“İtirazlarımızdan olumlu sonuç almayı bekliyoruz”

Açık Radyo'nun karasal yayın lisansı önceki hafta RTÜK tarafından iptal edilmişti. Açık Radyo’nun yayını da 16 Ekim Çarşamba günü saat 13.00'te kesilmişti. Gazetemiz matbaaya giderken 95.0 frekansı bir haftadır sessizdi. Açık Radyo Yayın Yönetmeni Ömer Madra, radyonun susturulmasının hemen ardından programcılar ve çok sayıda dinleyicisinin katılımıyla radyo önünde bir basın açıklaması yapmış ve şöyle demişti: “Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptaliyle birlikte, FM yayına bağlı sürdürülen eş zamanlı internet yayını da sona erdi. Ancak karasal yayın lisansının iptali, radyonun kapanması anlamına gelmiyor. Radyonun yayıncı olarak başvurma hakkı olan farklı lisans biçimleri mevcut ve bunlardan biri ile yayının sürdürülmesi planlanıyor. Ayrıca karara karşı yürütmenin durdurulması istemli dava açılmış olup, hukuki süreçler halen devam etmektedir.” Son durumu Açık Radyo ekibinden İlksen Mavituna ile konuştuk.

Herkesin merak ettiği soru: Şimdi ne olacak? Detaylı bir açıklama yaptınız gerçi ama sonuç olarak bildiğim kadarıyla durum şu:  Lisans iptali için itiraz ettiniz, bu bir...  Bir de program durdurma için zaten itiraz etmiştiniz, mahkeme önce sizi haklı bularak yürütmeyi durdurdu, sonra da aynı mahkeme yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Bu dava da sürüyor ve bu sürece de sizin itirazınız sürüyor. Buralarda nasıl gelişmeler bekleyebiliriz ve frekansı geri alma ihtimali var mı?

Bildiğiniz gibi Açık Radyo’nun 24 Nisan 2024 tarihinde yayınlanan “Açık Gazete” adlı programına, RTÜK tarafından 22.05.2024 tarihinde 5 gün program durdurma ve üst sınırdan para cezası verilmişti. Biz de buna hukuki yollardan itiraz etmiştik. Bu sırada cezanın icrasının bir bölümde yaşanan teknik sorundan ötürü ikinci bir hukuki işlem ortaya çıkmıştı: RTÜK para cezasının ilk taksidini ödememize rağmen, yayın durdurma işleminin yürürlüğe konmadığı gerekçesiyle 03.07.2024 tarihli kurul toplantısında yayın lisansımızın iptaline karar verdi. Fakat bu sırada Ankara 21. İdare Mahkemesi, ceza kararına karşı açtığımız davada,  ceza kararıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verince RTÜK, lisans iptal kararını tebliğ etmedi.
İlksen Mavituna
Ancak, 08.10.2024 tarihinde 21. İdare Mahkemesi, dosyayı yeniden değerlendirdi ve bu kere (daha evvel üst mahkeme tarafından onaylanmış olmasına rağmen) yürütmenin durdurulması talebini reddettiğini tarafımıza tebliğ etti. Açık Radyo olarak yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair karara karşı üst mahkemeye itiraz ettik. Ancak RTÜK, üst mahkemeye itiraz aşamasını beklemeden, daha evvel aldığı 03.07.2024 tarihli lisans iptal kararını 11.10.2024 tarihinde tarafımıza tebliğ etti. Ve karasal yayın lisansımız iptal oldu. Karara karşı yürütmenin durdurulması istemli dava açıldı. Her iki dava için de sonucu bekliyoruz. RTÜK’ün aldığı kararın yasalara uygun olmadığı şeklinde bir karar verilmesi hukuki olarak yüksek olasılıkta. Biz bu davayı kazanacağımızdan eminiz. Böyle olduğu takdirde FM yayınımıza geri dönebiliriz. Bu sürecin çok zaman almamasını bekliyoruz... Yanı sıra, ceza davasına itirazımız ile daha sonra ortaya çıkan yürütmenin durdurulmasının iptaline itirazımız da mevcut... Buralardan da olumlu sonuçlar almayı bekliyoruz. Fakat bu olana kadar lisans iptaline itirazımız kabul edilmezse, yıllar içinde davalar olumlu sonuçlansa da FM’de bir frekansa kavuşmamız zor gözüküyor. Zira halihazırda İstanbul’daki karasal yayın regülasyonları oldukça karmaşık. 

Uygulamayı zaten kabul ettiğiniz bir ceza yüzünden karasal yayın lisansınız  iptal edildi. Hukuki açıdan problemli bir durum olduğu muhakkak ama basın ve ifade özgürlüğü açısından da gayet sıkıntılı bir durum. Bu açıdan neler söylersiniz?

1995 yılında kuruluş ilkelerimizi ilan ederken şöyle demiştik. “Neyi hedefliyoruz? 

Özel değil, özgür; tüm çıkar gruplarından bağımsız; ortak çabamızın ürünü; gerek kuruluşu, gerek işleyişi, gerekse yayınları açısından demokratik; temel insan hak ve özgürlüklerini savunan; “Görüntünün ardındaki görüntü”yü yakalamayı hedefleyen; hayatı ‘birebir’ ölçüde yansıtmaya özen gösteren (..) belli bir fikrî ve kültürel yapısı olan insanların bir arada olacağı bir ‘platform’ sağlamayı. Bu insanları demokratik, özgür ve kaliteli bir ‘mecra’ çevresinde bir araya getirmeyi. ‘Sağduyu’ya dayanan bir odaklaşmayı. Kısacası nefes alıp, vermeyi. ‘Temiz hava’ solumayı.’ Ve eklemiştik: “Haysiyetli işler yapmak lazım”. 

İşte Türkiye’de görsel ve işitsel medya alanının esenliğini sağlamak ve kamu yararına standartlarını belirlemekle memur Üst Kurul’un lisans iptal kararı verdiği Açık Radyo böyle bir yer... Üst Kurul’un yasanın öngördüğü cezasının icrası sırasında ortaya çıkan bir teknik aksama sebebiyle lisansını iptal ettiği bu platformun Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü alanına yaklaşık 30 yıldır sunduğu katkıyı gözetmesi, ve bu minvalde hem Açık Radyo hem de kamu iletişimi lehine bir karar vermesini beklemek demokratik temayüller uyarınca halen en büyük beklentimiz. Zira bu lisans iptali sadece Açık Radyo açısından bir kayıp değildir, kamu açısından; basın ve ifade özgürlüğü açısından telafisi mümkün olmayan bir kayba denk gelmektedir. 
Afiş: Rauf Kösemen
Frekansın susması sonrasında dinleyicilerden  gelen destek mesajları da etkileyiciydi. Pek çok sanatçı ve müzisyen de görüntülü mesajlarla size destek verdi. Dinleyicilerin ve basın meslek örgütlerinin desteği size bu süreçte moral verdi mi, onlara ne söylemek istersiniz?

Dinleyicilerimiz, sanatçı dostlarımız, akademisyenler, ulusal ve uluslararası basın kuruluşları, iklim ve çevre örgütleri, yerel ekoloji hareketleri, insan hakları örgütleri, hayvan hakları savunucuları, toplumun farklı kesimlerinden hak mücadelesi yürüten geniş bir kesimden destek mesajları aldık. İmza kampanyaları düzenlendi. Köşe yazarlar hakkımızda övgü dolu yazılar yazdı. Bunlar bize büyük bir cesaret vermiş durumda. Hemen her mesajı Açık Radyo web sitesine aldık ama burada birkaçını daha alıntılayalım: 

Radyo bildiğinizin dışında başka bir şeydir; akşam karanlığında karşıdan lodos eserken Cağaloğlu yokuşundan inmektir; eskiden parke taş kaplıydı, otomobil lastiklerinden cilalanmış yüzeyleri; kıvrımından dönerken, caddeye vuran kitabevi vitrinlerinin aydınlattığı kaldırımda yürümektir; karşıda denizi görmektir, denizde şehir hatları gemileri, gemi düdüklerini duymaktır; ana otobüs durağına yürümektir; radyoda "Gnossiennes" çalarken, tercihen birincisi; İstanbul'u anlatır bana, hatta üçüncüsü demli bir bardak çayı içmektir. Bilemezsiniz aradan neler geçer gider, göremezsiniz; radyom anlatır bana; götürür uzaklara zaman yolculukları yaptırıp getirir; geri teslim eder beni bana… Sesin daima açık, renklerin görünür, titreşimlerin hissedilir olsun benim sevgili radyom. Av. Hakan Demir”

“Açık Radyo, kâinata dair her şeyi kapsayan halka açık bir ‘enstitü’, bir ‘akademi’. Toplumsal hafıza kaydımda olsun diye bugün hiç ara vermeden, sesi ve sesin kesilmesini dinledim. Nalân Sakızlı”

“Radyo susmaz, Açık Radyo hiç susmaz. Açık Radyo biz, hepimiziz çünkü. Radyonun en güzel yanı o hepimiz duygusuna yer açması zaten. Radyo canlı, orda bir yerde, o anda oluyor ne oluyorsa. … Artık kim kulak verirse, kim olduğunu bilmediğimiz birileriyle aynı anda oradayız işte. O an "hepimiz" olduğumuz hâlimizle ordayız. Mutfakta, yürüyüşte, yalnız ya da birileriyle, ders mi çalışıyoruz, dükkanda mı, tuvalette mi, fark etmez, garip bir beraber olma hâli bu yüzden… Işıl Ertüzün”

“Bugün bir şey oldu, Bugün, o play tuşu çalışmadı. Panik olmadım; sadece bir iki dakika sessizliği dinledim, bir iki dakika da öylece kalakaldım. Sessizliğin, bir hacmi, bir kütlesi, bir alanı ve bir zamanı olduğunu biliyordum ve Açık Radyo susunca, onun da sessizliğini anlamaya çalıştım, o yüzdendir bir iki dakika, biraz kalakaldım, çünkü onun sessizliği ile hiç tanışmamıştım. Bu sessizlikte, kocaman kocaman şeyler oldu: Tüm topraklar çatladı, buzlar eridi, camlar kırıldı; denizler, okyanuslar çekildi; ormanlar, çiçekler, insanlar yok oldu. Bugün işte böyle kocaman bir şey oldu. Kocaman bir şey oldu ama kocaman da bir umudun yeşerdiğini, kocaman bir değişim ve dönüşümün de olacağını, kocaman insanlarla gördük… Yeşeren Güven”

Umuyoruz ve inanıyoruz ki  frekansı geri alacaksınız ama bunun olamadığı ya da uzun süreceği bir durum için ne tür bir planlama var? 

Planlamalardan bahsetmeden önce şunu vurgulamak lazım: 30 yıla yakın sürdürdüğü yayının toplumda yarattığı etki, bu yayının oluşturduğu yaratıcı bağlar ve ağlar şüphesiz ki hem Açık Radyo fikriyatının hem de mecrasının devamlılık garantisi. Burada ortaya çıkan sivil sesi, yıllara yayılan birikimi ortadan kaldırmanın imkanı yok. O yüzden söylüyoruz: Açık Radyo susturulamaz. 

Söylediğiniz gibi biz de frekansımızı geri dönme umudunu taşıyoruz. Bununla birlikte okuyucularınızın çok iyi bileceği gibi Açık Radyo web alanında halihazırda çok aktif. 2001 yılında kurulan web sitemiz o günlerden türünün az sayıdaki örneklerinden biriydi. Halen daha aktif. Bu alanda yıllardır çağdaş modellere elimizden geldiğince uyum sağlamaya çalıştık. En son bıraktığımız yerde web sitesi ziyaretçilerimizin üçte ikisi 18-35 arasındaki kitleye denk geliyordu! Yani radyo zaten kendini dijitalde de var etmiş bir mecra. Yaklaşık iki yıldır düzenli yayınladığımız haftalık e-bültenimiz, sosyal ağlardaki iletişim kanallarımız giderek daha çok izleyiciye ulaşacak. Üstelik daha yapacak çok iş var... Farklı alanlar ve iletişim kanallarını kullanmaktan hiçbir zaman çekinmedik. 

Şimdi önümüzde, tam haritası hukuki süreçlerle birlikte belirlenecek bir dizi senaryo var. Bunlardan durum ve şartlara en uygun olanını bir an önce devreye sokmak istiyoruz. Gözünüz ve kulağınız bizde olsun.


Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE