Diyarbakır Barosu'nun eski başkanı Tahir Elçi’nin 2015’te Sur’da Dört Ayaklı Minare önünde öldürülmesine ilişkin açılan davada karar açıklandı. Sanık polisler beraat etti. Elçi'nin avukatları ve hak örgütleri karar tepki gösterdi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin 28 Kasım 2015'te Sur ilçesinde basın açıklaması yaptıktan sonra öldürülmesiyle ilgili davanın karar duruşması 12 Haziran’da Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davada, tutuksuz yargılanan polisler Sinan T., Fuat T. ve Mesut S.’ye “bilinçli taksirle ölüme neden olmak” suçlaması yöneltilmişti
Dava iddia makamının, savcının sanık polislerin beraatine yönelik verdiği mütalaanın okunmasıyla başladı. Sanık polisler Fuat T., Sinan T. Ve Mesut S., Uğur Y.’nin yeterli delil bulunmaması sebebiyle ayrı ayrı beraatine katılmasına dair mütalaa okundu.
Mütalaaya karşı Tahir Elçi’nin kardeşi Mehmet Elçi söz alarak Tahir Elçi cinayetin planlı olduğunu ve gözler önünde olduğunu ifade etti. Tahir Elçi’nin "Bölgede silah, çatışma, savaş istemiyoruz” dedikten beş dakika sonra öldürüldüğünü hatırlatan Mehmet Elçi, olay anına dair şunları söyledi: "Kameranın kapatıldığını gördük kim yaptı? Neden yaptı? 13 saniye sonra yerde olduğunu gördük. O 13 saniyede ne oldu diye kime sordunuz? Mahkeme olarak en baştan beri bu cinayeti çözmemek için uğraştınız. Şimdi ise sanıkların beraatine karar veriyorsunuz kabul etmiyoruz.”
Türkan Elçi’nin vekili Avukat Gamze Yalçın, "Tahir Elçi katledildikten sonra hiçbir soruşturma makamı, gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmamıştır. Tahir Elçi’nin vurulduğu alanda deliller numaralandırılmış olsaydı, Elçi’nin başına isabet eden mermi çekirdeği bulunur, failler ortaya çıkarılırdı. Olay yeri incelemesi yapılmaması ve delillerin toplanmaması nedeniyle deliller kayboldu. Cinayetten dört ay sonra inceleme yapıldı. Londra Üniversitesi'nden gelen rapor olmasaydı, Tahir Elçi dosyası zaman aşımından düşecek, faili meçhul kalacaktı. Soruşturma makamlarının kemikleşmiş tavrı, yargılama makamına sirayet etti. Kovuşturma aşamasında esasa etki edecek taleplerimiz değerlendirilmedi ve deliller toplanmadı. Tüm taleplerimizi reddettiniz" dedi.
Davada tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut S., Fuat T. ve Sinan T. hakkında beraat kararı verildi. Karar açıklanmadan önce avukatlar mahkeme heyetini alkışlarla protesto ederek salondan ayrıldı.
Avukatlar ve duruşmayı takip edenler adliye önünden Tahir Elçi'nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare önüne yürüyüş yaptı.
Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması
Burada bir basın açıklaması düzenlendi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren kararı AYM'ye taşıyacaklarını belirterek "Bu kararın Kürt toplumu nezdinde bir anlamı yok. Kürt toplumu da Türk toplumu da ilk gün kararını verdi. Bu kararını verirken Tahir Elçi'nin kimliği üzerinden vermişti, bu kararı verirken insan hakları mücadelesi üzerinden, neden hedef gösterildiği üzerinden vermişti. Biz bu toplum vicdanındaki kararın gerçekten mahkeme salonlarında tutanaklara geçmesi için de mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, yaklaşık 8 buçuk yıldır hem kovuşturma hem soruşturma süreçlerinin pratiklerinden dava sonucunun ne olacağını tahmin ettiklerini belirterek, "Bundan tam 1120 gün önce tam da arkamızda gördüğünüz Dört Ayaklı Minare önünde Tahir Başkan bu kentin tarihi dokusu, kültürel dokusu yıpranmasın diye açıklama yaparken tam da burada katledildi. Bu karar en hafif tabiriyle insanın aklıyla alay etmektir. Buna müsade etmeyeceğiz. Bunu çok net olarak ifade etmek istiyorum. Bu ülkede bir cinayet işlendi ve dönemin başbakanı bu siyasi bir suikasttir dedi. Dönemin başbakanını bile dinleyemedi bu mahkeme. 11 celsedir biz oradayız sanıklar yok. Sanıkların yüzünü görmeden bir yargılama yapıldı. Sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz" diye seslendi.
Hak örgütleri de karara tepki gösterdi. Uluslararası Af Örgütü " Tahir Elçi cinayeti davasında yargılanan üç polis memurunun beraat ettirilmesi adalete ağır bir darbedir" açıklaması yaptı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Direktör Yardımcısı Dinushika Dissanayake şunları kaydetti:
“Tahir Elçi’nin güpegündüz öldürülmesinden neredeyse dokuz yıl sonra bugün açıklanan karar, ailesine ve daha geniş anlamda Türkiye’deki insan hakları topluluğuna ağır bir darbedir. Karar, yetkililerin Elçi cinayetine ilişkin kapsamlı, hızlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütmekteki vahim başarısızlığını daha da net bir biçimde ortaya koydu. Bu başarısızlık, sorumluların adaletten kaçmasını mümkün kılmıştır”
Dissanayake sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Tahir Elçi’nin hayatının, tam da sona erdirmek için mücadele ettiği şiddet yüzünden yarıda kesilmesi ve öldürülmesine ilişkin davada adaletin, tüm hayatını ortadan kaldırmaya adadığı yaygın cezasızlık sonucu sağlanmaması tatsız bir ironidir. Yetkililerin cinayetin sorumlularından hesap sorma başarısızlığı Elçi’nin sevenlerinin kalbinde bir diken ve Türkiye’nin adalet sistemi üzerinde kara bir lekedir.”
Tahir Elçi 28 Kasım 2015’te, Diyarbakır’da bir basın açıklaması yaptıktan kısa bir süre sonra başından vuruldu. Polisten kaçarak sokağa giren iki kişiye seri şekilde ateş eden polislerin ateşi durunca Elçi'nin başından vurularak öldürüldüğü görüldü.
Bağımsız araştırma kuruluşu Forensic Architecture’ın hazırladığı 2019 tarihli bir rapor, Tahir Elçi’nin büyük ihtimalle orada bulunan üç polis memurundan biri tarafından öldürüldüğü sonucuna vardı. Üç polis memurunun ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan yargılanmasına ilişkin iddianame ancak bu araştırmadan sonra, Mart 2020’de kabul edildi.
(Ajanslar, Evrensel, Agos)