YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Umudu korumak: Zor ama gerekli

Yılın son aylarında hâkim olmaya başlayan “Muhalefet artık iktidarı köşeye sıkıştırıyor” argümanının çok sağlam olmadığını görüyoruz. Öte yandan, iktidar açısından bakacak olursak, kamuoyu anketleri hâlâ kan kaybına işaret ediyor.

2019 biterken “Gitsin, gelmesin” diyorduk; 2020 pandemiyle, hak ve özgürlüklerin daha da daralmasıyla ve İkinci Karabağ Savaşı’yla geldi. Yine “Gitsin de gelmesin” dedik. 2021 hem pandeminin sürmesi, hem de hak ihlallerinin iyice yerleşmesiyle toplumu daha da nefessiz bıraktı. Üstelik, bunlara bir de ekonomik kriz eklendi. 

2021’i dayanılmaz hâle gelen hayat pahalılığıyla, artan enflasyonla, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutukluların hâlâ hapiste olmasıyla, özgürlük adına elimizde her ne kaldıysa daha da yok olmasıyla, tüm bunlar yetmezmiş gibi sokak hayvanlarına yönelik olarak başlatılan sürek avıyla bitiriyoruz. 

Olumlu diyebileceğimiz bir gelişme varsa, o da Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşme sürecinin başlatılmış olmasıdır. Önümüzde hayli sarp bir yol olduğunu da biliyoruz. Ancak başlamak da önemli. 

Siyasette yılın sonlarına doğru muhalefette görülen hareketlenme, şu günlerde yine sekteye uğramış görünüyor. Bununla beraber, HDP, CHP ve diğer partiler arasındaki temasların, seçim yılı olan 2023’e doğru artacağı gibi bir hava da var. Ancak iktidar da mevcut siyasi alanı daraltmak için kendi hamlelerini yapıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “terör teftişi”, belli ki, yıldızı parlayan Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan bir adım. Anlaşılan, İmamoğlu’na “Aday olmaya niyetlenirsen bunların devamı gelir” mesajını vermek istiyor AKP-MHP koalisyonu.

Bu konu, öyle görünüyor ki 2022’ye damgasını vuracak. CHP lideri Kılıçdaroğlu her ne kadar İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’ın adaylıkları konusunda yeşil ışık yakmayan bir tutum belirlemiş olsa da, iki ihtimal gündemdeki yerini koruyor:
a) CHP, İmamoğlu ya da Yavaş’ı daha şimdiden yıpratmamak için bu taktiği benimsiyor olabilir; b) Kılıçdaroğlu bu iki isme şans tanımak istemese bile, siyasetin kendi dinamikleri İmamoğlu ve Yavaş’ın önünü açabilir. 

Bu iki konuyu belli ki önümüzdeki yıl çok konuşacağız. Ancak muhalefetin başa çıkması gereken bir başka mesele daha var. Toplumun büyük çoğunluğunun canını yakan ekonomik krizle ilgili olarak iktidarın attığı hayli tartışmalı adım (Kur Korumalı Mevduat Hesabı) karşısında, üstelik eleştirilecek pek çok nokta varken, muhalefetten kayda değer bir çıkış gelmedi. Yani, böylesi elverişli bir konuda gündemi yönlendirecek hamleleri yapamadılar. Bu da iktidarın hâlâ (şüphesiz, elindeki medya gücüyle) kendine manevra alanı açabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla yılın son aylarında hâkim olmaya başlayan “Muhalefet artık iktidarı köşeye sıkıştırıyor” argümanının çok sağlam olmadığını görüyoruz. Öte yandan, iktidar açısından bakacak olursak kamuoyu anketleri hâlâ kan kaybına işaret ediyor. 

2021, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyelerin tepeden inme rektöre direnmesiyle başlamıştı. Yıl biterken, tüm zorluklara, baskılara, hukuksuzluklara rağmen direniş sürüyor. Boğaziçi için ve elbette bu topraklarda özgürlükler için mücadele edenleri selamlayarak bitirelim bu yılın son yazısını. 

Umudu korumak yıllar geçtikçe zorlaşıyor olabilir. Ama gerekli. 

(31.12.2021)