CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti heyetinin dün İmralı'da Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeyi ve görüşmenin ardından DEM Parti'den yapılan açıklamayı ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Özel, "Bizim sürece ilişkin yaklaşımımız net. Başından beri çözüm zemininin TBMM olması gerektiğini savunuyoruz. En önemli kriterlerimizden birisi şehit ailelerinin ve gazilerimizin hassasiyetlerinin gözetilmesidir" ifadesini kullandı. MHP ve DEM Parti'den de konuya dair değerlendirmeler geldi.
Özel, şunları kaydetti:
"Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’da yaptıkları görüşmeden sonra duyurdukları açıklamayı okudum. Kendileri bizden de tıpkı diğer partiler gibi randevu isteyeceklerini belirttiler. Prensip olarak bütün partiler ile diyalog zeminindeyiz ve tüm iletişim kanallarımızı açık tutuyoruz. Bizim sürece ilişkin yaklaşımımız net. Başından beri çözüm zemininin TBMM olması gerektiğini savunuyoruz. Sürecin şeffaf yürütülmesinden yanayız."
Özel şöyle devam etti:
"En önemli kriterlerimizden birisi de şehit ailelerinin ve gazilerimizin hassasiyetlerinin gözetilmesidir. Bu çerçevede gelişmeleri takip ediyoruz, henüz elimizdeki bilgiler derinlemesine bir yorum yapmaya yeterli değil. Detaylara hakim olunca, yetkili kurullarımızda değerlendirmeleri yapıp, kamuoyu ile paylaşacağız."
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Sayın Genel Başkanımızın Meclis'in açılış günü DEM Partililerle olan teması, arkasından çağrıları bu süreci hızlandırdı. Kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmasına neden oldu. Oradaki ifadelerden anlaşılacağı gibi bu çağrıya pozitif bir yaklaşım içinde olduklarını kendileri ifade ediyorlar. Sayın Genel Başkanımız bu konuyla ilgili değerlendirme yapacaktır."
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da görüşmenin ardından görüşlerini paylaştı.
Bakırhan, şu değerlendirmede bulundu:
“İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan'ın çözüm ve barış odaklı değerlendirmeleri, tarihi bir sorumluluğa işaret ediyor: Türk-Kürt ilişkilerini demokratik bir zemine çekmek ve Türkiye’de onurlu barışı tesis etmek.
Bu çağrı, yalnızca bir çözüm önerisi değil, aynı zamanda ortak bir geleceğin inşası için tarihi bir fırsattır. Bu süreçte başta tüm siyasi çevreler olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) büyük sorumluluk düştüğü açıktır.
Gazze ve Suriye’deki gelişmeler, ertelemeye tahammülü olmayan bir çözüm ihtiyacını gözler önüne seriyor. Barış, demokrasi ve kardeşlik çağrısına hep birlikte yanıt verelim.
Türkiye ve bölge için demokratik dönüşüm imkanın arifesindeyiz. Şimdi onurlu barış için cesaret ve feraset zamanı"
(ANKA; Ajanslar)