Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısını ardından siyasetteki son gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan şöyle konuştu:
"Bölgemizin içinde bulunduğu keşif ve karanlık atmosferde dışarıdaki meselelerle çok yakından ilgilenirken evimizin içini toparlamamız, yani iç cephemizi tahkim ve takviye etmemiz fevkalade önemlidir. Bunun yolu da evvel emirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten, farklı siyasi partiler ve toplum kesimleri arasındaki müşterek paydayı olabildiğince büyütmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken, şunu çok net söylemek isterim ki, siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesi mümkün değildir. Bu noktada esasen yapmamız gereken bellidir. Türkiye'nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin ve onların içimizdeki lejyonerlerinin gerilimi körüklemesine, 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmemeliyiz. Türkiye'yi kendi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz. Şunu hepimiz görmeli ve uyanık olmalıyız. Her kim siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa, kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim siyasi hırslarını ve ideolojik ön kabullerini bir tarafa koyma erdemi sergilemiyorsa, ülkemize ve milletimize büyük bir kötülük yapıyor demektir. Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirmeyi hedefleyen çabalarını sureti haktan görünerek hedef alıyorsa, milletin zihnini bulandırıyorsa, acı hatıraları tekrar geçiyorsa apaçık bir ihanet içerisinde demektir. Bunu şunun için söylüyorum. Malumunuz, Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Siyaset kurumunu üst üste yaşanan 3 seçimin sürüklediği yüksek gerilim hattından çekip çıkarma iradesi siyasi partilerle birlikte toplumumuzda da makes buldu. Üstüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Ancak tüm bunlarla eş zamanlı olarak bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye dönük girişimler de yoğunlaştı. Partisi tarafından dışlanmış, hatta istenmeyen adam ilan edilmiş kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşmasını, özellikle siyasette yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bulmuyoruz."
Erdoğan şöyle devam etti:
"Karşımızda girdiği tüm seçimleri kaybeden, son olarak parti içi yarışı da kaybederek rekor kıran bir zatın bizimle ittifak ortaklarımızla daha vahimi Türkiye'yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakarete varan ifadelerine cevap vermeyi kendimize zul addediyoruz. Aynı şekilde dün bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kötü, son derece kışkırtıcı, terörü ve şiddeti öven sahneleri de kesinlikle tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir. Bakınız biz sadece milletimizin farklı kökenden fertleri arasında değil, bölgemizin tamamında Türk, Türkmen, Arap, Kürt demeden herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz. Ama bakıyorsunuz birileri hemen bu kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişiyor. Kimse kusura bakmasın uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına biz izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken ve bu ateş her gün biraz daha ülkemiz sınırlarına yaklaşırken herkes aklını başına almalı, sorumlu davranmalı, sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Burada şunu da hatırlatmakta fayda olduğuna inanıyorum. Yumuşama iklimi ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor. Bölücü terör dahil, Türkiye'ye ve Türk demokrasisine yönelik her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tamdır. Milletimizin hafızasında yer edilmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz."
Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP lideri Bahçeli'nin DEM parti yöneticileri ile el sıkışması yeni bir diyalog sürecinin başlayacağı yönündeki tartışmaları da beraberinde getirmişti.