CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, CHP Genel Merkezi'nde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı görüşmeye ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklama sonrası Maliye Bakanı da bir değerlendirmede bulundu.
Karatepe, açıklamasında, "Enflasyonun bu kadar yüksek seyrettiği bir yerde asgari ücrete yılın ikinci yarısında zam yapılmamasını reddettik. Dolayısıyla asgari ücrete bir artışın yapılmasının zorunlu olduğunu ifade ettik. Benzer şekilde emekli aylıklarında artış yapılmasının zorunlu olduğunu ilettik" ifadelerini kullandı.
Vergide adalet konusuna dikkat çektiklerinden bahseden Karatepe, "Vergide adaletin sağlanması, insanların ekonomik güçleriyle orantılı olarak vergi ödemesini de paylaştık. Bugün Türkiye'de vergide adaletin olmadığını ifade ettik. Sayın Bakan'a düzenleme yapılması konusunda bazı önerilerde bulunduk" ifadelerini kullandı.
Karatepe, en düşük gelir grubundan her ay 2 milyar lira vergi alındığını belirterek, "Bunun kabul edilemez olduğunu dile getirdik" diye konuştu.
Bakan Şimşek'e TÜİK verileri için önerilerde bulunduklarını kaydeden Karatepe, şunları söyledi:
"TÜİK verilerine yönelik şüphelerin ortadan kalkmasını istiyorsanız bağımsız bir 'danışma kurulu' ya da 'hakem kurulu' gibi akademisyenlerden, konunun uzmanlarından bir heyet oluşturulabilir. Bunlar TÜİK verilerini şeffaf bir şekilde incelesinler ve tereddütlerin ortadan kalkması için yardımcı olsunlar."
Karatepe, Mehmet Şimşek ile görüşmesinde "Asgari ücretin artırılacağına ilişkin bir izlenim edinmediğini" ifade etti ve "Dört saatin sonunda acı reçeteyi yine vatandaşa çıkaran anlayışlarında bir değişim iradesi olmadığını maalesef gördük” diye konuştu.
Şimşek'ten açıklama
Maliye Bakanı Şimşek de gelişmeler üzerine bir açıklama yaptı.
CHP heyetini, "Cumhurbaşkanı'nın tensipleriyle kabul ettiğini ve protokol kurallarını uygulamadan kapıda karşıladığını" belirten Şimşek şöyle dedi:
"4 saati aşan görüşmede gündeme getirilen tüm konularla ilgili perspektifimizi şeffaf bir şekilde kendilerine anlattık. Önerilerini, demokratik nezaket ve ekonomik-mali gerçekler kapsamında not ettik.
Ancak sonrasında mesajlarının tribün ve taraftar kaygısıyla verilmiş olduğunu izledik. Umarım bu tutum ve yaklaşım diyalog ve normalleşme ruhunu zedelemez."