YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Seçim sonuçları ne anlatıyor?

Burada herhalde üzerinde önemle durmamız gereken konu CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun artık Erdoğan’ın en önemli rakibi haline gelmesidir. Dolayısıyla muhalefet cephesi, artık seçeneksiz değil. İktidar açısından ise durum hayli kritik. Erdoğan seçimden önce “Bu artık son seçimim” demişti. Parti içinden ve koalisyon ortağı MHP’den bu durumu kabullenmeyen sesler çıksa da, 31 Mart gecesi sonuçlar belli olduktan sonra balkon konuşmasında Erdoğan’ın verdiği mesaj ilginçti.

31 Mart Yerel Seçimleri’nin sonuçları büyük oranda belli oldu. Dikkatlerin çevrildiği İstanbul’da Ekrem İmamoğlu CHP’ye en çok şans veren anketleri bile geride bırakarak rakibi Murat Kurum’a 10 puanlık bir fark atmış görünüyor. Ankara ve İzmir’de de beklendiği gibi CHP adayları kazandı ancak daha da önemli olan CHP’nin İç Ege ve Karadeniz’in bazı bölgelerinde de yeni belediye başkanlıkları kazanmış olması. 

Bu sonuçlara bakarak AKP-MHP koalisyonunu bir gerileme dönemine girdiği söylenebilir. Bunda herhalde en büyük etken, ekonomideki kötü gidişin derinleşerek sürmesi ve toplumun önemli bir kesiminin artık büyük bir umutsuzluğa kapılmasıdır diyebiliriz. Gerçi bu ortamda bile AKP’nin Zeytinburnu, Güngören, Bağcılar, Pendik, Esenler gibi ilçelerde gücünü koruması dikkat çekici.

Türkiye çapındaki manzaraya baktığımızda ise belediye başkanlığı oyları açısından CHP az bir farkla da olsa AKP’nin önüne geçmiş durumda. İl genel meclisi açısından oy oranlarına baktığımızda ise CHP yine az bir farkla da olsa AKP’nin önünde.

Bu çok önemli bir kırılma. CHP’nin ilk kez öne geçmiş olması hayli dikkate değer. Beri yandan toplumun büyük bir kesimini nefessiz bırakan ekonomik darboğaza rağmen AKP’nin hâlâ CHP ile başabaş olması da dikkate değer. 

Burada herhalde üzerinde önemle durmamız gereken konu CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun artık Erdoğan’ın en önemli rakibi haline gelmesidir. Dolayısıyla muhalefet cephesi, artık seçeneksiz değil. CHP açısından İmamoğlu en büyük sınavını verdi ve belli ki parti içindeki muarızları da durumu kabul edecektir. Gerçi bu denklem içinde Mansur Yavaş’ın da ağırlık kazandığını söyleyebiliriz.

İktidar açısından durum hayli kritik. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimden önce “Bu artık son seçimim” demişti. Parti içinden ve koalisyon ortağı MHP’den bu durumu kabullenmeyen ve Erdoğan’ın tekrar aday olması için “erken seçim” seçeneğini ya da Anayasa değişikliğini ortaya atan sesler çıksa da, 31 Mart gecesi sonuçlar belli olduktan sonra balkon konuşmasında Erdoğan’ın verdiği mesaj ilginçti: “Geçen sene bu zamanlar başlayan seçim maratonu artık tamamlanmıştır. Son 1 yıldır ülkemizi ve ekonomimizi yoran seçim defterinin bugün itibarıyla kapanması bile büyük bir kazançtır. Türkiye’nin önünde 4 yıldan fazla bir süre var. Bu zamanı çok iyi değerlendirmemiz önemli.”

Erdoğan bu sözlerle erken seçim seçeneğine kapıyı kapatmış mı oldu? Şimdilik böyle ancak elbette siyasette dengeler her an değişebilir.

Seçim öncesinde Agos’un başyazısında şöyle demiştik: “İstanbul için seçim ve belediye meclisi dengesi İmamoğlu'nun beklediği gibi şekillenirse, siyasi zeminin de değişmesi söz konusu olabilir.”

Kesin olmayan seçim sonuçlarına göre bu ihtimal gerçekleşmiş görünüyor. Yani siyasi zeminin değişmesine artık tanık olacağız, burası açık. Türkiye’nin yeni seçim haritası bile bize çok şey söylüyor.

Peki bu sonuçlar AKP ya da Erdoğan döneminin artık sona ermeye başladığını mı gösteriyor? Genel hava böyle ise de yine de temkinli olmakta fayda var. Yaşanan mağlubiyet karşısında iktidar cenahının sözcüleri “Sonuçta bu bir yerel seçim” diyerek tabloyu hafifletmeye çalıştılar. Bu küçümsemeye elbette ki kapılmamak gerekir, ancak Erdoğan’ın şartlar ne kadar aleyhine olursa olsun devletin tüm imkânları kullanarak tabloyu terse çevirdiğine de daha önce tanık olduk.

Sanıyoruz ki CHP’nin ve İmamoğlu’nu bundan sonraki performansı, artık belirleyici olacak.