Rusya ve İsrail sahra hastanesi kurdu, TTB sorunları dile getirdi

Sağlık Bakanlığı ve TSK'nın yanısıra Rusya ve İsrail de deprem bölgesinde sahra hastaneleri kurdu. Türk Tabipler Birliği ise bir basın toplantısıyla deprem bölgesinde yaşanan sorunları dile getirdi.

Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği, “Kahramanmaraş'ta afet bölgesinde kurulan Rusya Acil Durumlar Bakanlığı'na ait sahra hastanesi tam kapasiteyle çalışmaya başladı. 40'tan fazla doktor nitelikli tıbbi yardım sunuyor. Tedavi, cerrahi ve resüsitasyon üniteleri ilk hastalarını kabul ediyor. Hastane,7/24 hizmet verecek” açıklamasını yaptı.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), 15 Hava Kuvvetleri kargo uçağıyla, yüzlerce ton ekipman, arama kurtarma uzmanları, askeri sağlık görevlileri ve Sağlık Bakanlığı doktorları dahil olmak üzere yaklaşık 230 kişilik ekiple çarşamba akşam saatlerinde sahra hastanesi kurmak için Kahramanmaraş’a geldi.

Hastane, Kahramanmaraş’ta arama kurtarma ekiplerinin faaliyet gösterdiği yerin yakınına inşa edildi.

Adıyaman'da UMKE (Ulusal Medikal kurtarma Ekibi)  tarafından Altınşehir İmam Hatip Ortaokulu bahçesinde yaklaşık 400 metrekare alan üzerine sahra hastanesi kuruldu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca depremin üçüncü günü yaptığı açıklamada 10 ilde  77 sahra hastanesi kurulduğunu söylemişti. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise “Bölgede Sağlık Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıklı basın toplantısı düzenledi.  Hekimler halk sağlığını tehlikeyi düşüren bir durum yaşanmaması adına “barınma, temiz gıda ve su” temininin hızla sağlanması uyarısını hatırlattılar.

Bölgede kurulan sahra hastanelerinin kapasitelerine dair sorulan bir soruya cevap veren TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut; “Örneğin Adıyaman’da 3 sahra hastanesi kuruldu deniliyor ortada yalnız bir hastane var. O diğer ikisi nerede biz de bilmiyoruz” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, hekimlerin deprem bölgesinde uzun süre kalmalarının olanaksız olduğunu, tükenmeyi önlemek adına dönüşümlü çalışmanın gerektiğini vurguladı. Fincancı, hayatını kaybeden yurttaşların kimliklendirme ve ölüm nedenlerinin tespitinin çok önemli olduğunu belirtti. Sahada bulunan adli tıp uzmanlarının kimliklendirme süreçlerine yetemediğini, Adalet Bakanlığı’nın adli tıp uzmanlarının görevlendirmelerinde engel çıkardığını ifade eden Fincancı “Burada bir iletişimsizlik ve organizasyonsuzluk söz konusu. Elektriğin olmadığı koşularda hızla jeneratörlerin kurulması, sağlık birimlerinin oluşturulması ve hızla TTB ile işbirliği içinde bu tür ortamların hazırlanması mümkün olabilecekken ne yazık ki bu olamadı” dedi.

TTB MK üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları “Antep’teki bir hastanede su olmadığı için laboratuvarları çalışmıyor. Birçok hastane depremden zarar gördü ve meslektaşlarımız hastanelerde deprem riskiyle çalışmaya devam ediyorlar.” dedi.

TTB Merkez Konseyi önceki dönem 2. Başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu da  "Hatay'da durum o kadar vahim ki, ben geleceğe dair iyi bir şey söylemekte zorluk yaşıyorum.” dedi. Hatay’ı bombalanmış bir kente benzettiğini söyleyen Dr. Çerkezoğlu, “İlk iki gün burada bir enkaz çalışması yapılmadı. Bugün yani depremin 3. günü buraya bir akın var. Fakat yaşamsal süre dolmak üzere. Hatay kaderine terk edilmiş durumda ve ciddi bir insanlık krizi yaşanıyor” dedi.

Çerkezoğlu’nun ardından yerinde ziyaret ettiği Hatay’dan basın toplantısına bağlanan TTB 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, “Hatay’da AFAD binası çökmüş. Koordinasyon sağlanamamış. Kendi binası çöken AFAD depremi nasıl yöneteceği şüphelidir.” dedi. AFAD’dan kimseye ulaşamadıklarını sözlerine ekleyen Ökten, Sağlık Bakanlığı’na gönüllü hekim listesi yolladıklarını ancak ondan da bir geri dönüşün halen sağlanmadığını ifade etti. Su ve elektrik sorunu sebebiyle bu aşamadan sonra salgın sorunlarının yaşanabilir olduğuna dikkat çeken Dr. Ökten; "Bunların en yoğun olduğu yerler Hatay ve ilçeleridir", dedi.

(ANKA, Şalom, Evrensel)

Kategoriler

Güncel