YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Ekonomide kriz yokmuş gibi

Türkiye enflasyon açısından, bugün savaşta olan Ukrayna’dan bile daha kötü durumda. Bu tabloya ek olarak bir de şöyle bir veri paylaşayım: DİSK-AR’ın Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden hareketle hazırladığı 19 Mayıs’a özel Genç İşsizliği Bülteni’ne göre, Türkiye’de 2,3 milyon genç işsiz var; her dört gençten biri ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor;

Bu yazının yazıldığı saatlerde Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam ediyordu ve ABD Doları 16 TL seviyesine yaklaşmıştı. Bir nevi serbest düşüşteyiz yani. Bu tablonun hükümetin eseri olduğunu, yani faizleri ısrarla düşük tutma politikası nedeniyle oluştuğunu defalarca yazmıştım. Krizin nedenlerine tekrar dönmeyeceğim ama bu politikada ısrar edilmesi, içinde bulunduğumuz ekonomik bunalımı derinleştiriyor ve ABD Doları ile birlikte enflasyon da yükseldiği için bilhassa dar gelirliler, ne yapacaklarını bilemez hâldeler. Ortada bu krizden çıkış için bir plan da görünmüyor. Hükümet böyle bir mesele yokmuş gibi bir tutum içinde. Bu, krizi daha da kronik hâle getiriyor. 

Kurdaki bu son yükseliş için Reuters Ajansı’na konuşan, bir bankanın döviz işlemcisi “Dolar/TL’de 15 üzerinde bireysel talep görmeye başladık, yabancılar ise çok aktif değil piyasada. Kurumların döviz talebi çok yüksek. Döviz arzı ise sadece kamudan yapılıyor. Enerji ithalatı için de yüksek bir döviz ihtiyacı var” diyor ve ekliyor: “Dış şartlar da Türkiye lehine değil. Dolayısıyla dolar/TL’nin 15 altında kalması imkânsızdı. Şimdi yeni politika seti içinde dolar/TL’nin hangi bantta kalacağını ve bu yeni bandın ne kadar sürdürülebilir olduğunu görmeye çalışıyoruz...”

Dünya gazetesine konuşan önde gelen ekonomistlerden Cevdet Akçay da şunları söylüyor:

“Temel bir problem görüyorum. Bizde Fed’in (Amerikan Merkez Bankası) yaptığının tam tersini görüyoruz. Yönetim enflasyon konusunda daha endişesiz ve sanki piyasayı da kendi endişesizliğine çekmeye çalışıyor gibi, fakat işe yaramıyor. Çünkü bu enflasyon hem yaşanan bir şey, hem veri ve rakamlarda görünen bir şey, bir de insanları gerçekten korkutan bir şey. Dolayısıyla bence önce bizim Merkez Bankası’nın da en az piyasalar ve insanlar kadar endişeli olması gerekiyor, enflasyon konusunda. (...) Enflasyon patladı fena hâlde ve daha da yukarı gidecek gibi görünüyor. Bu enflasyon dinamiği ve bu kur düzeyi ile bunu bir yerde tutmaya çalışmak zorundalar.”

Akçay, “Sizce şu anda Türkiye ekonomisinde hangi problem daha öncelikli?” sorusuna şu yanıtı veriyor: 

“Enflasyon. Uzak ara enflasyon. 10 tane gelişmekte olan piyasaların 2010 yılından bu yana FX indeksine baktığımızda, 2016’nın sonbaharında kopmuş bir tane kur var. Yani 100’den başlayıp 1018’e gelmiş Türk Lirası. Ondan sonra en kötü performans gösteren, 100’den 372’ye gelen, bugün savaşan Ukrayna. Yani bu resim, normal bir resim değil.”

Özetle, Türkiye enflasyon açısından, bugün savaşta olan Ukrayna’dan bile daha kötü durumda. Bu tabloya ek olarak bir de şöyle bir veri paylaşayım: DİSK-AR’ın Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden hareketle hazırladığı 19 Mayıs’a özel Genç İşsizliği Bülteni’ne göre, Türkiye’de 2,3 milyon genç işsiz var; her dört gençten biri ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor; yükseköğrenim mezunu gençlerin giriş ücretleri asgari ücret civarında kalıyor.

Hükümet, bu meselelerle uğraşacağına muhalefete yönelik siyasi baskıların daha da artırmanın ve ortamı germenin peşinde. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezaların Yargıtay tarafından onanmasını başka türlü açıklamak herhâlde mümkün değil. Gezi Davası’nda verilen cezaları da bu çerçevede tekrar hatırlatmak gerekir. 

Bunlara bir de konser yasakları eklendi. Aynur Doğan’ın Kocaeli’de ve Metin-Kemal Kahramanı’ın Muş’ta vereceği konserler yasaklandı, geride bıraktığımız hafta. 12 Eylül rejimini aratmayan uygulamalar bunlar. Bunlara ilave olarak Eskişehir Valiliği, 12–15 Mayıs’ta Teoman, Haluk Levent, Hayko Cepkin, Levent Yüksel ve Yeni Türkü gibi isimlerin katılımıyla yapılması planlanan Anadolu Fest adlı müzik festivalinin hemen öncesinde, ildeki toplu etkinlikleri 15 gün süreyle yasaklama kararı aldı. Festivalin 9–12 Haziran arasında yapılacağı söyleniyor ama bundan emin olmak şu ortamda hiç mümkün değil. 

Hükümetin şu gidişat içinde gündemi değiştirmek için yeni hamleler yapması da cabası. Durduk yere Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’na dozerler girdi. Yıllar önce bu araziyi gözüne kestiren AKP, çok büyük paralar harcayıp, İstanbul’un kuzeyine, doğayı da mahvederek, ulaşılması çok zor devasa bir havalimanı inşa etti. Sonra da ulaşımı hayli kolay, kapısına kadar metroyla gidebileceğimiz Atatürk Havalimanı’nın arazisine önce hastane yapmaya karar verdi, şimdi de “Millet Bahçesi yapacağız” açıklamaları eşliğinde dozerleri araziye soktu. 

Bu haftanın raporu da bu. Hepimize kolay gelsin.