Yenidoğan bebek çetesi soruşturması: Kapatılan hastane sayısı artıyor, Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan açıklamalar

Yenidoğan bebek çetesi olarak kamuoyuna yansıyan oluşumla ilgili soruşturma sürüyor.

Söz konusu çetenin, İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nin kimi çalışanlarıyla ortak hareket ederek acil sağlık durumu olan bebekleri özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettiği, bundan haksız kazanç sağladığı ve bazı bebeklerin ölümlerine sebebiyet verdiği iddia ediliyor.

Bu çeteyle ilgili olarak İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarı üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinasyonunda 21 Mayıs 2023 tarihinde soruşturma başlatıldı.

Soruşturma kapsamında şüphelilerin tespiti ve adresleri belirlenirken, mağdur ve tanıkların ifadeleri alındı. İlgili kurumlardan evrak ve bilgi istendi.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu" kurulması istendi. Soruşturmada şüphelilerin adresini tespit eden savcılık düğmeye bastı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstanbul ve Tekirdağ'da kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak için operasyon başlattı. Operasyonlarda toplam 47 kişi gözaltına alınırken, 22'si tutuklandı, ayrıca tanık ve mağdur ifadeleri alındı.

Sağlık Bakanlığı Müfettişlerince hazırlanan uzman görüşü raporunda, çocuk hekimi yerine hemşirenin izlemine bırakılan yenidoğan bebeklerin yüzde 90'nın hayat haklarının ellerinden alındığı da raporda yer aldı.

Savcı Y.E. tarafından hazırlanan fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi uygulandığı ve yenidoğan bebeklerin yüzde 90'nın hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı.

Savcı Y.E.'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmada, kimliği belirlenen şüpheliler gözaltına alındı.

Şüphelilerden 4'ü serbest bırakılırken, aralarında 2 avukatından da bulunduğu 8 zanlı Büyükçekmece Adliyesi'ne sevk edilirken, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, ölen bebek 'maktul', 5 kişi 'müşteki', Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü 'suçtan zarar gören', 19 hastane ve sağlık şirketi 'malen sorumlu', 47 kişi de 'şüpheli sıfatıyla yer aldı

Soruşturma kapsamında ruhsatı iptal edilen hastane sayısı 10'a yükseldi.

Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.

SGK ise soruşturma yapılan SGK sözleşmeli hastanelere yönelik incelemelerin üç başmüfettiş ile üç müfettiş tarafından yürütüldüğünü aktardı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise çeteyi araştırması için parti temsilcilerinden bir heyetin kurulduğunu aktardı.

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na istifa çağrısı yaparak, "Başka bir ülkede olsa hükümet istifa ederdi. Bizde ise sorumluluğu olan siyasiler büyük bir yüzsüzlük ve pişkinlikle koltuğa yapışıyorlar" dedi.

Yücel, bebek ölümlerinde eski sağlık bakanı Fahrettin Koca ve ondan önceki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da sorumluluğu olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise yasal sürecin devam ettiğini vurgulayarak, “Bu illegaliteyi yapan, insanlıktan nasibini almamış insanlarımızla, gerçekten Türkiye’de sağlık hizmetini özveriyle sunan, gece gündüz çalışan, kendini insanlığa adamış sağlık çalışanlarımızın bir tutulmasını istirham ediyorum” diye de ekledi.

"Sağlıkta özelleştirme terkedilmeli"

İstanbul Tabip Odası ise yaşananlar ile ilgili olarak, “Sağlığın alınır satılır bir meta, hastaların müşteri, sağlık kuruluşlarının ise ticarethane durumuna getirilmesinin sonucudur” yorumunda bulundu.

“Bu gibi olayların yaşanmaması için uygulanmakta olan sağlığı piyasa dinamiklerine terk eden, özelleştirmeyi amaçlayan ve amacı kâr etmek olan politikalar terk edilmeli, sağlık giderleri genel bütçeden karşılanmalı, bütçeden sağlığa ayrılan pay artırılmalıdır” diyen kurum, yoksa bu gibi olayların daha çok yaşanacağı uyarısında bulundu.

İddianamede eski sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun hastanesi Özel Avcılar Hospital'ın da ismi var.

Müezzinoğlu, Oda TV'ye yaptığı açıklamada, "Yüzlerce çalışanımız oldu. Kimse yanlış yapmadı diyemeyiz. İddianameye bakmadım, kamuoyuna yansıyan dışında da bir bilgim yok. Ancak hastane yönetiminden bilgi aldım, o yüzden içim çok rahat. Çalışma arkadaşlarım işlerini iyi yapan kişilerdir" dedi.

TTB'den açıklama

Türk Tabipleri Birliği gelişmelerle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

"Yenidoğan Çetesi Olayı, Sağlıkta Piyasacı Dönüşümün Vahim Sonuçlarından Biridir; Çözüm ise Kamucu, Eşit, Ulaşılabilir, Ücretsiz, Nitelikli Bir Sağlık Sistemindedir

İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yapılmış özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri Türk Tabipleri Birliği olarak yakından takip etmekteyiz. Öncelikle, yetkili tabip odamız olan İstanbul Tabip Odası’nın konuyla ilgili inceleme başlattığını, süreci hızlı ve titizlikle yürütmekte olduğunu kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlık ile bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği açıktır.

Bizce çok açık olan bir diğer husus ise; bu olayın, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuş olmasıdır. Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çürütmüştür.

Sağlık Bakanlığı’nı halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz.

Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir. Ülkemizin maddi ve insan kaynakları bunu yapmaya yeterlidir."

Sağlık bakanı konuştu

Öte yandan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu,  CNN Türk canlı yayınında soruları yanıtladı.

Bakan şöyle konuştu:

"Bu yenidoğanla ilgili bize 2023 Mart sonu itibariyle bir ihbar geliyor bu hastanelerle ilgili önce CİMER'e, CİMER'den bakanlığa, bakanlıktan bize İl Sağlık Müdürlüğüne gidiyor ve bizim sağlık hizmetlerimizi denetleme elemanları ilgili hastanelere giderek denetliyorlar. Denetliyorlar ama ele geçer delil anlamında bir şey bulamıyorlar. Birkaç küçük eksiklik buluyorlar ama şunu fark ediyorlar, -onlara da çok teşekkür ediyorum- 'Ya burada bir sıkıntı var ama çok da hani biz delil bulamadık ama burada bir sıkıntı var' diye bana geliyorlar denetim ekibi. Biz de bu sefer oturuyoruz çünkü gidiyorsunuz, bir şey bulamıyorsunuz ama yani şüphelenmişler ama bununla ilgili bir delil bulacak bir mahkemeye veya bunları cezalandıracak bir şey elde edemiyorlar Mart'taki ilk şikayete istinaden. Tabii biz burada ne yaptık? Daha önce denetlemelerde de çok fazla bir şey bulunamadığı için biz burada ne yaptık? Sağ olsun İstanbul Emniyeti Mali Büro ekiplerinden bir amir arkadaşımız -daha önce de çalışmıştık bunları kaçakçılık şubesine, vesaireden- bunu çağırdık, ben bizzat kendim çağırdım. Kendi avukatım, hukuk müşavirimiz vardı İl Sağlık Müdürlüğünde, o ve ben, bir de bu mali şubeden amir arkadaşımız Mustafa Bey ve rahmetli oldu benim yardımcım dört kişi oturduk dedik ki 'Bununla ilgili bir şüphemiz var.' Bu şüpheyle ilgili -denetleme ekibinden de arkadaşımız vardı- 'Biz bunu çok gizli bir teknik takiple anca bulabiliriz' dedik. Bu 5 Mayıs 2023'te."

Bakan Memişoğlu, ilk şüphelerin SGK'nın dolandırıldığına yönelik başladığını aktararak şöyle devam etti:

"5 Mayıs'ta gizli olarak, kimsenin bilgisi olmadan, kayıttan geçirerek İstanbul Mali Şubeye yazı yazıyoruz biz İl Sağlık Müdürlüğü olarak. Ama bu yazıyı sadece 4 kişi biliyor İl Sağlık Müdürlüğünde. Neden? Çünkü bizim içimizde de kimin ne olduğunu bilmediğimiz için bunu çok gizli ve operasyonel yaptık. İçişleri Bakanlığı, biz ve Adalet Bakanlığı bu konuda gerçekten büyük bir uyum içinde çalıştı.Çünkü bir çeteyle uğraşıyorsunuz. Kimin olduğunu bilmiyorsunuz. İçeride de adam olabilir, dışarıda da adam olabilir. Başka yerlerde de olabilir. Bilmiyorsunuz. Bu operasyonu bu dört kişiyle başlatıyoruz. Başlatırken de bu gizli dinlemeler, teknik artık onu iddianamede görür arkadaşlarımız ama aynı zamanda biz denetlemeye devam ediyoruz bu hastaneleri. Yani tarihlere baktığın zaman biz bu hastaneleri devamlı yine denetlemeye ve oraya mümkün olduğu kadar bebek naklini yaptırtmamaya çalışıyoruz. Çünkü o sırada bebeklere kötü muamele edildiğini düşünüyoruz ama bebeklere bu şekilde teknik takibe takılacak kadar maalesef cani olabileceklerini hesaba katmıyoruz. Ama yine de biz ne yapıyoruz? Bütün ekiplerimizle bunları denetliyoruz. O savcılık ve mali şube bu işin takibine ve delilleri elde edinceye kadar." 

Memişoğlu, bakanlıklar olarak birlikte çalıştıklarını belirterek "İddianameyi gördüğünüz zaman bunun çok ayrıntılı çalışıldığını görecek herkes. Ve ne oldu? Gizlilik kararı vardı çünkü savcılıkta gizlilik kararı vermek zorundaydı ki bu çeteyi her türlü unsur ile yakalayabilelim" dedi. 

(Ajanslar, Ntv, BBC Tükçe,AA)


Kategoriler

Güncel