Rusya’daki resmi söyleme göre 'savaş' diye bir şey yok. 24 Şubat’ta Ukrayna’nın geniş ölçekli istilası ‘özel harekat’ olarak adlandırılıyor.
Rusya’nın Ukrayna’daki saldırısının ve işgalinin ardından iki hafta geçti. Rusya hükümeti bunu nasıl gerekçelendiriyor ve sıradan vatandaşlar durumu nasıl algılıyorlar? Rusya’da neler oluyor?
Rusya’daki resmi söyleme göre 'savaş' diye bir şey yok. 24 Şubat’ta Ukrayna’nın geniş ölçekli istilası ‘özel harekat’ olarak adlandırılıyor. Rusya vatandaşlarının çoğu savaş haberleri karşısında hazırlıksız yakalandı. Devletin anlatısına göre “Vladimir Putin ve hükümet Ukrayna topraklarına askeri kuvvetler göndermek zorunda bırakıldı; bu bir savaş değil, Doğu Ukrayna’daki Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’ndeki nüfusu korumak ve Rus nüfusu tehdit eden milliyetçileri zapt etmek amacıyla gerçekleştirilen bir özel barış harekatı.” Bu anlatı devlet kontrolündeki televizyon kanallarından yayılırken aynı zamanda Rusya’daki okullarda 1 Mart 2022 itibariyle uygulamaya konulan “Vatanım” isimli özel derslerde, Ukrayna’daki silahlı çatışma üzerine 6-11 sınıflar arasındaki öğrencilere ders veriliyor (BBC News, Rus Servisi).
Savaş karşıtı protestolar
İki millet arasındaki derin tarihi ve kültürel içiçe geçmiş olma hali devletin resmi söylemini bozmakta önemli bir role sahip. Savaşın ilk gününden itibaren binlerce Rusya vatandaşı ülke çapında savaş karşıtı protestolarla sokaklara döküldü ve polisin sert baskısıyla karşılaştılar. Sokağa çıkanların pek çoğunun Ukrayna’da yaşayan akrabaları ve arkadaşları olması bu savaşın Putin hükümetinin “Ukraynalı kardeşlere” yönelttiği affedilemez bir suç ve korkunç bir trajedi olarak görülmesini getirdi. Rusya’da devlet baskısına karşı en etkili bir şekilde direnen sosyal hareketlerden birisi olan Feminist hareket, manifestolarında Ukrayna’daki işgale ve savaşa karşı birleştiklerini duyurdu ve dünyanın dört bir yanındaki feministleri de harekete geçmeye çağırdı.
Savaşa karşı çıkan sesleri bastırmak ve protestoların büyümesini önlemek için Rusya Parlamentosu Ukrayna’da savaştan bahsedilmesi durumunda 15 yıl hapis cezası getirecek bir yasa geçirdi. Bazıları devletin ‘savaş’ kelimesinin kullanılmasını sansürleme çabalarıyla alay etmek için sosyal medya’da Rus yazar Leo Tolstoy’un ünlü “Savaş ve Barış” romanının ismini “Özel Harekat ve Barış” olarak değiştirdi.
Gözaltılar
Rusya’daki bağımsız insan hakları medya projesi OVD-Info’ya göre Ukrayna’daki savaşın başından bu yana 140’tan fazla şehirde 13. 000 kişi savaşı protesto ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı. Bunun ardından Dozhd ve Novaya Gazeta gibi liberal medya kuruluşlarına yönelik engellemeler geldi. Rus haber platformu Agency’nin raporu 150’den fazla basın emekçisinin bir buçuk hafta içerisinde ülkeyi terk ettiğini söylüyor. Ayrıca bazı vakalarda editoryal ofislerin bütün çalışanlar tarafından terk edildiğini öğreniyoruz. Ülkeyi terk eden insan sayısına dair bir veri olmamasına rağmen internetteki uçuş güzergahları verileri ve sosyal medyada paylaşılan pek çok mesaj çok sayıda Rusya vatandaşının yurtdışına çıktığını gösteriyor. AB ülkelerinin bir kısmında uygulanmaya başlanan vize yasakları sebebiyle Güney Kafkasya ve Türkiye gibi göreceli olarak daha düşük bütçe gerektiren yerler çok rağbet görüyor.
Sosyolog ve aktivist Grigory Yudin’in belirttiği gibi sokağa çıkan insanlar “beyin sarsıntısı geçirebilirler, geceyi nezarethanede geçirebilirler, veya iç çamaşırlarını çıkarmak zorunda bırakılabilirler [çıplak arama], veya [muhtemelen] haklarında bir ağır suç davası açılabilir.” Rusya polisinin protestocularla baş etmekte kullandığı zulmü düşününce savaşa karşı protestoya katılmak için sokağa çıkmak olası riskler için hazırlıklı olmayı gerektiriyor.
Siyasete ilgisizlik
Yudin’in açıkladığı gibi Rus toplumu büyük ölçüde derin bir apolitizm içerisinde ve vatandaşların büyük çoğunluğu siyasi katılımı anlamsız görüyor. Siyasi katılımın düşük olması ve siyasi gelişmelere karşı ilgisizlik devlet anlatısının geniş kesimler tarafından kabul edilme ihtimalini artırıyor. Rusya’daki kamuoyu yoklamalarına ciddi bir şüpheyle yaklaşmamız gerektiğini belirtmekle birlikte mevcut rakamlar nüfusun yaklaşık %60’ının askeri harekatı desteklediğini gösteriyor -dikkat edilmesi gerekir ki savaşı değil. Bunun dışında çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu nüfusun %20-25 civarının hükümetin politikalarına karşı durdukları anlaşılıyor. Bağımsız araştırma merkezi Levada Center’ın sunduğu verilere göre Rusların Ukrayna’ya yönelik tavrı kötüleşmiş durumda. 2021 Kasım’ında Rusların %45’i Ukrayna hakkında iyi bir tutuma ve %43’ü kötü bir tutuma sahipken, Şubat 2022’de bu oranlar %35 ve %52 şeklinde değişti.
Putin’in söylemi
Putin Ukrayna istilasının hedefinin “Kiev rejimi tarafından istismar ve soykırıma maruz bırakılan insanları korumak” olduğunu söylerken aynı zamanda sistematik bir şekilde “Ukrayna’yı askerden ve Nazilerden arındırma” iddiasını tekrarladı. Büyük Vatanseverlik Savaşı tarihi ve Sovyetlerin Nazilere karşı savaşı, Rus kolektif hafızasında hala can alıcı bir yere sahip olduğu için ‘Nazilerden arındırma’ referansı burada özellikle seçilmiş. Ukrayna’daki savaşı desteklemek için hazırlanan videoda bir grup Rus erkek çok sayıda Rus bayrağıyla ve arka planda duran destekçileriyle birlikte Nazilere karşı zaferin mirasından ve Donbass’taki faşizmi ve dehşeti bitirmedeki kararlılıklarından bahsediyorlar. Böylelikle bir yandan Ukrayna’daki şehirleri bombalarken Rus hükümetin resmi söylemi Ukrayna halkıyla bir sorunlarının olmadığı ve (Volodymyr Zelensky hükümetini işaret ederek) Nazi hükümetinin hedef alındığı iddiası etrafında kuruldu. Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov “Nazilerden arındırmayı” açıklaması istendiğinde şunu söyledi: “İdeal olarak, Ukrayna Nazilerden kurtarılmalı ve temizlenmeli, Nazi ideolojisi ve onu destekleyenler.”
Putin’in “Ukrayna’nın Nazilerden arındırılması” anlatısı çok tehlikeli çünkü aynı zamanda hem Ruslar ve Ukraynalılar arasında, hem de savaşı destekleyen Rusya vatandaşları ve savaşa karşı çıkan ‘iç-mihraklar’ arasında keskin bir hat oluşturuyor.
Yaptırımlar
Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, aralarında savaşa karşı olan ve yine de ülkede kalmak zorunda kalan insanların da bulunduğu milyonlarca vatandaşı etkileyecek. Dünya çapında yükselen Rus fobisi ve ülkenin küresel ağlardan giderek artan izolasyonu yalnızca toplumun barış yanlısı kesiminin çaresizliğini ve hüsranını artırıyor. Bu sırada apolitik çoğunluk Rusya’nın yönelmekte olduğu ekonomik ve politik krizin derinliğini idrak etmekten uzak. Rusya Hükümeti için zaman kıymetli. Resmi kaynaklar öldürülen Rus askerlerinin sayısını paylaşmazken Ukrayna’daki savaş uzadıkça hükümet için bilgi savaşını kazanmak daha güçleşecek. Savaş karşıtlığının suçlaştırılması, pek çok insanın ailelerini düşünerek duydukları korku ve işyeri ya da üniversite gibi yükümlülüklerin bağlayıcılığı (bazı üniversiteler protestolara katılan öğrencilerin atılacağını duyurdu) pek çok insanın protestolara katılmasını engelleyebilir. Suçlulaştırılma risklerine rağmen Ukrayna halkıyla dayanışma göstermek için sokaklara çıkmaya devam eden Ruslar, savaş karşıtı protestoları kendilerine ve dünyaya karşı bir ahlaki sorumluluk olarak görüyorlar. Bir aktivistin savaş karşıtı yürüyüş sırasında tuttuğu pankartta yazdığı gibi: “Dönüp baktığımda karşı durduğumu ve elimden gelen her şeyi yaptığımı söyleyebileceğim. Savaşa Hayır.”