaset Meydanı'nda Tuzla Kampı'nın nasıl ellerinden alındığının hikayesini olanca yaşanmışlığıyla anlattı, sanki aradan kamera kalkmış gibiydi.  O ses Ermeni toplumuna iyi geldi. Ertesi gün onlarca telefon ve faks geldi. Ermenilik topik olmaktan ya da iç mihrak olmaktan çıkmış oldu" dedi.

Karin Karakaşlı "Hrant Dink büyük bir yankı ve dinamizm yarattı, bizi de teşvik etti. Dönüştürmediği kimse yoktu muhteşem bir hazine imiş" dedi. 

"Türkiye toplumunu da dönüştürdü"

Bu bölümde söz alan Tûba Çandar da "Hrant Dink Türkiye toplumunu da dönüştürdü. Geçmişteki karanlık sayfaları gün yüzüne çıkardı, bu bizi de dönüştürdü ve bunu bizi üzmeden yaptı" dedi. Çandar Sabiha Gökçen haberine de atıfta bulunarak "Kimileri açısından en tehlikeli hafıza oluşturma çabasına girişti, Sabiha Gökçen'in yetim bir Ermeni kızı olabileceği hikâyesini anlattı. Bu sonun başlangıcı oldu" diye konuştu.

Hrant Dink'in bu haberden sonra yaşadığı zorlu sürece değinen Karin Karakaşlı, Sabiha Gökçen haberi sonrasında Dink'in İstanbul Valiliği'ne çağrıldığı dönemi de anlattı. Karakaşlı o gün Dink'e eşlik ettiğini ancak görüşmeye sadece Hrant Dink'in alındığını söyledi, sözlerine şöyle devam etti: 

"Çıktıktan sonra 'aba altından sopa gösterdiler' dedi Hrant. O dönem ve sonrası çok zor geçti. Agos önünde ülkücüler gösteri yaptığında televizyonlar bunu neredeyse hiç haber yapmadılar. Hrant her şey olup bittikten sonra 'esnafa da rahatsızlık verdik' diyecek kadar düşünceli bir insandı. O günün akşamında ofisten hep beraber çıktığımızda bana 'İstersen yanımda yürüme' dedi, koruma refleksiyle" dedi.

Cinayet sonrasına da değinen Karakaşlı "2007-2008 arası bende hiç yok, ne yaptıysam yalandır. Bana güç veren tek gün cenaze günüydü, orada toplanan kalabalıktı. Biz  o cenaze gününü 'Türklüğü tahkir ve tezyif etmekle' yaftalanmaya çalışmış bir kişiyi bir kiliseden usulca uğurlayarak da yaşayabilirdik ama o zaman hiçbirimiz burada  olmazdık" dedi.

Tûba Çandar da cinayetten sonra  yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybetmiş aileler için Agos'un önemli bir yer olduğunu hatırlatarak  "Bu mekân hafıza mekânına dönüşmeden de zaten o hâli almıştı" dedi.

Karin Karakaşlı da "Bir inat gibi her yerden Hrant ismiyle bir hafıza oluştu. Geleceğe onun ruhuyla ilerlemeye gayret ediyoruz." diyerek sözlerini noktaladı. 

Söyleşiler dizisi hafta boyunca devam edecek ve Hrant Dink 19 Ocak Pazar günü vurulduğu yerde ve saatte her yıl olduğu gibi anılacak. 

Kategoriler

Dosya