Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının “Taban maaş hakkımız geri verilsin” talebiyle Ankara’da gerçekleştirdiği gösteriye yönelik polisin sert müdahalesini Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis gündemine taşıdı.
HDP’den Gülistan Kılıç Koçyiğit, önergesinde şunları belirtti:
“Öğretmenlere yönelik şiddeti sert biçimde kınıyoruz. Polisin orantısız ve kanunsuz güç kullandığı eylemde 9 eğitim emekçisi kötü muameleyle gözaltına alınmıştır. İnsanca yaşam talep eden, emeğinin karşılığını isteyen öğretmenlere biber gazı ile saldıran polisin, nefret ve şiddet dolu tutumu haklı olarak pek çok insanı rahatsız etmiş ve tepkilere neden olmuştur.
Gösterilen tepkiler sonrasında şiddeti, sokaktaki işkenceyi savunan İçişleri Bakanı bu şiddetin birinci dereceden sorumlusudur. İçişleri Bakanı polis şiddetini örtbas etmeye, eğitimciye karşı gerçekleştirilen saldırıyı unutturmaya ve elbette şiddete karşı bir arada yaşama arzusu içinde olan kesimleri hedefine almaya niyetli bir şekilde, eğitimci bir kadının partimizin bayrağıyla çektirdiği umut dolu fotoğrafını ‘suç’ olarak adlandırmıştır.
Asıl suç, İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki polislerin barışçıl protestolarda eylemcilere yönelik gösterdiği işkence pratikleridir. Partimizin değerlerini benimsemiş her bir yurttaş, bu ülkede yasalarla korunan eşitlik ilkesine haizdir.
Bir bakan tarafından eğitimci bir kadının fotoğrafının paylaşılması cinsiyetçi, tekçi ve eril sistemin sürdürülmesinin amaçlandığını göstermektedir. Milyonlarca insanı temsil eden HDP üzerinden eğitim emekçilerini hedef almak hiç kimsenin haddi değildir.
Bizler farklılıkları ile bir arada yaşayan halklar bahçesini tüm engellemelere rağmen yaşatmaya devam edeceğiz. Eğitim emekçilerinin talebi talebimizdir.”
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık Meclis'e sunduğu önergede şöyle dedi:
“Bugün, CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erkek, öğretmenlerimize yönelik “Al bunu” ifadelerini kullanan polis hakkında işkence ve kötü muamele nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Öğretmenlerimize yönelik bu muamele, görevi kötüye kullanmaktır. Bu polisin daha önceki eylemlerde de provokatif davranışlarının olduğu, kötü muamelelerde bulunduğu bilinmektedir. Öğretmenlerimize yönelik bu muamele asla kabul edilemez.
Diğer taraftan, Bakan Süleyman Soylu’nun öğretmenlere ve öğrencilere sahip çıkmadığı, korumadığı da ortadadır. Öğretmenlerimiz, çalıştıkları okullarda ciddi mağduriyetler yaşamaktadır.
Eğitim sistemindeki sistemsizliğe, yaşadıkları sorun ve zorluklara karşın evlatlarımızı yetiştirmek için heyecanla görev yapan, çocuklarımızı ve geleceğimizi emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimiz, çalıştıkları özel okullarda, adil olmayan şartlarda ders vermekte, kimi durumlarda asgari ücretin altında aylıklar ile sözleşmelerinden kaynaklı olarak tazminat hakkı da olmadan ders vermektedir.”
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, kuruluşunun birinci yılında, asgari ücretin altına düşen ücretlere, sözleşme dayatmasına ve uzun mesailere karşı Ankara’da toplantı yapmış, toplantının ardından da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak istemiş, polis öğretmenlere biber gazıyla müdahale etmiş ve dokuz kişinin gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel sektör öğretmenlerinin Ankara'daki eylemine polisin müdahale etmesi ve bazı kişileri gözaltına alması sonrası gelen tepkiler üzerine açıklama yaptı.
Özer, “Bakanlık olarak devletteki öğretmenlerimizle özel eğitim kurumlarındaki öğretmenlerimizi ayırt etmiyoruz. Her birinin çalışma koşullarını çok daha iyi bir noktaya getirmek için, çok daha iyi ortamlarda eğitim vermelerini sağlamaları için gece gündüz demeden çalışıyoruz. İki güzide meslek grubu yani öğretmen ve polisleri karşı karşıya getirmeyle ilgili her türlü manipülasyona şiddetle karşıyız” dedi.