İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk’e destek ziyaretinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, önceki hafta İçişleri Bakanlığı’nca görevden alınarak yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk’ü evinde ziyaret ederek, destek mesajı verdi.
Kırsal Atlı mahallesindeki Ahmet Türk’ün tarihi evinde yapılan ziyarete İmamoğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen ve Gül Çiftci ile Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin de eşlik etti.
Görüşmelerin ardından Türk ve İmamoğlu, gazetecilere açıklamada bulundu. Açıklamada ilk sözü alan Ahmet Türk, İmamoğlu ve beraberindekilerin ziyaretinde onur duyduklarını söyledi. Türk, şöyle konuştu:
"Türkiye’deki gelişmeleri hepimiz dikkatle izliyoruz. Kayyım siyasetiyle bu ülkenin demokrasiye kavuşmasında imkan yok. Gönül isterdi ki, barışçıl, kucaklayıcı bir sürecin gelişmesidir. Adaletin, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir sürecin gelişmesidir. Hepimiz demokrasiye inananlar bunu çabası içindeyiz. İnanıyorum ki, çok kısa bir sürede bu ülkede demokrasi gelir. Halklarımız kucaklaşır, ötekileştirilen politikalardan vazgeçilir. Adaletin ve eşitliğin olduğu bir düzen sağlanmış olur. Şunu da ifade etmek istiyorum, belki bu biraz kişisel bir şey, evim herkese açık. Burası İbrahim Halil sofrasıdır. Gönlünde barış yatan bu ülkede kucaklaşmayı kardeşliği esas alan herkesi misafir etmek istiyorum.''
Türk’ün ardından söz alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasına Mardin'in bütün belediye yöneticilerine geçmiş olsun dilekleriyle başladı. Türkiye’de yerel yönetimlerin önemine değinen İmamoğlu, şunları kaydetti:
''Yereldeki kalkınmanın da yegane adresi açıkçası yerel yönetimlerdir. Biz ülkemizde yerelde güçlenmeyi, yerelde yetkilerin daha fazla olmasını konuşurken, ne yazık ki uzun yıllardır tam tersini yaşadık. Yerelde yetkiler kısıtlandı. Hatta bugün Türkiye'de artık yerel yönetimlerin bütçeleri sadece maaş ödeme seviyesine kadar inecek şekilde bir basiretsizlik yaşanmakta. Şimdi biz bu sorunları çözmeyi, bu sorunları tekrardan iyileşmeye dönük bir seviyeye adım atmayı hesaplamak veya bu hedefleri koymak yerine ne yazık ki Cumhuriyetimizin 101'inci yıl dönümünde yani ikinci yüzyılına güçlü bir adım atalım derken, daha ilk günlerinde biz kayyımı konuşuyoruz. Yani seçme seçilme hakkının gasp edilmesini konuşuyoruz. Seçme seçilme hakkının yok sayılmasını konuşuyoruz. İnsanlarımızın yetkilerinin elinden alındığında gerçekten bu ülkeye olan inancı azalıyor ve en fazla da bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini etkiliyoruz. Onlar geleceği umutla bakmakta sıkıntı çekiyorlar.''
''Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak büyük bir mahcubiyetle kayyımı konuşuyoruz ve kayyıma karşı duruşumuzu direncimizi milletimizin seçme ve seçilme hakkının varlığını konuşuyoruz” diyen İmamoğlu, bu durumun üzüntü verici olduğunu ifade ederek, “Bizi mahcup eden bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti devletimizi, milletimizi dünyaya ne yazık ki itibar noktasında kayba uğratan bir durumdur. İşte bütün bunlardan sıyrılmak adına biz bugün bir dayanışma içerisindeyiz. Burada bulunan hiçbir mevkiidaşım bir koltuk sevdası uğruna burada değildir. Bu cennet vatanın her ferdine zenginlik yaşatması, hür ve özgür olması, her bebeğin, her çocuğun güven olduğu bir memleketin varlığı bizim önceliğimizdir. Bunun olması için de gerçekten adalet ve demokrasi çok önemli hususlardır. Bunun tesisi için sırt sırtayız, omuz omuzayız” diye konuştu.
Belediyelere kayyım atanmasında iktidar içerisinde de bir mahcubiyet yaşandığını aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti:
''Bugün bu uygulamayı yapan iktidar ve iktidar mensuplarının da büyük bir bölümünü mahcubiyetini görüyorum. Gelecekte kimsenin başına bu hukuksuzluk gelmesin diye bugün buradayız. Dolayısıyla Ahmet başkanımıza, kıymetli yol arkadaşlarına, siyasi yol arkadaşlarına bugün özellikle kendi ailesiyle bize kapılarını açtı, sofralarına açtı. Birlikte hem dertleştik hem konuştuk. Hem ülkenin geleceğini, barışın huzurlu konuştuk.''
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kayyım atamalarına ilişkin, ''Seçilmiş başkan değil ne idüğü belirsiz tipler'' sözlerini nasıl değerlendirdiklerini sorması üzerine İmamoğlu, “Kötü söz sahibine aittir, net. Allah yardımcıları olsun. Allah akıl versin” dedi.
İstanbul Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanması ve bazı CHP’li belediyeler hakkında başlatılan soruşturmaların Ekrem İmamoğlu’nu engelleme ve önünü kapatmaya yönelik bir girişim olup olmadığını soran gazetecilere İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
''Bu milletin önündeyken, kim önünü kesebilir yani. Millet yanımızda, beraberiz yani. Böyle 3-5 kişinin niyetiyle birinin önü kesilmiş mi? Yani bu mümkün değil, olamaz da. Yapılan her kötülük, tersine tepmiştir. Bunu, bu ülkede şu anda en iyi Sayın Cumhurbaşkanı bilir. Başka adres aramaya gerek yok. Onun için kendine yapılmasını istemediğini, başkasına yapma. Yani bu ülkede, şu anda bütün bu kötü dedikoduların sahibi de bir avuç insan."
"Bıraksın Ekrem İmamoğlu'yla uğraşmayı. Yargıda, hukukta dönen dedikoduları, işlemeyen hukuku, onları sorgulasın. Temennimiz budur. Ama bu dedikodulara kafa takmayalım. Evet bu kötülükler olabilir mi? Olabilir. Ama çok dirençliyiz. Tahmin edemedikleri kadar dirençli, dirayetli, milletin hakkını savunma konusunda kararlı insanlarız. Bu dönemi hiç kimse unutmayacak. Bu ülkenin güçlü bir barışı, huzuru ve geleceğinin en iyi şekilde olması için, birbiriyle gerçekten samimi konuşan insanların inşa edeceği bir dönemin varlığı için koşuyoruz. Kararlı insanlarız. Asla yılmayız, asla geri durmayız. Bir milim de geri adım atmayız.''
İmamoğlu, açıklamasının ardından beraberindekilerle Mardin’in tarihi yerleri ve esnaf ziyaretinde bulunmak üzere Ahmet Türk’ün evinden ayrıldı.
(Ajanslar, ANKA)